Yeni tabiat kanununu duydunuz mu?

Son zamanlarda tartışmalar içinde sık sık duyar olduk Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu’nun ismini. Öncelikle bu tartışmalardan bahsetmek ve yaşadığımız topraklarda yaşanan olaylara duyarsız kalmamak gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın belirttiğine göre, kanun taslağının üzerinde 2002 yılından beri çalışılıyor. Bu kanun tasarısını takip etmek amacıyla da 2003 yılında sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek “Tabiat Kanunu İzleme Girişimi” adlı bir hareket başlattılar. Bugün itibari ile bu girişime 74 adet Sivil Toplum Kuruluşu imzasını atmış durumda. Buraya kadar herşey normal.

Yalnız Rize İkizdere Vadisi’nin SİT alanı olarak ilan edildiği ve Tabiat Kanunu tasarısının meclise sunulduğu Ekim 2010 tarihinden sonra tartışmalar iyice alevlendi. İkizdere Vadisi’nin sit alanı olarak ilan edilmesiyle birlikte 22 adet HES (Hidroelektrik Santrali) projesinin de iptali gündeme geldi. Bu olayın hemen ardından kanun tasarısının çabucak düzenlenip meclise sunulması bomba etkisi yarattı. Çünkü, bu yeni kanun tasarısında, hükümetin sit alanı ilan etme yetkisini Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı bir kurula devretmesi öngörülüyor.

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi “Yasa taslağı bu haliyle onaylanırsa, ülkemizin doğası için geri dönüşü olmayacak tahribatların önü açılmış olacak.” şeklinde bir açıklama yaptı. Doğa Derneği’nden de benzer bir açıklama geldi. “Adı tabiatı koruma olan ancak içeriği ile tabiatı katletme kanunu olan bu tasarının yasallaşması halinde Türkiye’de bir tek korunan alan bile kalmayacaktır. Bu doğanın gördüğü en karanlık kanun tasarısıdır. Anadolu’nun doğasının ölüm fermanıdır.”

Tepkilerin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı yaptığı açıklamada, 21 Aralık 2009’da açılan AB Çevre Faslı ile sürecin hızlandığını ve 6 Ekim 2010’da son hali verilerek taslağın AB kampsamında meclise sunulduğunu belirtti. Ayrıca faslın amacı doğrultusunda 2012 yılının sonuna kadar kanunun çıkarılması için taahhüt verildiğini de belirtti.

BUNU DA OKU:  Tüylerin diken diken oluyorsa ses ver!

Bakanlığın bu açıklamasının hemen ardından bomba gibi bir açıklama Avrupa Birliği’nden geldi. AB, 9 Kasım 2010 tarihinde açıkladığı Türkiye 2010 ilerleme raporunda, Türkiye’nin doğa koruma uyum yasaları ile ilgili hiçbir ilerleme kat edemediğini, kanun tasarısının Türkiye’deki koruma alanları ağını zayıflatacağının ve pek çok canlının neslini tehlikeye sokacağının altı çizildi.

AB aynı zamanda ilk defa HES projelerinin doğa üzerindeki olumsuz etkilerinin altını çizerek, bu bölgelerde yaşayan halkların tepkilerini hatırlattı. Avrupa Birliği’nin bu açıklamasından sonra Bakanlık bir açıklama daha yaparak AB’nin belirttiğinin aksine fasıla uygun olarak birçok çalışmayı başlattıklarını belirtti. Ama bu açıklama bir çok kesimi tatmin etmemiş görünüyor. Şuan tartışmalar hala devam ediyor. Sırada ne var bilinmiyor.

Ama bir gerçek var ki, rant uğruna yapılan düzenlemelere göz yummamak gerekiyor. Bu kanun tasarısına hayır diyorsanız yeni düzenlenen imza kampanyasına katılarak sizde tepki gösterebilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Gündem, Kent, Yeşil alanlar
“Anne, depremde ölecek miyiz?”

Deprem konusunda bilgilenin.

Kapat