Pakistan kâbusu yaşıyor: “İklim kaynaklı epik boyutlarda insani bir felaket”
Pakistan’da yaşanan eşi benzeri görülmemiş muson yağmurları ve buzulların erimesinin tetiklediği sel felaketi, en az 380’i çocuk 1000’den fazla insanın yaşamına mâl oldu, yüz binlerce evi ve milyonlarca dönüm ekini yok etti. Felaket sonrasında 30 milyondan fazla Pakistanlı yerinden olurken ve milyarlarca dolarlık hasar yaşandı. Ülkenin üçte biri sular altında kaldı.
Ülke, bu yılın ağustos ayına kadar olan çeyrekte toplamda 390,7 milimetre ile 30 yıllık ortalamadan yaklaşık yüzde 190 daha fazla yağmur aldı. 50 milyonluk nüfuslu Sindh eyaleti, 30 yıllık ortalamadan yüzde 466 daha fazla yağış alarak en çok etkilenen eyalet oldu.
Pakistan Çevre Bakanı Sherry Rehman, aralıksız sağanak yağmurun Pakistan dağlarında hızlanan buzul erimesine katkıda bulunduğunu ve “iklim kaynaklı, epik boyutlarda, insani bir felakete” neden olduğunu belirtti.
Pakistan iklim krizine karşı en savunmasız ülkeler arasında yer alıyor. Ülke, küresel ortalamanın oldukça üzerinde ısınma oranlarıyla ve muhtemelen daha sık ve yoğun aşırı iklim olaylarıyla karşı karşıya. Bu olaylar özellikle yaşlılar, engelliler, yoksulluk içindeki insanlar ve kırsal nüfus dahil olmak üzere marjinalleştirilmiş ve risk altındaki nüfuslar için tehdit oluşturuyor.
The deluge in Balochistan. Heli looking for dry ground to drop essential rations #PakistanFloods pic.twitter.com/sVlSIhX1Mk
— SenatorSherryRehman (@sherryrehman) August 28, 2022
Pakistan hükümetinin iklim krizi ve aşırı hava olaylarından kaynaklanan öngörülebilir zararları önlemek için insan hakları yükümlülüğü bulunuyor. Halihazırda selden etkilenen topluluklara yardım sağlaması ve en fazla risk altındaki grupları öngörülebilir olaylardan korumak için önleyici tedbirler alması gerekiyor.
Bunun yanında tüm hükümetlerin, iklim değişikliğinin daha da yıkıcı etkilerini önlemek için sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda insan hakları yükümlülüğü bulunmakta. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki en çok emisyona neden olan ülkeler başta olmak üzere, iklim değişikliğinden tarihsel olarak en sorumlu olan ülkeler, hassas ülkelerin uyum çabalarını da desteklemeli.
Pakistan’daki bu felaket, derinleşen bir ekonomik krizin ortasında yaşandı. Ülkenin 230 milyon vatandaşının yüzde kırkı 2020’de gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldı, ancak yalnızca 8,9 milyon aile, aşırı enflasyonun etkilerini azaltmak için yardım alabildi. Yoksulluk, özellikle sel baskınlarından etkilenen kırsal alanlarda yoğunlaşıyor.
