4 Adımda Mutfağınızı Zehirli Kimyasallardan Temizleyin
Dayanamayıp, patates cipsini açıp yediğiniz ve kötü hissettiğiniz zaman kendinize bir soru sormanın zamanı gelmiş demektir: “O patates cipsinin benim mutfağımda ne işi vardı?”
Sağlıklı beslenmek için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, kontrol edebileceğiniz bir ortam olan kendi mutfağınızı işlenmiş gıdalardan uzaklaştırmaktır. Böylelikle en azından evinizde sizi doğru yoldan uzaklaştırmaya çalışan tehlikelere rastlama riskiniz olamaz.
Kışa girmeden önce, mutfağınızı korunaklı bir alana çevirecek kural basit: Orada değilse, yiyemezsiniz.
TIKLAYIN: İşlenmiş gıdadan uzak durmanın 7 yolu
1. Adım: Mutfağınızı Temizlemek için En Az Bir Saatinizi Ayırın
Detektiflik sevenler için en eğlenceli adım bu olsa gerek. Mutfağınızdaki yiyeceklerin etiketlerini kontrol ederek sağlıklı bir mutfağa ait olmayanları elden çıkarıyoruz.
Tüm dolaplara, çekmecelere bakmayı unutmayın, güvenemediklerinizi bir yerde toplayın.
2. Adım: İçindekileri Okumanın İnceliklerini Keşfedin
İşlenmiş yiyecekler yerine taze yiyecekleri tercih etmeniz önerimiz ama, gene de bazı ürünler kaçınılmaz oluyor. Bu ürünleri tercih edecekseniz aşağıdaki kuralları takip edebilirsiniz.
“İçindekiler”e dikkat edin: Her ne kadar içindekiler etikette yazsa da bazı yiyeceklerin içeriklerini okumak bile zor geliyor. Her ne kadar kesin bir çözüm olmasa da güvenemediğiniz veya en iyisi okuyamadığınız içerikleri tercih etmeyin.
Havalı Kelimelere Güvenmeyin: İçinde günlük şeker ihtiyacımızın fazlası olan “doğal” içecekler, mısır şurubu içeren “tam tahıllı” yiyecekler, bazı kelimeler üzerinden sizi maalesef kandırmaya çalışıyor.
İçindekilere detaylı bir şekilde bakmayı, organik ürünlerin kendine ait özel etiketlerini kontrol etmeyi unutmayın.
3. Adım: Bu Yiyeceklerden Kurtulun
Artık nereye bakacağımızı bildiğimize göre, ne için bakmamız gerektiğini öğrenmemizin de zamanı geldi.
Şeker: En büyük suçluları zaten biliyorsunuz, ama ketçap ve mayonezdeki, salata soslarındaki, işlenmiş gıdalarındaki, “doğal” meyve sularındaki ve gazlı içeceklerdeki şekerlere göz atmayı unutmayın.
Kötü Yağlar: Yağdan korkmanıza gerek yok. İyi yağlar vücudunuz için vazgeçilmez bir ihtiyacı olsa da, kötü yağların vücudunuza yaptığı etkiler dehşet verici. Mısır yağı gibi ağır kızartma yağlarını, kimyasal içeren margarinleri ve tabii ki kızarmış yiyecekleri artık hayatınızdan çıkarmanın vakti geldi.
İyi yağlar hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak için bu içeriğimize bir göz atabilirsiniz.
Yapay Tatlandırıcılar: Aspartam, splenda, sukraloz, sorbitaol vb… Tatlandırıcılar kalori sahibi olmasa da, biliminsanları bu kimyasalların bizi daha fazla açlığa ittiğini, metobolizmamızı yavaşlattığını ve karın yağlarına sebep olduğunu savunuyor.
Bu konu hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
4. Adım: Tazelenin
Artık sağlıksız yiyecekleri mutfaktan çıkardığımıza göre, taze ve sağlıklı yiyecekleri almanın vakti geldi.
Taze Mahsüller: Nişasta içermeyen sebzeler, antioksidan kaynağı dutlar, uzun ömürlü kuruyemişler. Eğer mümkünse, organik, mevsiminde ve yerel yiyecekleri tercih edin.
Organik pazarlar, tüketici kooperatifleri ile iletişime geçebilir, hatta bazı sebze ve meyveleri kendiniz bile yetiştirebilirsiniz.
Sağlıklı beslenme ile ilgili içeriklerimize buradan göz atabilirsiniz.
Baharatlar, Şifalı otlar, Çeşniler: Kendinizin yetiştirebileceği veya güvendiğiniz kaynaklardan temin edebileceğiniz bu tat güçlendiricilerin değerini zaten Anadolu mutfağı da çok yakından tanıyor.
Sebzeleriniz ve diğer yiyecekleriniz ile yapacağınız yemeklerin en yakın dostu bu 3’lü olacaktır.
Protein: Et tüketiminin çevreye verdiği zararın yanında etik kısmı da detaylı olarak tartışılmakta. “Proteini ne yapacağız peki” diyenlerin hemen ete koşmasına gerek yok bu içeriklerimizde protein içeren sebze meyvelere göz atabilir, karbon ayakizinizi ve vicdanınızı rahatlatabilirsiniz.
Kaynak: The Chalkboard