Çalışan anne ve kaliteli zamana dair

Konu çocuk yetiştirmeye gelince, genel olarak anneler ne kadar çocukla bir arada olursa, o kadar iyidir diye düşünüyoruz. Geçen hafta Journal of Marriage and Family’de yer verilen bir araştırma çalışan annelerce pek dert edilen bu konuya bilimsel bir açıklama getirmiş. 3-11 yaş aralığındaki çocuk-anne zaman paylaşımının diğer yaş aralığına oranla çok da büyük olmadığına değinmiş.

Çalışan anne arkadaşlarım gibi benim de hep üzerinde durduğum ve kafamı kurcalayan bu sorunun aslında sorun olmadığını gösteren pek çok nokta var.

Eminim ki şimdiye kadar duyduklarımız ve gördüklerimiz bizi çocuğumuzla sonsuz zaman geçirmenin vazgeçilmez olduğunu göstermiştir. Ama unuttuğumuz bir şey de var: annelerin stresli ve yoğun yaşamlarına bir başka memnuyetsizlik sebebi olan bu konu aynı zamanda çocuğun da stres ve endişe içinde büyümesine yol açabiliyor. Annelerin çocukları için zaman ayırmaya çalışırken bile strese girdiklerini biliyoruz.

Yapılan bu araştırma durumdan muzdarip bireyler için rahatlatıcı bilgilere sahip. Aslında iş yaşamında, hatta öğrendiğimiz seneler boyunca aklımınzın hep bir köşesinde olan bir söz vardır; nicelik değil nitelik. İşte araştırma sonuçta tam da bu konuya değiniyor.

Uzun bir zamana yayılan bu araştırmada, ABD’de 1997 ve 2002 yapılan anketlerden elde edilen zaman dataları kullanıldı. Bugün, çocuğun mental sağlığına akademik yaşamına yansıyan anne-çocuk zaman paylaşımı iki başlık üzerinden inceleniyor.

İki tip zaman kullanımına odaklanan araştırma, ulaşılabilir ve etkileşimli olarak paylaşılan zamanı nitelendiriyor. Ulaşılabilir zaman, anne ve çocuğun herhangi geçirdiği zamanın toplamını vurguluyor. Bu zaman tipinde anne ve çocuğun aktiviteye katılmıyorlar. İkinci tipte, etkileşimli zaman, çocuğun anneyle birlikte geçirdiği aktivite zamanına denk geliyor.

daughter copy mother working on laptop

Çocuk için fark yaratan nedir?
Yapılan araştrmalarda ailenin eğitim seviyesinin, çocuğun akademik kariyerinde olumlu olmusuz etki bıraktığını gösteriyor. Aynı zamanda çocukla birlikte geçirilen 6 saatlik bir televizyon seyiri de çocuk ve anne arasında pek köprü kuramıyor. Amerikan Pediatri Akademisi’nin de vurguladığı gibi, çocukların kontrol altında olmadan kendi kendilerine zaman geçirmeleri, zihinsel davranışlarını geliştirici yönde oluyor.

BUNU DA OKU:  Makyaj malzemeleri ve kremlerdeki gizli tehlike

Anne baba ile geçirilen zamanın katiteli olmasının yanı sıra, geçirilen sürenin çok da anlam ifade etmediğini vurgulayan bu çalışma özellikle 11 yaş sonrasında, aile ile kurulan bağların daha fazla güçlendiğini vurguluyor. Etkileşimli zamanın çocuğun mental sağlığında ve kişisel refahına da olumlu etki bırakırken, asıl çözmemiz gerekn sorunun ne çocukla ne kadar vakit geçirdiğimiz değil, nasıl vakit geçirdiğimiz.

Bu gerçek belki de bize öğretilenler yanında kabullenmesi zor gibi gözükürse de, kendiniz artık çocuğunuzla vakit geçirmek için değil, çocuğunuzla birlikte paylaşmak için hazırlamalısınız. Kendinizi onların hayal güçlerine bırakın, gerisi zaten gelecektir.

Bu yazı Kapbula‘nın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Çocuk ve Bebek, Eğitim
Soğanın aklınızın ucundan geçmeyecek 10 yararı

Her gün bir soğan tüketerek doktor ziyaretlerinizi azaltabilirsiniz.

Kapat