Venedik’in kaderi kayıp şehir Atlantis’inki kadar acıklı mı?
Bilim insanları iklim değişikliği senaryolarını sık sık halk ile raporlar ve çalışmalar vasıtasıyla paylaşıyor. Bu arada zamanın kötü adamı iklim değişikliği de boş durmuyor ve büyülü şehirlere hazin sonlar verdiği senaryolarını yazıyor.
İklim değişikliğine karşı savaşıyorsak, o şu an bizlerden önde ve hızlı hareket ediyor. En son hamlesini Venedik’te yapınca hepimizi, Vivaldi dinlemekle bile bastırılamayacak bir stres ve endişe hali aldı. Venedik’te yaşanılan sel felaketinin iklim değişikliği ile alakadar olup olmadığını hâlâ sorgulayanlar var. Sorgulamak bilimin temeli elbet fakat her şey aşikâr ortaya çıkmışken ‘’Emin misiniz?’’ diye sorarak süreçleri yavaşlatmanın ardında endüstri devlerinin art niyetleri var.
Aslında bakarsanız, endüstri devrimi sonrasında gerçekleşmeye başlayan iklim değişikliği dünyanın ilk kez tecrübe ettiği bir olay olmayabilir. Bazı teorilere göre milattan öncesinde de iklim değişikliği gerçekleşmiş ve dünya önemli değerlerini kaybetmiştir.
Bugün Kayıp Şehir Atlantis hakkında yazılmış binlerce öyküye rastlarız ve çoğu insan Atlantis’in bir şehir efsanesi olduğunu düşünür ama kimileri de sel ve depremler tarafından yok edilmiş gerçek bir yer olduğunu söylüyor.
Atlantis’i gündeme ilk kez getiren Antik Yunan filozofu Platon’dur. Platon’un söylediklerine göre, kendisi Atlantis’i Solon adlı bir yakınından duymuş. Solon M.Ö. 600 yılında Mısır’a bir ziyaret gerçekleştirdiğinde, Sais Tapınak papazlarından Atlantis’i duyar. Papazlar Solon’a Atlantis’in 9000 yıl önce yok olduğunu söylerler. Bu anlatıya göre Atlantis M.Ö. 9600 civarında mevcuttu. Bu zamanlama iklim değişikliği açısından önemli. Çünkü birçok efsaneye göre Atlantis sular altına gömülmüş bir ütopyadır.
Tarihçi Graham Hancock bin yıllar boyunca anlatılmış bu hikâyelerin şehir efsanesi olmama ihtimaline dikkat çekiyor. Nitekim felaketlerin yok edici gücü ile mücadele eden insanların ve şehirlerin efsaneleri İncil’de bile yer almaktadır. Nuh’un gemisi, büyük bir sel felaketinden kaçış için inşa edilmiştir. Atlantis şehri de, sel felaketi sonucu sular altına gömülmüştür. Bunun yanında bilim adamlarının gerçekliğini kabul ettiği Genç Dryas olayı da, tam da Atlantis’in yok olduğu iddia edilen döneme denk gelir. Genç Dryas olayı iklim değişikliği felaketleri beraberinde getirmiştir. Bu nedenle Platon’un hesap ettiği Atlantis’in yok oluş zamanlaması, iklim değişikliği açısından önemlidir nitekim bağlantılı görünmektedir.
O zamanlarda yaşanan iklim değişikliğinin sebebi gök olaylarına bağlanıyor. Bugün ise insan kaynaklı olduğu bilim insanlarının büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiş durumda. Gök olaylarıyla değişen iklimin denizleri etkilemesiyle o zamanlarda Atlantis savaşmış ve anlaşılan o ki bu savaştan sağ çıkamamış. Kayıp şehrin ismi dilden dile bugüne kadar gelmiş olsa da, Atlantis’in bir şehir efsanesi olduğuna inanan insanların sayısı da yabana atılacak gibi değil. Şayet Kayıp Şehir Atlantis bir efsaneden ibaret değil ise, sonu hazin olduğu gibi varlığının kesin kabul edilmemesi de acıklı bence.
Bugün yaşanan, iklim değişikliğinin etkisiyle yükselen deniz seviyelerinin felaketi ile birebir yüzleşen ve savaşan ilk şehir ise Venedik oldu. Venedik herkesin bildiği üzere bir dünya mirasıdır ve sanat galerinin, 14. yüzyılın izlerini taşıyan sarayların, masalları betimlemelerle süslemiş kanalların içinde efsanevi bir şehirdir. Tomb Raider gibi bilgisayar oyunlarından tarih derslerine, masallardan filmlere Venedik’e dair hikâyeler işlemiş birçok sektör var ve bu şehir hepimizin hayatına küçük yaşta giriyor. Dileriz ki kaderi Atlantis gibi olmasın ancak Alman ve İngiliz Üniversiteleri yaşanan bu olay ardından, Venedik şehrine açık açık ömür biçti.
Aslında Venedikliler daima sularla iç içe yaşadılar. Başka şehirler için sokaklar ne ise, Venedik için de kanallar oydu. Fakat küresel ısınma sonucunda, Venedik’in sokakları olan bu kanallar tehditkâr bir tehlike haline geldi.
Söylenilen o ki, Venedik şehri yüzyılın sonuna kadar bizimle kalabilir. Sonrasında ise Atlantis gibi masallardan hatırlanacak bir şehir olabilir. Bu öngörü ne kadar hazin ve acıklı da olsa, bireyler üzerine düşeni yapmamakta çok ısrarcı. Bundan sonrası için hiç kimse karamsar olmak istemiyor ve bilim insanları da felaket tellallığı yapmak istemiyor ama kaybedilecekleri önceden bildirmeyi boyunlarının borcu biliyorlar.
Kiel Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada tehlike altında olan Dünya Miras Alanları arasında Sultanahmet Camii de yer alıyor. İklim değişikliği Sultanahmet Camii’ne kadar tehdit ediyor. Durumun bu kadar dramatik bir hâl almasını beklemek gerçekten de büyük bir hata.
Aslında dahası var. Bilim insanları Boston, Hong Kong ve New York için de uyarılar yaptılar. Şu anda çevre bölümü olan üniversitelerden birçok ekip, Venedik’e konu hakkında inceleme yapmaya gidiyor. Buradaki durumu dünya genelinde değerlendirip yine dünya genelinde tedbir alacaklar. Yani olan biteni nehir kıyısında oturup, spagetti yiyerek izlemiyorlar.
Venedik’in sular altına gömülme ihtimalinin, şehrin zemin yapısı ile de yakından ilgisi var ancak işin bu kısmı yazımın konusu olmadığı gibi uzmanlık alanımda da olmadığı için burada değinmiyorum. Fakat iklim değişikliği felaket tetikleyicisi olduğu gibi etkileri umulanın ötesinde sonuçlar doğurmaya devam ediyor.
Venedik’in başına gelenlerden ders çıkarmak çok önemli çünkü dünya tarihinde iklim değişikliği ilk kez görülmüyor ve sebebi ne olursa olsun iklim değişikliği bazı yerlerde sel baskınlarına neden oluyor. Bu olaylar da şehirleri de üzerindeki değerleri de canlıları da tarihe gömüyor ve varlıklarını masallarda sürdürmeye başlamaları bence hepimiz için acıklı bir son oluyor.
Kaynaklar:
https://grahamhancock.com/crispdanatlantis/
https://www.sciencedirect.com/topics/earth-and-planetary-sciences/younger-dryas
Yorumlar kapatıldı.