Uzmanlar kömürden değil güneşten yana

Geçtiğimiz günlerde, uluslararası kömür endüstrisi geleceğin enerji kaynağı olma yolunda yine büyük bir darbe aldı—bu modası geçmiş endüstri için hükümet desteğinin sömürülmesi ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin önünün kapanmasıydı.

Pazartesi günü Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) kömür enerjisinin Hindistan ekonomisi gibi geleceği parlak ve yeni gelişen ekonomilerde akıllara zarar bir şekilde pahalılaşacağını gösteren yeni veriler yayınladı. Bu yeni haber aynı zamanda zirvedeki finansal enstitülerinin ve kalkınma bankalarının yatırımlarını kömür projelerinden çekeceği kararını de destekler nitelikte.

Buna rağmen, Türk hükümeti toplamda 37.000 MW gücünde kömürle çalışan 50 elektrik santrali inşa etme planlarına hız kazandırmış durumda. Eğer bu plan hayata geçerse, Türkiye Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) üye ülkeler arasında, yeni kurulmuş kömür kapasitesi ne yaptığı yatırım açısından birinci, küresel olarak—Çin, Hindistan ve Rusya’dan sonra—dördüncü olacak.

Kömürle çalışan elektrik santralleri kayda değer sağlık riskleri taşımasıyla ve küresel ısınmaya olan katkılarıyla ün salmıştır. Bunun yanında kömür madenciliği de suları kirletmesi ve göz alıcı doğal yaşam alanlarını yok etmesiyle biliniyor.

Bu sebeplerden ötürü, Türkiye’deki büyüyen kömür işletmelerine olan yerel tepkiyse sert oldu. Karabiga ve Gerze gibi küçük belde ve belediye sakinleri evlerinin dibinde kömür işletmeleri açacak büyük çok uluslu şirketlere karşı mücadele verdiler ve vermeye de devam ediyorlar.

Ekonomistler ve yatırımcılar bile kömür endüstrisinden kaçınmaya başlıyor. Yeni araştırmalar gösteriyor ki kömüre yapılan yatırım hem riskli, hem de küresel iklim değişimi düzenlemeleri uygulamaya geçtiğinde ölü bir yatırımdan öteye gidemeyecektir. Sayısız CEO ve fosil yakıt taraftarı dahi geçtiğimiz aylarda kömür işinden elini eteğini çekti.

Bu yok olmaya mahkûm endüstrinin geriye kalan destekçilerinin ağzından düşmeyense kömürün dünyanın en fakir ve çaresiz ülkelerine düşük maliyete satılabilecek bir güç olduğudur. Bu iddiayı—dünyanın ileri gelen enerji uzmanları tarafından yalanlandığı hâlde—sayısız halkla ilişkiler kampanyalarında dile getirdiler.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın yeni finans modeli gösteriyor ki güneş enerjisi yaygınlaşırken kömürün maliyetinin artmasından dolayı gelişmekte olan ekonomilerde kömür pazarı bir çıkmaza girecektir. Bu araştırma direk olarak Türkiye üzerine değil fakat sayısız gösterge güneş enerjisi endüstrisi inanılmaz bir yükselişteyken kömür endüstrisinin çöküşe yol aldığını işaret etmekte.

BUNU DA OKU:  Naomi Klein'ın kitabı 'Bu Her Şeyi Değiştirir' belgesel oluyor

Türkiye güneş enerjisi endüstrisinin küresel lideri ve temiz yenilebilir enerjinin en önemli bölgesel ihracatçısı olma potansiyeline sahip. Buna ek olarak, Türkiye şimdiden evlere sıcak su sağlayan Avrupa’nın ikinci en büyük ışıl güneş enerji sistemine sahip. Ama güneş pili güç üretiminin ya da yek-odaklı güneş enerji santrallerinin kurulu kapasitelerinin varlığından söz etmek hükümet desteğinin olmamasından ötürü imkânsız.

Türkiye’nin güneş enerjisine ilişkin hedefleri yok denecek kadar küçük—2023 için hedeflenen güneş enerjisi kurulu kapasitesi sadece 3.000 MW (Almanya’nın şimdiki kapasitesinin %10’u). Her ne kadar şu anki tarife garantileri temiz enerji yatırımcılarına çok az bir geri dönüş getirecekmiş gibi duruyor—Yunanistan’daki oranın üçte birinden ve İtalya’daki oranların yarısından daha az.

Türk vatandaşlar da Güneş’in gücünden yararlanmak için durumun kontrolünü kendi ellerine alıyor. Greenpeace Akdeniz’den Gülçin Şahin’in açıklamasına göre “Türkiye’deki güneş enerjisine olan ilgiyi anlayabilmek için 1,7 GW lisanssız ve öz tüketim amaçlı projelerin 2018’de kurulması ön görülüyor.”

STK’lere göre hükümet Türkiye’de güneş enerjisinin başarılı bir şekilde gelişmesini kasıtlı olarak engellemektedir. Hükümetin kömür endüstrisine ayırdığı ödeneklere ve mevzuat desteğine bakarsak, devletin güneş enerjisinin faydalarından yararlanma çabalarının bir incir çekirdeğini doldurmadığı ortaya çıkıyor.

Soru şu: En yaman fosil yakıt yanlılarını bile iş bırakmaya sürükleyen ve küresel bir düşüş yaşayan kömür endüstrisi desteklenmeye devam edecek mi?

Orijinali: Yeşilist English

Çeviri: Özümcan Akın

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Yenilenebilir Enerji
Yağmurun barajlara etkisi: 13 gün

Yaklaşık bir hafta süren ve bazı semtlerin suya batmasıyla sonuçlanan yağmurların İstanbul barajlarına katkısı 13 günlük su (%1,5 artış) oldu.

Kapat