Hayvanlar aleminden sıra dışı 10 gerçek

Hayvanlar alemi, milyonlarca tür aklımızı karıştıran doğaları renkleri ve davranışlarıyla bizleri hayretlere düşürüyor. İşte içinde size sevimli gelen canlıların da olduğu 10 türün sıra dışı gerçekleri…

1.Kelebekler kaplumbağalardan gözyaşı içerler
Evet biz hepimiz bir zamanlar çiçek böcek ne bulduysak yemiştik. Ama bilmediğimiz bir şey var: Amazon’da iseniz sodyum bulmak minik kelebekler için hiç de kolay değil. Bu durumda kelebekler gözyaşını çok çekici bulurlar.

Kaplumbağaların üzerine bir iniş yaparlar ve gözyaşından yudum yudum içerler. Yalnızca kaplumbağalar mı? Hayır, timsahlar bile kelebeklerin hedeflerindendir. Ayrıca aynı davranış böcek türleri ve arılarda da gözlemlenmiştir.

2.Gübre böceği (bok böceği) Samanyolu sayesinde yön bulur
2013’de yapılan bir araştırma, böceklerin gece karanlığında yıldızlara bakarak yön bulduğunu ortaya çıkardı. Peki bok böceği bunu nasıl yapıyor dersiniz? İsim hikayesini merak ediyorsanız işte tam bu noktada biraz anlam kazanıyor.

Genel olarak böcek türleri gece yolculuklarında düz bir çizgide hareket ederken, bok böceklerinin düşünmesi gereken önemli şeyler var. Diğerlerinden saklaması gerektiği, hayvan dışkılarından topladığı harcını kimse bulmasın diye, bok böceği, yolculuk ederken Samanyolu’nu kullanıyor. Aynı zamanda güneş ve ayı da tercih ettikleri araştırmalarca onaylanıyor.

3.Yunuslar uyumazlar
Evet bu doğru. Yunuslar uyuduklarında bile bilinçlerini kaybetmezler. Yunuslar, orkalar ve balinalar bilinçli bir şekilde nefes alıp verirler. Bunu yaparken de daima uyanık kalmalılar. Eğer uyuklarlarsa maalesef bu onlar için hiç iyi olmaz.

Ama merak etmeyin, onlar için uyuamanın metodu biraz farklı. Uyguladıkları unihemispheric uyku ile dinlenebildiklerini söyleyebiliriz. Yani yunuslar ve kuzenleri, beyinlerinin bir yarısını kapatırken, yarı bilinçli olarak uyku haline geçerler. İşte bu yüzden de bu yaratıkları uyku halinde asla göremeyiz.

4.Sincaplar parfüm kullanır
Tuttuğunu koparan sincaplar, genel olarak kavgalardan kaçınmayı tercih ederler. Çünkü bir sincap için kavgadan daha iyi seçenekler var. Mesela bir çıngıraklı yılan görseler sevinmezler ama bu sürüngenlerin arkalarında bıraktıkları deri sincaplar için vazgeçilmezdir.

Sincaplar bu derileri önce uzun uzun çiğnerler, sonrada kendi tüğlerini temizlerler. Böylece minik bir sincap gibi kokmak yerine, korkutucu bir yılan gibi kokularını yayarlar. Bu davranış başka bir hayvan üzerinde gözlemlenmemiştir. Bir tür kendini kutsama olarak da görülebilir.

Kirpilere gelince ise, benzeri bir davranış olarak, kara kurbağalarını öldürdükten sonra zehir bezelerini açarak, iğneleriyle zehre süründükleri gözlemlenmiştir.

5. Timsahlar yaşlanmaz
Biliyoruz ki çoğu canlı türü, ömürlerinin sonuna geleceği bir yolculuğa çıkar ve bu yolculuğun sonuna geldikçe de, fiziksel olarak değişim gösterirler. Tüy dökerler, renk değiştirirler veya avlanamaz hale gelirler yani yaşlanırlar.

