Dünyanın en sağlıklı 10 şehri
İnsanlar, ırklar, ülkeler üzerine yapılan araştırma havuzuna taze bir bilgi daha eklendi: En sağlıklı şehirler sıralaması.
Dünyanın 10 sağlıklı şehrini seçmek için, CNN dünya genelinde yaptığı araştırmasını okurların hazırladıkları videolarla destekledi. Okurlarından şehirlerinin neden sağlıklı olduğunu bir video ile anlamasını isteyen kanal, gelen çalışmaları kendi verileri ile destekledi. CNN’in şehirlerin ürettiği kirlilikten, yeşil alan kalitesi, sağlık sistemleri ve eğitime kadar pek çok kriteri göz önünde bulundurarak hazırladığı bu çalışma sadece kurumsal niteliği değil, şehirlilerin hayat tarzını de hesaba katıyor.
“Bir şehir mental sağlığı ne kadar etkileyebiliyor?” sorusuna cevap vererek hazırlanan bu liste aşağıdaki gibi.
İsmini dünyanın en mutlu ülkeleri sıralamalarında üstte görmeye alışık olduğumuz Danimarka’nın başkentine bir de sayısal verilerle bakalım.
Dinamizmini sokaklarına yansıtan bu şehirde, iş gücünün sadece %2‘sinin 40 saat ve üzeri çalıştığı biliniyor. İlgi alanlarına ve sosyalleşmeye yeterince zaman ayırabilen Kopenhaglıların kamusal alanlarda kendilerine zaman ayarabilecekleri birçok seçenek var. Sporu kapalı alanların dışına çıkararak her mevsimde alışkanlık haline getiren kentliler ayrıca bisikleti bir ulaşım aracı olarak da benimsemiş durumdalar. Bununla birlikte şehir şimdiki durumuna göre 249 mil bisiklet yoluna sahip. Hem mutlu hem sağlıklı şehir-ülke unvanına sahip olan Danimarka, unvanlarının hakkını veriyor.
Şehrin bu atmosferinin bir diğer mimarı da tabii ki yürüme alanı bolluğu, organik botanik bahçeleri ve manavlarıyla yaşamın şehri sarıyor oluşu. Şehirlilerin %96’sı yardıma ihtiyaçları olduğunda bir yabancıya rahatlıkla güvenebileceklerini de belirtiyor.
2) Okinawa
Japonya’nın güneyindeki takım ada grubu olan Okinawa dünyada ortalama ömrün en uzun olduğu şehir. 100 yaşını aşkın çok sayıda insanın yaşadığı şehirde ortalama ömür kadınlarda 86, erkeklerde ise 78. Dünya genelindeki ortalama ömrün 10 yıl fazlasına tekabül ediyor.
Sağlık bilgilerine gelince, Okinawa sakinlerinde kanser ve benzeri hastalık risklerine az rastlanılmış. Genetik olarak dünyadaki bütün şehirlilerden bir adım önde olan Okinawa sakinleri, sağlıklarını yedikleri sarı, yeşil sebzelere, patates, soya ve balığa borçlular.
Diğer Japon şehirlerinden daha az gelire sahip olmalarının yanı sıra birden fazla kuşak aynı evi paylaşıyor. Kalabalık bir aile olarak yaşadıklarından, hayatları boyunca kolektif bir hayat biçimi sürdürüyorlar. Bu durum depresyonu sıfıra yaklaştırırken, yalnızlığı da minimuma indiriyor. Uzun olan ömürlerinin büyük bir kısmını çalışarak geçirirken, çalışma ilişkileri kanalıyla sosyalleşme imkanı elde ediyorlar.
3) Monte Carlo
Monte Carlo deyince akla gazinolar, son model arabalar, yatlar, kısacası lüks hayat geliyor. Peki ya sağlık bu lüks yaşamdan nasıl nasibini alıyor?
Minicik bir Avrupa şehri olan Monte Carlo, dünyadaki en düşük bebek ölümü oranına sahip. Bu konuda Sağlık Bakanlığı‘nın eğitim odaklı yaptığı çalışmaların payı oldukça büyük. Hamilelik sürecindeki ihtiyaçların büyük oranda karşılanması ve doğum sonrası verilen hizmetler de Dünya Sağlık Örgütü tarafından onaylı ve pek çok ülkeye örnek olacak nitelikte.
Bu bilgileri verirken Monte Carlo’nun dünyanın en yüksek gayri safi yurtiçi hasılaya sahip ülkeler sıralamasında 5. sırada yer alan Monaco’da olduğunu belirtmeden geçmeyelim.
4) Vancouver
Yoğun ve dinamik şehir merkezi, gelişmiş toplu taşımacılık ve millerce uzayan bisiklet yollarıyla Kanada’nın en yürünebilir şehri Vancouver.
Hava kirliliğinin ömrü kısalttığı bir gerçek. Hal böyleyken tertemiz havasını koruyan Vancouver, düşük araba kullanımı ve yapılaşma için sıkı çevresel kısıtlamalarıyla bir şehirlinin tüm haklarını savunuyor. Dünyanın en yeşil şehri olmayı hedefleyen Vancouver’da nüfus son 20 sene içinde %75 artış göstermiş.
5) Melbourne
Geçtiğimiz ay Economist tarafından, Melbourne dünyanın en yaşanır şehri seçildi. Avustralya’nın kıyı metropolü bu sıralamada düşük suç oranı, mükemmel sağlık servisleri ve eğitim kolaylıklarıyla 140 şehri arkasında bıraktı. Yalnızca hizmetleriyle değil farklı etnik kökenleri, inançları ve hayat tarzını barındıran Melbourne, pek çok değere de ev sahipliği yaparak kendini zenginleştiriyor. Şehirde tren hatlarının çokluğu ve bisiklet paylaşım sistemlerinin var olması da şehri kolay yaşanır kılıyor.
