Haritadan silinenler 51-60
51-Kurşunlu taş ocağı
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTDK) Antalya Şubesi ve Kurşunlu, Güloluk ve Yeşil Karaman Derneği Köylüleri yaptıkları ortak açıklamada Kurşunlu Şelalesi’nin de kuruma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söylediler.
Dernek ve köylülerin açıkladığı bilgiye göre Kurşunlu Şelalesinin çevresinde Kurşunlu, Yeşil Karaman ve Güloluk Köyü Sınırlarında bulunan 950 dönümlük Kızılçam ormanında taş ocağı nedeniyle orman kıyımı oldu ve de su havzasının tahribiyle sular kurudu.
Yakında kurşunlu şelalesinin suyu kuruyacak.
Taş ocağının Kurşunlu şelalesine yakınlığı yaklaşık 10 km ve Kurşunlu şelalesine giden su kaynağının ana noktası. Bu gelişmeye göre olası etkilerini TTDK ve köylüler şöyle sıralıyor: “Kuruyan sular Güloluk köyünün ve kurşunlu köyünün içme suyu kaynakları, tarım alanları da sulanamayacak ve köylülerin geçim kaynağı kalmayacak. Yer altı suları da kurumaya başladığı için köylülerin açtırdığı sondajlar daha da aşağılara indi.”
Bu kadarla sınırlı değil. Kurşunlu ormanları içinde çalışan taş ocağının son bir yıl içinde en az 15 kez patlattığı ve haftada bir köylülerin tüm şikayetlerine rağmen kaçak patlattığı dinamitler yüzünden ve yine taş ocağının yer altı sularını kullandığı üç adet kuyu nedeniyle yer altı suları iyice aşağıya inip azaldı.
TTDK “Doğaya verdiği zararlar bilindiği halde kapatılmayan taş ocağının sadece o işletmeciye kar sağlayan bir işletme olması ve binlerce köylüye zarar vermesi nedeniyle de adalet duygularını zedelediği ortada” diyor ve küresel ısınmaya dikkat çekiyor:
“Küresel ısınmanın yüzde 49’u enerji kullanımından, yüzde 24 ‘ü endüstrileşmeden, yüzde 13’ü tarımdan, yüzde 14’ü ise ormansızlaşmadan kaynaklı yükseliyor.”
Dernek ve köylülerin talebi Kurşunlu ormanları arasında kalan son su kaynaklarının korunması için taş ocağının acilen kapatılması, kuruyan ormanlık alanın yeniden ağaçlandırılması, Madencilik yasasının da bütün bu uygulamaları engelleyecek nitelikte değiştirilmesi.
52-Silopi Termik Santrali
Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenen yaklaşık 200 kişi, dün Sanat Sokak’ta biraraya gelerek, basın açıklaması yaptı.
Grup üyeleri, ’Halkız haklıyız direneceğiz’, ’İşte Silopi işte direniş’, ’Direne direne kazanacağız’, ’Bu daha başlangıç, mücadeleye devam’ sloganları attı. Beşiktaş’ın ünlü taraftar grubu Çarşı üyelerinin de ’Slogan bulamadık’, ’Ha termik, ha mermi, Silopi bunu yer mi’ yazılı dövizlerle desteklediği eylemde konuşan çevre aktivisti Serdar Kayaalp, Silopi çevresinde faaliyet yürüten termik santrallerinin çevreye verdiği zarara dikkat çekmek istediklerini belirtti. Kayaalp, şunları söyledi:
“Türkiye’nin hiçbir bölgesinde termik santralleri kurulmasına izin verilmiyor. Biz de bu duruma sessiz kalmayacağız. Ya termik santraller kapatılacak, Silopi’nin elektriği sabit kurda olacak şekilde bir düzenleme olacak. Halkımız bu talepler karşısında bir tavır sergileyip, gerekeni yapacaktır. Elektrik kesintileri ve voltaj düşüklükleri bizlere yaşamı çekilmez hale getirmiştir, hayatımızı zorlaştırmıştır. Kamunun ortak malı iken yabancılara peşkeş çekilerek özelleştirilmiş olan enerji sektörü, ülke güvenliğini, toplum sağlığını, sanayi, toplumsal kalkınmayı tehlikeye atmıştır.”
