İstanbul Fashion Week’te ne vardı, ne yoktu?
Geçtiğimiz hafta İstanbul Fashion Week etkinliklerine gitmediyseniz bile basından takip etmişsinizdir. Birbirinden enteresan yerli yabancı fashionistalar, merakla etrafı izleyen gözlemciler, adeta yarışırcasına “En farklı nasıl olurum acaba?” diye giyinmiş yakıştırabilen ya da yakıştıramayan sayısız modasever, ve harika tasarımlar vardı. Peki başka neler vardı, neler yoktu?
İstanbul Fashion Week’te ne vardı?
Argande, NEJ by Necla Güvenç ve bez Fashion Week torbaları. Bu üçünün ortak noktası ne derseniz? Argande Türkiye’nin moda sektöründeki tek sosyal sorumluluk projesi, Necla Güvenç IFW’nin organik kumaşlar kullanan tek tasarımcısı ve bez torbalar bu etkinliğin en çevreci yüzü.
Geçtiğimiz cuma sabahı erkenden İTÜ Taşkışla’daki defileleri seyretmeye gittim. Ilk defile Argande’nindi. Mudo mağazalarında satılan, Hatice Gökçe‘nin moda koordinatörlüğünü yaptığı markada sektörün önde gelen tasarımcılarının çizgileri var. Argande’de yerel kumaşlar kullanılmış. Zaten Mardin ve Batman’da 100’ü aşkın kadın iki ayrı atölyede üretiyor bu kıyafetleri. 2008’den beri iyice büyümüş Argande. Proje yöneticisi Gönül Sulargil, Argande’nin yurtdışına açılmak üzere olduğunu söyleyince, markanın iyice palazlandığını fark ettim. İşin moda tarafı bir yana, Mardin ve Batman’da bu proje sayesinde evine ekmek götüren toplumda yer edinen kadınları düşününce, Argande daha bir manalı geliyor bana. Defile sonrası Türkiye UNDP Daimi Temsilcisi Ulrika Richardson-Golinski‘yle konuşuyorduk. Kadının toplumdaki yerini güçlendiren bu projeler keşke artsa ve Anadolu’da sürdürülebilir kumaşları kullandıkları gibi, çevreyle dost kumaşlar kullansalar, dedim. Bunun üzerine, tabii ki işte o zaman marka değeri ve görünülebilirliği kat ve kat artar, dedi.
Ve işte bu “keşke organik kumaşlar kullansalar”ın cevabı bir sonraki karma defilede karşıma çıktı: Necla Güvenç’in NEJ markası. Bitmeyen zaman anlamın gelen Aeon ismini verdiği koleksiyonunda diğer tasarımcılardan farklı bir tat, samimi bir yaratıcılık vardı. Necla Güvenç’le defile sonrasında tanışma fırsatım oldu. Enerjisi yüksek, içten, doğayı seven ve bunu sadece sözde bırakmayıp tasarımlarına sokan bir modacı. NEJ’in tüm koleksiyonu organik kumaşlardan oluşuyormuş. Ben yeni tanıdım ama uzun süredir sektörün içindeymiş. Yurtiçinde Beymen ve Derishow gibi markaların tasarımları yanında, yurtdışında da başarılı çalışmaları var. Sevgili Necla Güvenç beni kırmadı, bir de ayaküstü kısa bir röportaj verdi. Bu röportajı da ilk fırsatta yükleyeceğim.
İstanbul Fashion Week’te ne yoktu?
NEJ’den başka organik ve çevreyle dost kumaşlar kullanan modacılar, Argande gibi başka sürdürülebilir projeler, insan dışı yöntemlerle taşlanan kotları satmayan markalar (evet, siz kendinizi biliyorsunuz o markalar, taşeron şirketler kullanıyorsunuz diye sizin kim olduğunuzu bilmediğimizi sanmayın). Markaların organik ve ekolojik kumaşlar kullanması artık sadece sosyal sorumluluk ya da sürdürülebilirlik değil, tam tersi onları daha görülür daha dikkat çekici daha rekabetçi kılacak. Örneğin son Stockholm Fashion Week‘te 20’yi aşkın eco-designer varmış. Bilmem anlatabildim mi?