Yediğimiz hayvanlar hakkında gerçekler ve rakamlar

Gündemimizden düşmeyen tüketim alışkanlıkları hakkında bugüne kadar sayfamızda pek çok yazı yazdık. Çoğu zaman tüketiciyi huzursuz ederek beslenme alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirmeye davet ettik.

Farklı kaynakları kullanarak endüstriyel tarımın ekosisteme geri dönüşü olmayan zararlarını okuyucularımıza aktarmaya çalışırken, Türkiye adına güncel bilgileri barındıran, beslenme tüketme ve üretmeye ekolojik bir perspektif getiren Et Atlası, Türkçe olarak yayımlandı.

İlk olarak 2013 yılında Almanya’da Heindrisch Böll Foundation ve Friends of Earth Europe işbirliği ile yayınlanan rapor, 2014 Ocak ayında İngilizceye çevrilerek kitlesini genişletti. 9 Ekim’den itibaren raporun Türkçe içeriğine ve ayrıca Türkiye’den güncel bilgileri barındıran görüşlere buradan ulaşablirsiniz.

et_atlas_cover_tr

Tabağımıza gelen etin, politik – ekonomik – ekolojik olmak üzere kendi çerçevesiyle pazarlama stratejilerine dolanmış yüzünü tüketicilere sunan Et Atlası, endüstriyel hayvancılığı rakamlarla destekleyerek çevre toplum üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.

Et Atlası, gıda tüketim alışkanlıklarımızın artık kişisel bir tercih olmaktan çıkıp dünya nüfusunu önemli derecede etkileyen hastalıklara, göçlere, biyolojik çeşitliliğe verdiği zararın etki zincirini tüketiciye çarpıcı rakamlarla ve örneklerle sunmakta.

“Tabağımızdaki et iklim değişikliğini nasıl etkiliyor?”, “Bir başkası bundan zarar görüyor mu?” gibi sorulara cevap veren raporda, Türkiye’de endüstriyel tarımın gelişimini hesaba katarak verilerini zenginleştiriyor.

9 Ekim’de yapılan basın toplantısında, rapora katkı sağlayan Heindrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Kırsal Kalkınma Koordinatörü Yonca Verdioğlu, Çifçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Abdullah Aysu, ve Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nde çalışmalarda bulunan Bülent Şık, içerik ile ilgili önemli açıklamalarda bulundular.

567657868567

Raporu okumaya başlarken, Türkiye odaklı çarpıcı gerçeklerden bahsetmek gerekirse eğer, kişi başına düşen ortalama et tüketiminin 30-40 kilo olduğunu öğreniyoruz. Protein tüketiminin ”kalkınma” derecesini niteleyen bir argüman olarak kullanıldığı Türkiye’de, bu algının yanlış olarak ele alındığının altı çiziliyor. Yurt genelindeki araştırmada, tarımdaki kadın emeği ve cinsiyete yönelik verilere ulaşmakta güçlük çekilirken, et üretiminde kullanılan “etken maddelerin” gerçek sayısına asla ve asla ulaşamadığımız, raporda altı çizilen gerçeklerden .

BUNU DA OKU:  GDO'ya hayır demek için Cumartesi sizi bekliyoruz!

Politik düzeyde Türkiye’deki tarıma rakamlarla örnek veren Abdullah Aysu durumu şöyle ifade ediyor:

“1980’li yıllara büyük ve küçük baş sayısı 85,5 milyon iken nüfus yaklaşık 45 milyondu. 2013’a gelindinğide ise hayvanların toplamı 50 milyona düşerken nüfus 80 milyona gelmiş bulunuyor.” Orantısız gelişmenin sebebinin meralardaki düşüşe bitkisel üretimdeki yükselmeye bağlanıyor.

Bülent Şık ise raporun hayvancılıkta önemli eksikleri doldurduğunun bir kez daha altını çizerken, gıda alanındaki kimyasal maddeler üzerine yaptığı çalışmalardan bahsetti. Türkiye’nin antibiyotik kullanım yoğunluğu ve GDO’lu tarımın giderek şirketlerce norm haline getirildiği belirtilirken zirai ilaç kullanımının artışına dikkat çekti. Et üretiminde kullanılan “etken maddelerin” sadece % 7’si ile ilgili bilgiye sahip olduğumuzu açıkladı.

2342345465

Raporda bulunan et ile ilgili diğer çarpıcı bilgiler ise şöyle:

  • Hayvancılıkta kullanılan antibiyotik kanser riskini artırıyor.
  • Büyük çiftlikler istemeden de olsa bakteri üretiyorlar.
  • 1 kilo sığır eti için için 15,500 litre su kullanılması gerekiyor.
  • Bir hamburger yapmak için 3,5 metre kareden daha fazla toprak lazım.
  • Dünyada 2,5 milyar insan su sıkıntısıyla karşı karşıya.
  • En çok su tüketen ve küresel su krizinin baş sorumlusu olan şey tarım. Dünyadaki tatlı su arzının %70’i tarımda kullanılıyor. Tarımda kullanılan suyun üçte biri hayvancılığa gidiyor.
  • Dünyada 14 milyar hektar tarım alanının üçte biri hayvan yemi yetiştirmek için kullanılıyor.
  • Dünyaya ekili arazi alanı ekleyerek ekolojik dengeye daha çok zarar veriyoruz.
  • Brezilya ve ormansızlaştırma: Ormansızlaştırılan arazilerin % 60’tan daha fazlası sığır yetiştiriciliği için kullanılıyor.

67867856

  • GDO’lu tarım yasak, GDO’lu yem serbest.
  • Glifosat dünyada en çok kullanılan tarım zehri. Türkiye’de çeşitli meyvelerde, zeytin ve üzüm üzerinde kullanılırken, kullanımında büyük artış gözlemleniyor.
  • Gelişmiş ülkelerde tavukçuluk giderek sanayileşiyor ve et üretimini geçiyor.
  • Şehirleşmenin de etkisiyle, küçük çaplı bağımsız üreticiler düşüşe geçerken, süpermarketler pazar paylarını artırmaktalar.
  • Dünyadaki salgın hastalıklar, hayvancılık kaynaklı.
  • Türkiye’de kırsal alanlarda ücretsiz iki milyon kadın çalışıyor.
  • Giderek et tüketimine artan talebin Asya’da 2022’ye kadar %80 olacağı öngörülüyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise orta sınıfın artan et tüketimi ürkütücü.
BUNU DA OKU:  Fast Food sektöründen korkulur

Şirket güdümlü gıda politikalarından nasibini alan toprak su hava için başka bir dünya mümkün değil. Fakat bu duruma alternatif çözümler mutlaka mümkün. Tüketicinin yediği gıdayı sorgulamak zorunda kaldığı su götürmez bir gerçek. Rapordaki olumsuzluklar ve rakamlar et yeme eylemin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilemediğini ortaya koyuyor. Buna karşılık, tüketicinin artık harekete gelme vakti çoktan geldi. Sağlıklı gıdanın herkes tarafından tüketilebilir olduğunu duyurmak için Et Atlası yeterince fazla neden sıralıyor. Beslenme alışkanlıklarınızı size sorgulatacak olan bu raporu okumadan geçmeyin.

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Yediğimiz hayvanlar hakkında gerçekler ve rakamlar” için 3.046 yorum

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Gıda, Hayvanlar, Kent, Topluluklar, Vejetaryen ve Vegan
SYTV’den ödül: Stratejik Sürdürülebilirlik Eğitimi

Eğitimin içeriğinin detayları burada.

Kapat