Güneş enerjili rüyalar
Dün akşam, en sonunda, çevremdeki istisnasız herkesin bayıldığı film “Inception”, yani “Başlangıç”ı izledim. Ve, ben de çok beğendim.
“Yeşil konularla “Inception”ın ne alakası var?” diyebilirsiniz, ama var hem de çok. Hemen anlatacağım! Birincisi “Inception”ın film setinin aydınlatılması güneş enerjisi kullanılarak yapılmış. Seyretmediyseniz, heyecanını kaçırmamak için bir şey anlatmayacağım ancak bu filmdeki aksiyon sahnelerini görünce, ne kadar ciddi bir enerji kullanıldığını anlıyorsunuz. Bu arada film aksiyon filmi sevenler için harika. Hatta daha doğrusu, aksiyon filmiyle Stanley Kubrick arası bir şey “Inception”. Filmlerini tekrar tekrar seyretmeye bayıldığım Stanley Kubrick’i kaybettiğimizden beri, onun bayrağını kim taşıyacak diye düşünüyordum. “Inception”ın yönetmeni ve yazarı Chris Nolan bu unvanı hak ediyor.
İkincisi, filmde Hollywood ünlüleri arasında “yeşil” konularda en çok mücadele eden Leonardo DiCaprio başrolde oynuyor. Hakkını vermek lazım, bütün aktörler çok başarılı bir oyunculuk çıkarmışlar. Ancak DiCaprio oyunculuğunun yanı sıra, dünyayı kurtaran ünlü olmak gibi bir misyoner görev de üstlenmiş durumda. Bundan dolayı ister istemez ön plana çıkıyor. Leonardo’nun kendi web sitesine gittiğinizde, öyle sırf kendini anlatmıyor, bir de ekositesi var. Üyesi olduğu ve sözcülüğünü yaptığı dernekleri ve onların amaçlarını destekliyor. Ama sırf sözde kalmıyor, aksiyona da geçiyor. 2007’de kendi katkılarıyla yapılan “11th Hour” (“11. Saat”), belgeselinde dünyanın karşı karşıya olduğu durumu gözler önüne seriyor. Her fırsatta, yenilenebilir enerji kullanımını, fosil yakıtları elimine etmemizi, elektrikli arabaları, ve de sürdürülebilir bir gezegeni desteklediğini vurguluyor. (Tabii çevreciler bir ara özel jeti var diye çok eleştirmişlerdi o ayrı dava. Ancak yeşil olalı beri, o jet yerini Toyota Pirius‘a bıraktı.) Yakışıklıymış şuymuş bir yana, adam dolu dolu bir adam. Ve demedi demeyin, kendisi bu yarattığı eko kimlikle bir Hollywood ikonu olacak. Filmde Cobb’un dediği gibe (Leonardo): “The seed that we planted in this man’s mind may change everything” (Bu adamın zihnine ektiğimiz tohum, her şeyi değiştirebilir). Keşke bizler de herkesin bilinçaltına girip dünyayı daha güzel daha yeşil, daha yaşanabilir bir hale getirecek düşünceler koyabilseydik. Ne harika olurdu!
Dipnot: Bizim ülkemizde ne zaman çıkacak yerli Leonardolar? Ya da Cameron Diazlar, Gwyneth Paltrowlar, Alanis Morisetteler? Ortak noktaları, yeşil ve ünlü olmaları! Yok mu bizde de yeşil ünlüler?