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24415462.asp
53-Çorlu katı atık yakım tesisi
Çorlu’da kurulacağı açıklanan Katı Atık Bertaraf Tesisine karşı çıkan ve kurulmasını istemeyen sendika, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin bir araya gelmesi ile oluşturulan Katı Atık Bertaraf Tesisine Hayır Platformu tarafından yürüyüş düzenlendi. CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün de yer aldığı yürüyüşe katılan yaklaşık 2 bin kişi, ellerindeki taşıdıkları dövizler ve sloganlar eşliğinde Atatürk Meydanından Çorlu Otogarına kadar yürüdü. Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin geniş güvenlik tedbiri aldığı yürüyüşe katılanlar sloganlar atarak yürüyüş gerçekleştirdiler.
Katı Atık Bertaraf Tesisine Hayır Platformu adına Atatürk Meydanında bir konuşma gerçekleştiren Dr. Gamze Saraçoğlu, “Karatepe’de katı atık bertaraf alanı Çorlu’nun burnunun dibinde. Katı atıkları yakarak imha edecekler ama bacalarına da filtre takacaklarmış. Bacalarından gazlar çıkacak bu gazlar zehirli. Aside dönüşüyor ve yağan yağmurlarla topraklarımızı kirletiyor. Bu kimyasallar ağır metaller bizi zehirliyor. Çocuklarımızı kanser yapıyor ama kimse bunlardan bahsetmiyor. Kararlarımız, bizler çiğnenip Ankara`dan Bakanlıktan ÇED Raporu alındı. Plan değişiklikleri yaptık denildi, Bakanlık onayıyla tesis kurulmasında ısrar ediliyor” dedi.
http://haber.mynet.com/guncel/quotkati-atik-bertaraf-tesisine-hayirquot-yuruyusu-663989-1
54-Çakıllı çimento fabrikası
İlçemiz sınırları dahilinde önce Evrencik yapımına devam edilen TRAÇİME ait çimento fabrikası şimdi de Çakıllı Çimento fabrikası. Yeşil Vizemiz grileremi brünüyor derken Çakıllı Çimento fabrikası ile ilgili olarak Çakıllı Belediyesi ve duyarlı Çakllı halkı hararetli geçen Çed Toplantısında tepkilerini ortaya koydular. Çakıllı Belediye Başkanı Halil SOYASLAN çimento fabrikasının yapılmasına karşı olduklarını söylerken Salonda bulunanlardan büyük bir alkış aldı.Çimento fabrikasının yapılmasını önlemek amacıyla tüm Çakıllı Halkı ile birlikte mücadele vereceklerini belirtti. Bilindiği üzere Çakıllı Belediyesine ait web sitesinde daha önce konu ile ilgili olarak aşağıdaki görüş bildirilmiş idi.
Çakıllı, Vize-İstanbul kara yolunda, Vize’ye 11km, Saray’a 9km mesafede bulunan bir beldedir. Beldemizin kuzeyinde, büyük çoğunluğu meşe ve gürgen, bir kısmı da çam ağacından oluşan geniş bir alana yayılmış orman bulunmaktadır. Bu ormanlar içerisinde yöre halkının ve diğer çevre yerleşimlerden vatandaşların kullanımına sunulan, atmosferi son derece temiz, zengin bitki varlığı olan mesire alanları bulunmaktadır. Ayrıca ormanlarımızda, zengin çeşitliliğe sahip yaban av hayvanları bulunmaktadır. Beldemizin içme suyu bu ormanlar içerisinde bulunan Ergene ve Dedepınar membalarından karşılanmaktadır. Adı geçen membalardan kaptajlarla toplanan içme suyu, yaklaşık 5 km’lik ana isale hattı ile beldemizin ve eski askeri sahanın (şu an çimento fabrikası yapılması düşünülen alanın) doğusunda bulunan iki adet içme suyu depomuza getirilmektedir. Buradan tekrar, 3 km mesafedeki kasabamıza cazibeyle getirilerek halkımızın kullanımına sunulmaktadır.
http://www.vize.com.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=385&Itemid=15
55-Mersin mahallelerinde kentsel dönüşüm
Mersin’de merkez Akdeniz İlçesi’nde TOKİ’nin 4 mahallede uygulamak isteğini kentsel dönüşüm projesinde kriz yaşanıyor. BDP’li Akdeniz Belediyesi, TOKİ’nin uygulayacağı projenin uygulanabilir olmadığını ileri sürerek, 2008 ve 2010 yılında imzalanan ‘Kentsel Yenileme Ön Protokolleri’ni tek taraflı feshetti.
