Mevsiminde beslenmenin daha sağlıklı olduğunu kanıtlayan 3 gerçek

Eğer bir çileği direkt dalından koparıp yeme şansını yakalayıp, gerçek kokusunu ve tadını deneyimlediyseniz, mevsiminde beslenme tecrübesini hayatınıza katmışsınız demektir.

Ama maalesef bu tecrübe artık giderek daha az hayatımıza girmekte. Bazı meyvelere ve sebzeler artık her mevsimde yetiştiriliyor, bazıları ise binlerce kilometre uzaktan geliyor.Bu düzenin birden fazla etkisi var: Başlangıç olarak, yediğiniz yiyeceklerin bir yerden başka yere taşınması, hatta gemilerle kıtalar geçmesi yüzünden sera gazı etkisi giderek artıyor.

Bununla beraber yiyeceğiniz başka bir iklimden geliyor ve masanıza ulaştığı vakit, bazen bir kaç günlük, hatta haftalık bir ürün oluyor ve besin değerini kaybediyor. Bunun yerine yerel ürünlerin satıldığı organik pazarları, tüketici kooperatiflerini, hatta kendi yiyeceğinizi yetiştirmeyi deneyebilirsiniz.

Böylelikle yerel ekonomi canlanacak, sera gazı etkilerini düşürücek ve aynı zamanda vücudunuza sonsuz yararlar sağlayacak.

İşte yerel ve mevsiminde yetişen sebze ve meyveler ile beslenmenin 3 yararı:

1. Besin Değerlerinizi Dengeleyin

345678(2)

Bitkisel bazlı bir beslenmenin en büyük yararı meyve ve sebzelerin içinde bolca bulunan besleyici içerikler. Ama eğer bu ürünler size yeterince hızlı ulaşmıyorsa, besin değerleri azalabiliyor.

Nasıl mı? İlk olarak, mevsiminde yetişen ürünler daha fazla besleyici özelliği sahip. Brokoli üzerinde yapılan araştırmalar, mevsiminde yetişen brokolinin, mevsim dışında yetişen brokoliden 2 kat daha fazla C vitaminine sahip olduğunu gösteriyor.

Buna ek olarak, uzaklardan yolculuk eden meyve ve sebzeler bir çok işlemden geçtiği için besin değerini kaybedebiliyor. Özellikle paketleme ve yolculuksırasında dalından koparılmış ürünlerin doğal çürüme hızı artmakta ve kaybolan besin değerinin miktarını etkilemekte.

Örnek olarak, Hawaii’de bulunan Kanser Araştırmaları Merkezi yerel ve mevsiminde yetişmiş portakalların ithal portakallara göre %150 oranında daha fazla C vitamini içerdiğini savunuyor.

Aynı şekilde araştırmalar, ıspanağın folik asit seviyesinin 8 günden sonra %50 oranında azaldığını öne sürüyor. Mevsiminde yetişmiş yerel ürünler bu kayıpların önüne geçiyor çünkü, besin değerlerinin azalmasına yol açan hızlı ve endüstriyelleşmiş tarımdan uzak bir şekilde üretiliyor.

BUNU DA OKU:  Karnabahardan taze makarna

2. Beslenme İhtiyaçlarınız Mevsimine Göre Size Sunuluyor

134254678

Mevsiminde beslenmenin en büyük yararlarından biri ise, vücudunuzun o andaki ihtiyaçlarına direkt karşılık vermesi. Örnek vermemiz gerekirse, bahar zamanı çıkan bol yapraklı yeşillikler ve meyveler alerjilere yol açan enflamasyonları engellemekte büyük rol oynamakta.

Aynı şekilde, yaz ile beraber gelen şeftali ve karpuz gibi meyvelerin su oranları ve antioksidan değerleri yazın ortaya çıkabilecek cilt rahatsızlıklarına ve aşırı susuzluğun önüne geçiyor.

Yaprakların rengi değişmeye başladığında ve nezle ve grip mevsimi geldiğinde kersetin değerleri yüksek elmalar nezle ve gribi uzaklaştırıyor ve bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor.

Kış geldiğinde ise, ısınma ihtiyacımızı besin değeri yüksek kök sebzelerinden ve yüksek yağ oranı olan kabuklu yemişlerden ve aynı zamanda vücudumuzdaki mutluluk hormonunu seratonin üretimini arttıran yüksek karbonhidrat değeri içeren yiyecekler ile karşılıyoruz.

3. Bilinçli Beslenme Alışkanlığını Elde Edin

213425346(1)

Vücudunuzun doğal ritmini, doğanın ritmi ile beraber bilinçli beslenmenin kapısını aralamış oluyorsunuz. Mevsiminde beslendiğimiz zaman, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri daha iyi tahmin edebiliyoruz. Buna ek olarak, mevsimsel ürünler psikolojik ihtiyaçlarımızı da karşılıyor.

Bahar meyve ve sebzeleri detoks için yardımcı, yaz ürünleri hafif ve serinletici, sonbahar meyve ve sebzeleri temel ihtiyaçları karşılayab, kış yiyecekleri ise enerji ve ısı veren bitkilerden gelmekte. Bu dengeyi sağlamanız, vücut ve akıl sağlığınızın ilişkisini güçlendirip, daha sağlıklı bir yaşamın kapısını açacaktır.

Mevsimine göre beslenme takvimlerini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Kaynak: One Green Planet

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Gıda, Gıda Gündemi, Yeme İçme
Organik tarım tüm dünyayı besleyebilir, eğer izin verirsek

Sürdürülebilir ve organik metodlar kullanan tarım alanlarının sayısının artmasının bir seçenek değil, bir gereklilik olduğunu belirtiliyor.

Kapat