Hareketsiz yaşam tarzını yenmek için spor yeterli değil, yarım saatte bir ayağa kalkmanız gerekiyor

Kolombiya Üniversitesi tarafından yayınlanan araştırma, her yarım saat de bir yapılan küçük bir aktivitenin bile, oturarak yapılan masa başı işlerinin ve diğer hareketsiz yaşam tarzı seçeneklerinin etkilerinin önüne geçtiğini öne sürüyor.

Araştırma gün içerisinde hareketsiz kalmanın toplam veya etkinlik başına olan süreleri artıkça yaşam riskinin de arttığını gösteriyor. Bu yüzden otururken farkındalığımızı artırmamız gerektiğini ve her yarım saatte bir ara vermemiz öneriliyor.

Yaklaşık 8 bin kişinin 4 yıllık bir süreçte akılı egzersiz bileklikleri ile takip eden çalışma, düzenli egzersizin bile hareketsiz yaşam tarzının önüne geçemediğini öne sürüyor.

Veriler, bireylerin 16 saatlik bir günde ortalama olarak 12,3 saat hareketsiz olduğunu gösteriyor. Hareket içeren her etkinlik ise yaklaşık 11,4 dakika sürmüş. Bu ortalamanın üstünde yani günde 13,2 saat hareketsiz yaşayanlar ise, ortalamanın altında bir süre olan 11,5 saat hareketsiz yaşayanlara göre hayatını kaybetme olasılığını 2,6 kat artırmış oluyor.

Kolombiya Üniversitesi Tıp Merkezi’nden araştırmaya liderlik eden Keith Diaz, bireylerin oturma alışkanlıklarını anlamaya çalıştıklarını belirtiyor. Buna rağmen Diaz, mesajın biraz karmaşık olduğunu belirtiyor.

Araştırma ortalama olarak her yarım saatte bir hareket edenlerin, oturma dolayısı ile ortaya çıkacak hastalıklardan hayatını kaybetme riskinin azaldığını görmüş. Buna ek olarak daha sürekli, uzun ve egzersiz bazlı araların bu riski daha da azalttığı belirtiliyor.

Araştırmayı yorumlayan İngiltere’nin ünlü Spor, Egzersiz ve Sağlık Enstitüsü, hareketsiz yaşam tarzının obezite oranlarını artırdığını bununla beraber hayatımıza hareket içeren küçük etkinlikler eklemenin zor olmadığını belirtiyor.

Enstütü’den Dr. Mike Loosemore, kalkıp telefonla konuşmanın, mutfaktan tam bardak su almak yerine yarım bardak su almak gibi basit değişikliklerin bile bizi hareket etmeye zorladığını, her yarım saatte bir kalkmak için bahaneler yaratacağını savunuyor.