Konya’da oluşan dev obrukların nedeni yer altı su kaynaklarının azalması mı?

Türkiye’nin rüzgar erozyonuna maruz kalan bölgelerinin başında gelen ve yaklaşık 50 bin nüfusa sahip Konya Karapınar’da, yeraltı sularının çekilip, toprağın göçmesiyle meydana gelen obruklar, tehdit oluşturuyor.

Son dönemlerde, özellikle mısır ve yonca ekili alanlarda, çiftçiler hasat yaparken obruk oluşması, bölge halkını da tedirgin ediyor. Obruk oluşumunun artması üzerine Jeoloji Mühendisleri Odası ve AFAD ekipleri, bölgede incelemelerde bulundu.

Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada daha önce dağlık bölgelerde oluşan obrukların, son dönemlerde yerleşim alanlarında meydana gelmesinin, insanları endişelendirdiğini belirtiyor.

Arık, bölgenin toprak yapısında suyla karşılaştığı zaman eriyebilir bir katman olduğunu ve bunun obruk oluşturmaya uygun bir durum olduğunu belirtiyor. Eriyebilir katmanlarda oluşan küçük boşluklar zaman içerisinde büyüyor ve üstteki tabaka bir süre sonra ağırlığını taşımayarak aniden çöküyor ve bu dev obrukları oluşturuyor.

Bununla beraber obruk oluşumu 2000’li yıllardan sonra giderek artış göstermekte. Bu yıl 11 obruğun oluştuğunu belirten Arık, 2017 yılına kadar 300 civarında irili-ufaklı bir obruk tespit edildiğini belirtiyor. Buna ek olarak 2017’de oluşan obruk sayısı 9 iken bu yıl bu 11’e ulaşmış durumda; Arık’a göre bu da obruk oluşumunun giderek arttığını gösteriyor.

Arık, obruk oluşumunun her ne kadar doğal bir olay olduğunu belirtse de, az yağış alan bir bölgede mısır ve yonca gibi su tüketen bitkilerin kullanılması ile yer altı suyunun azaldığını ve bunun obruk oluşumunu hızlandırdığını belirtiyor.

Bu yıl her zamankinden de daha az yağış alan bölge zaten Türkiye ortalamasının yarısından az bir yağış almakta. Arık, neredeyse çöl şartlarına yakın bir bölgede kuyular ile sulu tarım yapılmasının son 30 – 40 yılda yer altı suları seviyesini 50 ile 60 metre arasında azalttığını belirtmekte.

BUNU DA OKU:  “Su hakkı aslında hepimizin hakkı”

Bölgede bazı obrukların çapları 1 kilometreyi, derinlikleri ise 90- 100 metreyi geçiyor. Arık, bu boyutta bir çökmenin ani gerçekleştiği zaman can kaybına neden olabileceğini belirtiyor.

Bölgede hayvancılık ve tarımla uğraşan Yusuf Gültekin ise sürekli korku içinde olduklarını söylüyor. Bir kaç yıl önce evinin yakınlarında oluşan obruk yüzünden evini taşıdığını anlatan Gültekin, son zamanlarda obruk oluşumunun çok sık görülmeye başladığını açıklıyor.

Mısır ekili tarlasında obruk oluşan Cafer Zengin ise daha önce biçerdöver lastiğinin toprağın içine gömülmesine rağmen tarlasını hasat etmeyi sürdürüyor. Tarlasındaki mahsulünü hasat etmek zorunda olduğu belirten Zengin, tek geçim kaynağının bu mısırlar olduğunu bu yüzden mecburen hasat etmeyi sürdüreceğini söylüyor.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Gıda, Gıda Gündemi
Uzmanlar Monsanto’nun otları öldüren kimyasalının bal arılarına da zarar verdiğini açıkladı

Yapılan araştırmalar Monsanto tarafında üretilen ve dünyanın en çok kullanılan tarımsal kimyasalı olan glifosatın bal arılarının sindirim yolunda yaşayan bakterilere...

Kapat