Marmara Denizi’nde tehlike çanları çalıyor

Marmara denizi çok yakında hiç bir canlı yaşamının olmadığı bir deniz ve belki deniz olmaktan bile çıkacak. Gerekli önlemler alınmazsa en fazla beş sene içinde…

Dünyada yılda iki milyon ton kanalizasyon, endüstriyel ve tarımsal atığın su kaynaklarına bırakılmasından kaynaklanan tehlikeye dikkat çekmek ve denizlerdeki doğal yaşamın sürdürülebilmesi amacıyla sürdürülen MAREM projesi kapsamında Marmara Denizi’nin değişen oşinografik şartlarını takip eden ve projenin Lideri Lenevt Artüz, Maramara’nın doğu kesimlerinde suda çözünmüş oksijen değerlerini normların çok çok altında olduğunu belirterek, rastlanan evsel atıkların yoğunluğu ve İstanbul’a yaklaştıkça Marmara Denizi’nin dip yapısında canlılık oranının yer yer sıfıra düştüğünü ve bu gerçekler karşısında çok üzüldüklerini belirtti.

Marmara Denizi’nin büyük bir bölümünde, nitrat, nitrit ve amonyak değerlerinin çok yüksek olduğu, yer yer anoksik (oksijensiz) bölgelerin bulunduğu ve göçer balıkların konaklayacağı ve besleneceği seviyelerin ortalama 5-7 metre kalınlıkta ve çok yetersiz olduğu da tespit edilen projeye göre, evsel atıkların Marmara Denizi geneline had safhada etki ettiği, sanayi ve tarımsal atıklara Marmara Denizi’nin her bölümünde yoğun bir şekilde rastlandığı, bazı noktalarda deniz kabuklarının üzerinde yaşıyan canlıların bile kalmadığına değinen Artüz, Marmara Denizi’nin çok büyük bölümünün, deniz özelliklerine sahip bir su kütlesi değil, açık bir foseptik olduğunu gösterdiğini söyledi. .

BUNU DA OKU:  Bugün çevre için ne yaptın?
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Genel
“Yeşil İstanbul” sergisi bitmeden görün

30 sanatçı eko sanat ve geri dönüşüme dikkat çekmek için sanatseverler ile buluşacak.

Kapat