TOKİ’nin Mersin’deki 4 mahallede uygulayacağı kentsel dönüşüm projesi nedeni ile Akdeniz Belediyesi’nde bir toplantı düzenlendi. Toplantıya BDP’li Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazil Türk, Belediye Meclis üyeleri ile Akdeniz Kent Konseyi Genel Sekreteri Celal Temel ve Kent Konseyi üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Belediye Başkanı Türk, 3 yıldır Çay, Çilek, Özgürlük ve Kiremithane mahallelerinde TOKİ’nin hazırladığı kentsel dönüşüm projesinin taslak projesinin tamamlandığını, ancak kentte bulunan bilim adamları ve sivil toplum örgütleri ile birlikte projeyi ele aldıklarından uygulanabilir olmadığını gördüklerini söyledi. Bu nedenle de kendilerinin de bir heyet oluşturarak adı geçen mahallelerde anketler yaptırdıklarını belirten Türk, sonuçta vatandaşların yüzde 93’ünün mahallelerinden ayrılmak istemediğini, yüzde 95’in de başka şehre taşımak istemediğini, yüzde 94’lük bir kesiminde toplu konut yapılarına olumlu bakmadığının ortaya çıktığını dile getirdi. Türk, aynı ankette göre bölge halkının yüzde 97’sinin yerinde iyileştirmeye dönük projelere olumlu baktığı ortaya çıktığını vurgulayarak, ‘Belediyemiz proje ekibi tarafından yürütülen tüm analiz, anket ve değerlendirme çalışmaları sonucunda 2 sonuç özellikle ortaya çıkmıştır. 1’ncisi mahalle halkının sosyal, kültürel ve ekonomik durumu dikkate alınmalıdır. 2’ncisi Akdeniz sınırları içerisinden kentsel dönülüm alanı ilan edilen mahallelerde yaşam standardını yükselten, mahalle kimliğini koruyarak, halkın beklentilerini karşılayan bir planlama yaklaşımı ile yerinde iyileştirme ve yerinde ıslah projeleri geliştirmelidir. Bizler böyle düşünürken ve çalışmalarımız devam ederken, TOKİ tarafından Çay, Çilek ve Özgürlük mahalleleri 30 Kasım 2011 tarihinde Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilmiştir. Fakat mahallelerde, gerek kamu, gerekse özel de mülkiyet arazisi işgali söz konusu değildir. Bu nedenle yapılaşmanın gecekondu tanımına uygun olmadığı, buna ilişkin koşulların oluşmadığı açıktır. Belediyemiz ile hiçbir fikir alışverişinde bulunulmadan alınan Gecekondu Önleme Bölgesi ilanı ve Acele Kamulaştırma Kararı’na karşı belediyemiz, muhtarlar ve mahalle sakinleri tarafından dava açılmıştır. Hukuki süreç, Danıştay ve Mersin İdare Mahkemeleri nezdinde devam etmektir dedi.
http://www.haberler.com/mersin-de-kentsel-donusum-krizi-4477700-haberi/
56-İkizdere HES projesi
Rize’de doğal SİT alanı ilan edilmesine rağmen hidroelektrik santrallerin (HES) elektrik üretimine başladığı İkizdere Vadisi’nde, dere yatağında yer yer su kalmadı. Vadide elektrik üreten santrallerin yeterince can suyu bırakmadığı iddia edilen İkizdere Deresi, kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca 22 Ekim 2010 tarihinde doğal SİT alanı ilan edilen ve 26 HES projesinin yapımının planlandığı İkizdere Vadisi’nin 35 kilometrelik bölümünde bugüne kadar 4 santral faaliyete geçti. Bu santrallerde elektrik üretimine geçilmesinin ardından regülatör sahalarında tünele alınan dere suyu, yaklaşık 5 ila 8.5 kilometre sonra yeniden dere yatağına bırakılmaya başlandı.
Bir HES’in tünele alıp bıraktığı suyu daha aşağıdaki diğer HES alıp kullanmaya başlayınca İkizdere Deresi’nin suyu da iyice azaldı. Hava sıcaklığındaki artışın ardından dağlardaki karın da tamamen erimesi ve yağışın da azalması ile bölgede kuraklık başladı. 4 santralin bulunduğu vadide suyun tünele alındığı 25 kilometre boyunca İkizdere Deresi’nde yer yer hiç su kalmadı.
http://www.odatv.com/n.php?n=ikizderede-kuruma-tehlikesi-1506131200
57-Düzenli HES projesi
Rize İdare Mahkemesi’nde görülen davalarda ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararları birbiri ardına gelmeye devam ediyor. Mahkeme, son olarak, UNESCO tarafından Dünya Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edilen Artvin’in Borçka ilçesine bağlı Camili (Maçahel) vadisi üzerinde yapılması planlanan iki ayrı HES projesi için ‘iptal’ kararı verdi.