Fakat timsah ve kara kaplumbağaları gözle görülür bir yaşlılık evresi geçirmezler. Yani bu da onların 50-100 yaş aralığında bile her zaman zımba gibi olabilecekleri anlamına gelir. İyi beslendikleri sürece, her şartta büyüyüp gelişebilirler. Tabii ki bu onları ölümsüz yapmaz. Bir düelloda yaralanıp hayatlarını kaybedebilir ve ya hastalanabilirler. İşte bu gençlik sırrı da aslında kaplumbağaların neden 183 yaşında, ve timsahların da neden 112 yaşlarında bulunduklarını açıklıyor.

 

6. Baykuşlar yılanı bebek bakıcısı olarak kullanır
Anne baba baykuşlar yuvalarına genellikle cansız yemekler götürseler de, kör bir yılan gördüklerinde, onu yuvaya canlı bırakırlar. Eğer yılan mamaya aç yavru baykuşların gagalarından kurtulursa, kendine yuva altında bir yer edinir ve farklı bir amaca hizmet eder. Burada lavralarla beslenirken bir yandan da, yavru baykuşların böcek istilasına uğramasını engeller. Başka bir deyişle bir bebek bakıcısı olur diyebiliriz.

7.Bufalo demokrasisi
Afrika’da birlikte hareket eden bufalo sayısı bini bulabiliyor. Yolculuk sırasında bu dev dövüşçüler varış noktalarını nasıl belirliyorlar ve ya nereye gidiyorlar diye kendi kendinize soruyor olabilirsiniz.Tahmininiz nedir bilemeyiz ama cevabı görünce oldukça şaşıracaksınız. Bufaloların bu karışıklığa çok basit bir çözümü var; oylama!

Bir gözlemleme dahilinde, dişi yetişkin bufalolar seçenekleri ayağa kalkarak ve gitmek istedikleri yöne dik dik bakarak belirtirler bu işlem bitincede olduğu yere yığılırlar. Erkek bufalolara ne oluyor derseniz onlar bu işleme katılmıyorlar. Eğer birlik olmazsa ne olur? Sürü farklı iki alanda gece boyunca otlar ve sabah tekrar buluşurlar.

8.Martılar balina da avlarlar
Biliyoruz ki martılar, bazen balık, bazen çöp bazen simit bile yerler. Özellikle Larus dominicanus diye ayrılan Güney Amerika, Yeni Zelanda’da görülen martı türü, beslenmek için farklı bir kaynak kullanır. Örnek olarak su yüzüne çıkan dev balinaları görürse bu fırsatı da kaçırmaz.

Dev balinalar üzerinde 20 cm’ye yakın derinlikte yarık açan matılar, balinaları avlıyor diyebiliriz neredeyse. Zeki martılar karınlarını doyurmak için özellikle anne ve bebeklere saldırıyor ve ciddi şekilde yarılıyor. Aynı zamanda gözümüze çok da korkutucu gelmeyen bu canlıların, bulundukları bölgelerde buzağı ölümlerini de arttırdığından şüpheleniliyor.

9. Ahtapot kollarının beyini var
Bir çok canlıyı koordine eden merkezin bir beyindir. Ahtapotların da merkezi bir beyni olduğunu biliyoruz fakat, 8 ahtapot kolunun da bir beyne sahip olduğunu biliyor musunuz? Ana beyin burada her kola mesaj göndermek zorunda kalıyor. Kol deyip geçmeyin. Ahtapotların nöronlarının üçte ikisi kollarında barınıyor. Bu da şu anlama geliyor; eğer bir ahtapotun kolunu keserseniz (bunu sakın denemeyi) kol beyinden komut almaya devam eder. Belirtmeden geçmeyelim ahtapotlar en zeki canlılardan biridir. Sizce de öyle değil mi?

10. Tahtakurusunun çiftleşmesi çok vahşi
Evet tahtakuruları insanoğlu için tam bir baş belası. Ama bilmeniz gereken bir şey var; tahtakuruları dişi eşlerine de çok nazik değiller. Tahtakuruları, üreme organını dişi tahtakurusunun karnına batırarak partnerlerinin ölümüne sebep oluyor. Bu davranış yalnızca tahtakurularında değil, aynı zamanda omurgasızlarda ve örümceklerde de görülüyor.