Melbourne şu anda Avustralya’nın en hızlı büyüyen şehri. Bu gidişatın yaşamsal dokuya zarar verip vermeyeceğini kestiremesek de şu anda yaşamak için tartışmasız en iyi seçeneklerden biri.
6) New York
“New York da nereden çıktı?” diyebilirsiniz. Aklınıza ilk gelen gürültü, kalabalık ve belki de sokaklarındaki tedirgin edici hal ile bu listeye ait olmadığını düşünüyorsunuzdur. Peki 8 milyon insanın yaşadığı New York’tun dev bir dumansız hava sahası olduğunu biliyor muydunuz?
New York ilk dumansız hava sahalarını oluşturan şehir. 2001 yılından önce pasif içiciliğin verdiği zararlar göz önünde bulundurularak şehrin sosyal alanlarında, barlarında, restoranlarında ve pek çok yerde sigara içilmeyen bir alan oluşturuldu.
Yapılan araştırmalara göre, mekansal düzenlemerle birlikte aktif sigara kullananların sayısı 2002- 2012 yılları arasında %28 oranında azalmış ve lise öğrencileri arasında bu oran %50‘ye düşmüş. Pasif içicilik şehrin sağlık gündeminden hiç düşmemiş ve düzenlemeler kamusal alanlarda da kendini göstermiş. Parklarda ve yaya alanlarında da sigara içmek yasaklanmış. Amacı insanları caydırmak olan düzenlemeler sigara içmeyi giderek neredeyse “illegal” haline getirmiş. Tütün vergilerinin artması ve sigara satın alma yaşının da 18’den 21’e çıkartılması da sigaraya karşı verilen mücadelenin önemli bir göstergesi.
7) Jönköping
İsveç’in bir güney şehri olan Jönköping, ortalama ömrün uzamasıyla sürdürülebilir emeklilik sistemlerini geliştirme konusunun da gündemde olduğu bir şehir. Hatta bu konuyla ilgili pek çok deney yapılmış ve başarılı da olunmuş. Geliştirilen Esther projesiyle emeklilerin ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetler sunan Jönköping, psikolojik refah, sağlık, gelişim ve eğitim konusunda vatandaşlarına pek çok olanak sağlıyor.
8) Havana
Bir diğer sürpriz şehir ise Havana. Ambargolar ve yoksulluk konularıyla daha çok aklımıza yer eden Küba’nın başkenti dünyadaki en sağlıklı şehirlerden bir tanesi.
Küba 11 milyon nüfusu ve ortalama ömrün 79 yıl olduğu bir ülke. Amerika Birleşik Devletleri ile karşılaştırıldığında dikkat çekici farklarla karşılaşıyoruz. Küba’da çocuk ölümleri oranın daha düşük olması ve sağlık için yapılan masrafların ABD’de kişi başı 9 bin dolar iken Küba’da 400 dolar oluşu, sağlık konusunun ne kadar ciddiye alındığının bir göstergesi.
Küba’da sağlık, herkesin önemle üzerinde durduğu bir konu. Çocukların özellikle ilk yardım ve benzeri konularda bilinçlendirici programlara katıldıkları Küba’da, afet ve kaza durumlarında herkes sorumluluklarının farkında. Bu konuda ne kadar hassas oldukları tıp eğitimi için getirdikleri kolaylıklardan da anlaşılabilir. Tıp eğitiminin ücretsiz olduğu Küba, Latin Amerika’da en çok doktor yetiştiren ülke.
9) Singapur
Eğer Singapur’da hastalanırsanız nasıl tedavi göreceğiniz konusunda çok düşünmenize ya da endişe duymanıza gerek yok. Dünya üzerindeki en etkin tedavi sistemlerine sahip olan Singapur, %80 kullanım oranıyla sağlık sistemlerinden en fazla yararlanılan ülke.
Daha da önemlisi Singapur, sağlık üzerine en az para harcayan ülke. Bunun sırrı ise Sağlık Bakanlığı’nın Medisave adındaki sağlık programlarına katılma zorunluluğu. Bu program olası sağlık harcamalarına yönelik birikim sağlıyor. Ayrıca her gelir düzeyinin katılabileceği seçenekler sunarak, sağlık haklarından herkesin faydalanması koşulunu yerine getiriyor. Bu işleyişte fiyat ve beklentilerin şeffaf olması sağlık programının pek çok kişiye ulaşmasını sağlıyor.
Şehir planlamasına bakıldığında, sağlığın ilk kriter olarak göz önünde bulundurulduğunu, birçok kurum ve kuruluşun mimari düzenlerinde referans noktası olduğunu söyleyebiliriz.
10) Napa
San Francisco’nun kuzeyinde bulunan Napa vadisi resmen bir doğal sağlık merkezi. Bisiklet, dağcılık gibi aktiviteler Napalılar için adeta rutin hayatın bir parçası. Genellikle Kuzey Amerika’da şarapları ile bilinen bu şehrin havası ve doğasıyla ruh sağlığınıza dokunacak kadar etkili olduğu biliniyor.
Çok sayıda spor odaklı sosyal gruba ev sahipliği yapan Napa’da enerjinizi doğa ile bütünleştirmek için pek çok kapı sizlere sunulmuş vaziyette.