30 Kasım’da hiçbir şey almayın

Kanadalı sanatçı Ted Dave tarafından başlatılıp Kanada bazlı Adbusters dergisi tarafından desteklenerek büyüyen Buy Nothing Day (Satın Almama Günü) Kuzey Amerika’da Şükran Günü’nden sonraki cuma (Black Friday ya da Kara Cuma olarak bilinir), tüm dünyada ise kasımın son cumartesi günü kutlanıyor.

Bu yıl 30 Kasım Cumartesi gününü denk gelen Satın Almama Günü’nde siz de çevrenizdekilerin dikkatini çığrından çıkmış tüketim toplumuna ve bu toplumun alışkanlıklarına çekmek için bir şeyler yapın, satın almayın, aldırtmayın.

Üstelik güzel havaların yavaş yavaş sonuna gelirken yapabileceğiniz birçok eğlenceli aktivite de var.

Bisikleti olanlar:

Her ayın son cumartesi günü düzenlenen Critical Mass, Satın Almama Günü’nü sizin gibi bisiklete binmeyi sevenlerle geçirmek için oldukça güzel bir fırsat. Hele bu ayın Critical Mass’i asla kaçmaz. Önce saat 13:00’da evdeki deri parçalar, eski pantolonlar, ilginç düğme veya kumaşlar ile birlikte Kadıköy Tasarım Atölyesi’ne git ve Bisikletin İçin Tasarla. Ardından tüm katılımcılarla birlikte ‘Bu senenin modası bisiklet olsun’ diye haykırmak için bisiklet turuna çık. Detaylar ve etkinlik sayfası burada.

Critical Mass nedir?

Critical Mass, tüm dünyada 1992 yılından beri devam eden bir bisiklet hareketi. Terimin İsim babası, Çin’in trafik kuralları: Çin’de bisiklet kullanıcıları yol kenarında kritik bir çoğunluk yarattıklarında ışıksız kavşaklarda geçiş hakkına sahip oluyorlarmış. İlk olarak San Fransisko’da 50 kadar bisikletlinin katılımıyla başlayan hareket zamanla dünya çapında birçok ülkede düzenlenmeye başlamış.

İstanbul’da ise her ayın son Cumartesi günü 17:00’de Göztepe Parkı’ndan çıkış yapılıyor. Kurallar da tamamen hareketin kuralsızlığını ortaya koyuyor: İlk olarak Critical Mass İstanbul hiçbir şekilde reklam, sponsor, bağış vs. kabul etmiyor. Belirli bir rota ya da ulaşılacak bir destinasyon yok. Gidilecek yöne en öndeki bisikletliler karar veriyor arkadakiler de onları takip ediyor. İnternet sitesinde hareketten daha fazla insanın haberdar olmasını isteyenlerin indirebileceği örnek bir el ilanı bulunuyor Geziye paten ve kaykay da dahil olmak üzere her çeşit motorsuz taşıtla katılınabiliyor. Amaç ise yaya ve motorsuz taşıt haklarına dikkat çekmek, küresel ısınma, trafik ve hava kirliliğine katkıda bulunmamak ve çağdaş bir kent için pedal çevirmek.

Nezih nezih sosyalleşeyim ben diyenler:

 

 

Evde kullanmadığınız giysi, çanta, takı ne varsa toplayıp santralistanbul’un yolunu tutun. It’s Open’da iki günlük çok güzel bir etkinlik var: Giysi Takası.
En fazla 15 parça eşyayla Giysi Takası’na katılın ve kullanmadığınız kıyafetlerinizi yenileriyle değiştirin. Ayrıntılı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz. Facebook etkinlik sayfası ise burada.

Arkadaşlarım olmadan asla diyenler:

Arayın arkadaşlarınızı ve evde yiyecek içecek ne varsa toplayıp size gelsinler. Siz de onlara falafel yapın. Kalabalık bir grup için en rahat hazırlayacağınız yemeklerden biridir Falafel. Hep beraber yemesi de bir o kadar eğlenceli.

