İklim değişikliği mesajı ile başlayan Rio Olimpiyatları, sürdürülebilirlik vaatlerinde sınıfta kaldı
Uzun zamandır beklenen Rio Olimpiyatları gelen bir çok eleştiriye rağmen geçtiğimiz Cuma günü start aldı. Yaklaşık 3 milyar kişinin izlediği açılışta ise, muhteşem bir gösterinin ardından iklim değişikliği ile ilgili açık bir mesaj verildi.
Bir kaç dakika boyunca olimpiyat gösterisi açık bir şekilde iklim değişikliğini durdurmak için dünyanın elinden geleni yapması gerektiğini izleyicilerine iletti. Video, artan sıcaklıkların buzulları erittiğini ve bunun çok hızlı bir şekilde devam ettiğini belirtti.
Bir sonraki bölüm ise, eriyen buzulların Amsterdam, Dubai, Lagos, Şangay, Florida ve hatta Rio de Janerio gibi şehirleri su altında bırakacağını bir görsel ile gösterdi. Bu bölüm Maracana Stadyumun ortasına yeşil bir barış işareti yansıtılması ile son buldu.
En son olarak, bizim de daha önceki içeriklerimizde kullandığımız, gezegenin artan sıcaklığını gösteren aşağıdaki animasyon kullanıldı.
Böyle bir mesajın bu kadar fazla kişi tarafından izlenen bir uluslararası etkinlikte gösterilmesi sürdürülebilirlik konusunda artık küresel bir hareketin oluştuğunu gösterse de, bunun Amazon ormanlarını tarım alanlarına çevirerek iklim değişikliğine devasa bir etki yapan Brezilya’da gösterilmesi bir ironi olsa gerek.
Bununla beraber Rio Oimpiyatlarını düzenlemek isteyenler 2009 yılında sürdürülebilirlik vaatleri ile juriyi büyülerken, bu vaatlerin neredeyse hiç biri tamamlanmadı. Bir çok olimpiyat başlamadan önce vaat edilen durumun gerisinde kalsa da, Rio olimpiyatları özellikle aşağıdaki 6 başlıkta “sürdürülebilirlik” kavramından çok uzakta.
1. Suda bir şey var
Yaz olimpiyatları olduğu için yüzme ve yelken gibi etkinlikleri Brezilya’nın okyanuslarında gerçekleşecek etkinlikler, 1400 kadar katılımcının sağlığını tehlikeye atıyor. AB ve ABD’nin sağlıklı olarak kabul ettiği rakamların 1.7 milyon katı kadar virüs oranı bulunan koylar, aynı zamanda açık kanalizasyon artıkları ve pestisitler ile dolu.
Her ne kadar etkinlik alanına tonlarca yüzen çöplerin gitmemesi için bariyerler örülse de, virüsler ve bakteriler sadece insanlar için değil, bölgeye özgü yunuslar için de tehlike yaratıyor. 1980’lerde 400 bireyi bulunan Guanabara koyu yunusları, şimdilerde sadece 34 adet bireye kadar düşmüş.
2. Ulaşım kabusu
Rio’nun trafiği İstanbul’dan sonra dünyanın en sıkışık 4. trafiği olarak kabul ediliyor. Olimpiyat oyunlarının bundan etkilenmemesi için her ne kadar 3 milyar dolarlık bir metro projesi kabul edilmiş olsa da, bu metro tam olarak açılmış değil ve etkinliklere ulaşım oldukça zorlaşmış durumda. Aynı zamanda geçtiğimiz günlerde olimpiyat etkinliklerinin de yapılması planlanan bisiklet yolu bir anda çökmüş, diğer projelerin güvenliğini sorgulamaya sebep olmuştu.
Bununla beraber bölgeyi ziyaret eden Vox haber sitesine göre, ulaşıma milyarlarca dolar yatırım olsa da, bütçe sıkıntısı adı altında varolan otobüslerin ve metroların bazıları iptal edilmiş veya yerleri değiştirilmiş durumda. Bu da ilginç bir şekilde gelir düzeyi düşük olan mahallerin şehir merkezine olan direkt ulaşması sona erdirmiş.