Camili Deresi üzerinde, İÇTAŞ Enerji grubuna ait Dağlar Elektrik firması tarafından yapımı planlanan Sarnıç 1-2 Regülatörleri ve HES projesi için dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı ile yine aynı bölgede Kiler Holding’e bağlı Gülkar Enerji firması tarafından yapımı planlanan 5 megavat kurulu gücündeki Düzenli Regülatörü ve HES projesi için yine dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 280 bin metrekarelik ‘ormanlık alan kullanım izni’ iptal edildi.
Sarnıç HES için verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının açıkça hukuka aykırı olduğu ve ‘kamu yararına uygun bulunmayan bu işlemin telafisi güç zararlar doğuracağı’ sonucuna varan Mahkeme, Düzenli HES için verilen ‘orman kullanım izni’nin ise doğal yaşama müdahale niteliği taşıyacağı ve bunun doğal yaşama ciddi bir tehdit oluşturacağına dikkat çekti. Mahkeme ayrıca, Orman Kanunu uyarınca bu işlem için ortada bir zaruret olmadığı gibi işlemde açıkça kamu yararına, mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığına da vurgu yaptı.
Sarnıç HES için 18 kişinin açtığı davada Mahkeme ‘iptal’ kararında, Anayasa’nın 17 ve 56. maddelerine göndermelerde bulunarak, Bakanlığın görev ve sorumluluklarını irdelediği kararında ayrıca Çevre Kanunu’nun ilgili maddeleri, yönetmelikler, Kyoto Protokolü ve uluslararası anlaşmalar ile Bilirkişi raporlarına da atıfta bulundu.
http://www.odatv.com/n.php?n=bakanlik-ise…-0608111200
58-Otluca HES projesi
Anadolu’da yüzlerce hidroelektrik santral (HES) inşaatı -bazıları durdurma kararlarına rağmen- sürerken yöre halklarının projelere tepkilerine, HES inşaatlarında işçi ölümleri eklendi.
Mersin Anamur’da Çaltıbükü köyü Dibek mevkiindeki Otluca HES inşaatında çalışan üç işçi toprak kayması sonucu öldü.
Yapımını Akfen Holding’e bağlı Beyobası Enerji Üretim AŞ’nin üstlendiği inşaatta Cumartesi (11 Aralık) günü meydana gelen göçük altında kalan altı işçiden Fethi Döner ve Ferit Bütün hayatını kaybetmişti. Ağır yaralanan Habip İşler de kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk konuyla ilgili mecliste soru önergesi verdi: “Aşırı yağışa karşın işçilerin su tahliye kanalında çalıştırılma gerekçesi nedir? Sorumlular kim? Yasal işlem başlatıldı mı? Taşeron firma ne gibi güvenlik önlemleri aldı? Bakanlıkça kontrol edildi mi?”
Artvin Hopa’da ise Çağrina (Güneşli) Köyü sınırlarında İskaristi (Balıklı) Dağı Şellale Deresi üzerinde HES projesi yapımının gündeme gelmesiyle birlikte “Hopa Derelerini Koruma Platformu” kuruldu.
Erva Enerji Elektrik şirketi 20 Aralık pazartesi günü “Güneşli Regülatörü ve HES” hakkında bilgilendirme toplantısı yapacak. Hopa Öğretmenevi’ndeki toplantıda Platform projeye tepki göstermeye hazırlanıyor.
Hopa Belediye Başkanı Turan Kasımoğlu projeyle ilgili “İlçenin içme ve kullanma suyunun sağlandığı dere üzerindeki HES tüm ilçe halkının yaşamını, geleceğini ve çevreyi olumsuz etkileyecek; yerel yönetim olarak projeye kesinlikle karşıyız” demişti.
Rize İdare Mahkemesi de Borçka’daki “Düzenli HES” projesine Tarım İl Müdürlüğü’nce verilen “tarım dışı amaçlı kullanım izni” için yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Avukat Yakup Okumuşoğlu, Maçahel (Camili) bölgesi Zedvake (Düzenli) köyünde Kiler Holding’in projesiyle ilgili davada mahkemenin “iznin 5403 Toprak Koruma Kanununa aykırı olduğuna, hukuk, mevzuat, kamu yararına uygunluk bulunmadığına” hükmettiğini açıkladı.