1 su bardağı daha önceden haşladığınız nohut

1/2 doğranmış soğan

3 yemek kaşığı maydanoz, doğranmış

1 yemek kaşığı taze kişniş, doğranmış

2 çay kaşığı tuz

1 tatlı kaşığı pul biber

4 diş iri sarımsak

1 tatlı kaşığı kimyon

1 paket kabartma tozu

5 yemek kaşığı un

Kızartmak için fındık yağı

Lavaş

Salatası için; domates, soğan, biber, humus.

Haşlanmış nohutu ve doğradığınız soğanları mutfak robotuna koyun. Maydanoz, kişniş, tuz, biber, sarımsak ve kimyonu da ekledikten sonra tamamen püre haline gelmeden ezilmelerini sağlayın. Kabartma tozunu ve dört yemek kaşığı unu ekleyip robotu çalıştırın. Elinize yapışmayan bir kıvama gelene kadar un ekleyin. Karışımı bir kaba alın ve üzerini kapatıp buzdolabında en az 4 saat bekletin. Beklettikten sonra köfte harcından küçük parçalar koparıp yuvarlayın. Kızgın yağda köfteleri kızartıp yağlarını alması için bir kağıt havlunun üzerine alın. Lavaşın üzerine köfteleri koyun, üzerlerine domates, soğan, biber ve biraz humus ekleyip servis yapın.

Buradaki listeden de open source (açık kaynaklı) bedava izleyebileceğiniz filmlerden seçip beğenin ve bol sohbetli, şen şakrak bir gün geçirin.

Çocuklular

Çocuğunuzla tüketim hakkında konuşun. Evde bulunan eşyalarla yeni neler üretebileceğinizi konuşun. Örneğin eski tişörtlerden çanta yapmak isterseniz buraya mutfakta bolca birikmiş kavanozunuz varsaburaya bakabilirsiniz. Çocuğunuzla beraber aşağıdaki tarifi hazırlayıp sonra da şurada listelediğimiz çevre bilinci aşılayan filmleri izleyebilirsiniz. Siz de gayet iyi bilirsiniz ki işin içinde bir çocuk varsa yaratıcılığınızın sınırlarını belirleyecek hiçbir çizgi yoktur. Tüketmeyi boşverin, beraber üretin.

Yulaflı üzümlü kurabiye

Bu tarif tam soğuk kış günleri için uygundur. Fırınınızın yaydığı tarçınlı koku içinizi ısıtır. Ayrıca çocuklarınızla beraber yapmak için de eğlenceli bir tarif. Malzemelerden biraz tarife ekleyin, biraz da atıştırın dilerseniz. Bırakın çocuklarınız kaşıkla tepsiye dizsin, iyi eğlenceler.

1 bardak (150 gr.) yumuşatılmış tereyağı

1/2 bardak esmer şeker, ½ bardak pudra şekeri

2 yumurta

1 tatlı kaşığı vanilya

1 ½ bardak un

1 tatlı kaşığı karbonat

1 tatlı kaşığı toz tarçın

½ çay kaşığı tuz

3 bardak yulaf

1 bardak kuru üzüm

1 bardak parçalanmış ceviz

1 bardak hindistan cevizi tozu

Tereyağı ve şekeri mikserde krema kıvamına gelene dek karıştırın. Yumurta ve vanilyayı ekleyip karıştırmaya devam edin. Sonra sırasıyla, un, karbonat, tuz ve tarçını ekleyin. İyice karıştırdıktan sonra da yulaf, kuru üzüm ve cevizi de ekleyin.

Kaşık yardımı ile hamuru alıp, fırın tepsisinin üzerine serdiğiniz pişirme kağıdının üzerine aralıklı olarak dizin.

180 önceden ısıttığınız fırında, 12-15 dakika pişirin. Fırından çıkardıktan sonra soğumaları için biraz bekleyin, sonra soğuma teline yerleştirip 30 dakika kadar bekletin. Dilediğiniz, sevdiğiniz kuruyemişleri de ekleyebilirsiniz. Örneğin; fındık, badem, ya da yaban mersini ekleyebilirsiniz

Özgür ruhlar

Çantanıza evde hazırladığınız bir sandviçle bir şişe su alın ve kendinizi sokağa atın. Yürüyün, koşun, çimlere uzanın ya da herkes alışveriş yaparken vitrinlere bakın ve onca eşyaya aslında hiç de ihtiyacınız olmadığını dikkatle bakarak kendiniz görün.