3. Korkutucu hastalıklar
Her ne kadar güney yarımkürede bulunan Brezilya’da kış mevsimi yaşandığı için Zika hastalığının yayılması yavaşlamış gözükse de, olimpiyatlara katılanları maalesef Zika’dan daha büyük tehlikeler bekliyor.
Düzgün bir altyapı sistemi bulunmayan Rio’da, dang humması, rotavirüsü, noravirüsü, Hepatit A ve yetmezmiş gibi antibakteriyel ilaçlara direnen süper dirençli bir bakteri türü de oldukça yaygın gözükmekte. Olimpiyatlara katılanların ve izleyenlerin bu hastalıklar için kendilerini koruma altına alınması isteniyor.
4. Şehirde yaşayanlara karşı adaletsizlikler
Yaklaşık 77 bin kişinin olimpiyatlar için yapılacak inşaatlar yüzünden evlerinden atıldığı, bütün bir şekilde mahallelerin yıkıldığı haberleri Rio’da yaşayanları olimpiyatlara karşı ayağa kaldırdı.
Sonsuz olimpiyat ateşini bile söndürmeye çalışan aktivistler, aslında Brezilya hükümeti ile uzun zamandır problem yaşıyor. Uzun zamandır böyle büyük projelere ev sahipliği yapan Rio’da, bu etkinlikler diğer zamanlarda kabul edilemez olarak görülen inşaat projelerin yapılmasına olanak sağlıyor.
Evinden uzaklaştırılan çoğu kişinin ellerinde tapusu olsa da, 77 bin kişinin çoğu şehir merkezine oldukça uzakta bulunan apartman komplekslerine çoğu zaman istekleri dışında yerleştiriliyor.
Trilyon dolarlara ulaşan yatırımlar her ne kadar fakir bölgelerin önüne kilometlerce set duvar çekmek gibi “kozmetik” değişiklikler için kullanılsa da, yapılan projeler ihtiyacı olanlar için değil, halihazırda gelir düzeyi yüksek alanlar için daha fazla olanak sağlıyor.
5. Doğa ile çatışan golf sahaları
Olimpiyatlarda yüzyıldan fazla bir süredir bulunan golf etkilikleri için inşaa edilen Rio Golf sahası, ekolojik olarak narin bir bölgenin üstüne inşaa edilmesi ile uzmanların eleştirisi ile karşılaşmıştı.
Bölgeye özgü bitki ve hayvanlara zarar veren golf sahası, tarifi ancak doğanın ironik adaleti olarak tanımlanabilcek bir şekilde yabani hayatın “saldırısı” altında. Tembel hayvan, kapibara, boa yılanı ve minyatür timsah ailesinin bireyleri golf sahasını ele geçirmiş durumda. Etkinliklerin devam edebilmesi için organizasyon yetkilileri 5 adet hayvan terbiyecisini işe almak zorunda kaldı.
6. Bayağı inşaatlar
Kısa zamanda büyük inşaat projelerini tamamlama hedefi ile başlayan Rio Olimpiyat projelerinin maalesef çoğu binası standartlara uygun değil.
Kalitesiz malzemeler, dikkatsiz planlar sporcuların kaldığı olimpiyat köylerinde daha şimdiden küçük bir yangına, gaz sızıntısına ve tesisat problemlerine yol açtı bile. Durumu gören bazı sporcular olimpiyat köylerinden çıkıp bölgede bulunan otellere yerleşmeyi tercih ediyor.
Maalesef, “sürdürülebilirlik” markasını kullanarak seçilen Rio, yarardan çok bu kavrama büyük zararlar vermekte. Ulaşım, yapılaşma, sosyal adalet ve ekolojik denge konusunda sürdürülebilirliğin başlangıç seviyesine bile ulaşamamış Rio Olimpiyatları, vaatlerini gerçekleştirmediği sürece istediği kadar iklim değişikliği hakkında “reklam” verse de, sürdürülebilirlik madalyasına çok ama çok uzak.