Okumuşoğlu, Maçahel Vadisi’nin ülkedeki tek “Dünya Biyosfer Rezerv Alanı” olduğunu belirtti: “Çevre Bakanlığı burayı bile HES’lere açmışsa, sözümüz kalmadı. İptal kararlarına rağmen projelerde diretiliyor.”
http://bianet.org/bianet/bianet/126645-mersin-de-uc-isci-oldu-hes-tepkileri-suruyor
59-Afyonkarahisar Beyyazı taş ocağı
Afyonkarahisar merkeze bağlı Beyyazı beldesinde, taş ocaklarına tepki gösteren vatandaşlar, ellerinde sopalarla yolu kesip olayı haberleştirmek isteyen basın mensuplarına saldırdı.
Beyyazı beldesine 4 kilometre uzaklıkta bulunan taş ocaklarının faaliyetini durdurması için uzun bir süredir eylem yapan belde halkı, yine çocuk ve kadınların ön planda olduğu bir protesto gösterisi daha gerçekleştirdi. Çocuklarını okula göndermeyerek yanlarına alan belde halkı, taş ocakları için yeni yol yapımını engellemek adına çalışmaların sürdüğü yere yürüdü. Öfkeli kalabalığın, İl Özel İdaresi’ne ait araçlara ve taş ocaklarına ulaşmasını engellemek için jandarma ve çevik kuvvet ekipleri hazır bekletildi. Jandarma ve çevik kuvvetin engellemesine rağmen araziyi kullanarak çalışmanın yapıldığı yola gelen vatandaşlar, burada bir basın açıklaması yaptı.
Belde halkı adına konuşan Beyyazı Beldesi Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği Başkanı Süleyman Özpunar, vatandaşların büyük zararları olduğunu söyleyerek, “Hiçbir yetkilinin yanımızda olmayışı bizi bu duruma düşürdü. Ekili mahsuller zarar gördü. Hukuki işlem bitmeden bu yollara nasıl bu şekilde çalışma yapıyorlar. Bundan bir süre önce bu yol ile ilgili Beyyazı Belediyesi’nin verdiği bir dilekçe var. Bu dilekçeye İl Özel İdaresi orası Beyyazı Belediyesi’nin sınırları içerisinde kaldığından dolayı oraya hiçbir şey yapamayız diyorlar. Bugün kime dayanarak bu yolu yapıyorlar. Kime hizmet ediyorlar. Halkın istekleri yerine gelmiyor, şahsa özel yol yapılıyor” dedi.
http://www.afyonhaber.com/genel/gundem/beyyazida-tas-ocaklari-eylemi.htm
60-Gökova termik santrali
Karacahisar köyü yakınlarında kurulması düşünülen termik Santral ile ilgili köyde toplantılar yapılırken, köylüler termik santrale sıcak bakmadıklarını açıkladılar.
Karacahisar köyü sakinleri, “Köyümüze yapılması düşünülen termik santral, Yeniköy Termik Santrali’ne sadece 3-4 km. uzaklıkta olacak. 1986’da bu termik santralin faaliyete geçmesiyle köyümüzde kanser ve akciğer hastalıklarından ölümlerde belirgin bir artış oldu. Doğamızın yanı sıra sağlığımızı da tehdit edecek. Yeni bir termik santralin yapılması yerine, mevcut kaynakların 3-5 km. taşınarak Yeniköy Termik Santrali’nde işlenmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz” dediler. Kömür çıkarma kazıları esnasında günden güne azalmakta olan su kaynaklarının da kirleneceğini öne süren köylüler, “Şu anda faaliyette olan termik santral zaman zaman atıklarını karıştırmadıkça berrak akan, balıkların yanı sıra nadir su kaplumbağası ve su yılanlarını barındıran deremiz bulanık akacak. Köyümüze yeni bir termik santral yapılmasına karşıyız. Milas ilçemiz, üçüncü bir termik santralin kirliliğini kaldıramaz. Gökova Körfezi dördüncü bir termik santralin getireceği yıkıma karşı koyamaz. Turizm, tarım ve orman bölgesinde termik santral yapılamaz” dediler.
http://www.stargundem.com/ajanslar/rodovans-yoluyla-muglaya-4-termik-santral-389185.html
