Çocuklarınıza yedirmeyin, kendiniz de yemeyin

Ciddi bir gıda sorunuyla karşı karşıyayız. GDO’lu ürünler bebek mamasından, süte, unlu mamüllerden, gazozlara kadar gıdamızın içine girdiler.

Daha evvel GDO’lu mısır ve soyaya izin veren Bilimsel Komite (bilimselliğinden şüphe duyuyorum), şimdi de içlerinde, mısır, soya, kanola, pamuk, şekerpancarı ve patatesin bulunduğu 25 yeni genetiği değiştirilmiş ürünün Türkiye’ye girmesine daha izin verdi. Ben bunları yemiyorum, diye de düşünmeyin çünkü örnek vermek gerekirse GDO’lu yem yiyen hayvanın etini yiyor, sütünü içiyoruz. GDO’dan kaçmak sandığımızdan da zor. Peki bizler tüketici olarak hangi ürünlerde GDO var, ya da yok, biliyor muyuz? Maalesef, hayır. Hükümet GDO’ya geçit verdiği gibi bir de gıdaların içeriğinde GDO var mı, yok mu yazılmasına izin vermedi.

da33efffa8

Peki bu komite ne der: “Genetik olarak değiştirilmiş ve kurutularak öldürülmüş bakteri biyokütleleri, yem katkısı kullanıldığında, eldeki bilgiler ışığında insan ve hayvan sağlığı açısından istenmeyen bir etki oluşturmayacağı beklenmektedir.” Birincisi “eldeki bilgiler” ibaresi beni kesmedi. 20 yıl önce de sigara için aynı şeyleri diyorlardı. Bugün sigaranın ne kadar zararlı olduğunu ve kanser yaptığını sokaktaki çocuğa sorsanız bilir. İkincisi “beklenmemektedir” de insan sağlığı gibi bir konu için sorumluluk kabul etmeyen bir fiil. Hele hele, bu fiil hükümete bağlı bir bilimsel komite tarafından kullanılıyorsa. Peki şu ana kadar olan bilimsel veriler ne diyor? Genetiği değiştirilmiş ürünler, çocuklarda ve yetişkinlerde artan alerjik reaksiyonlar, kanser vakaları, çocuklarda gelişim problemleri, bağışıklık sistemi sorunları gibi daha nice sağlık sorununa yol açıyorlar. “Bizim bilimsel komite bu verilere sahip değil mi?” diye düşünmeden edemiyorum. Eminim zararları konusunda bu bilgilerden daha fazlasına bile sahiptirler. Hal böyleyken neden GDO’ya dur denmiyor anlamıyorum. Ama zaten ‘80’li yıllarda Çernobil sonrası, TV’de çayını yudumladıktan sonra, bakın bana bir şey olmadı, diyen bir bakana inanan mentalite misali, GDO’lu yedik bir şey olmadı demelerini beklememek gerek.

Bizler asıl, tüketici olarak, anne, baba, aile, birey olarak ne yapmalıyız, ona odaklanmalıyız. Birincisi doğru gıdayı tercih edeceğiz. O gıda, organik gıda ve doğru yetiştirilen gıda. Hemen bunun akabinde, bana bir sürü insan soruyor, sen bunların organik olduğuna inanıyor musun, diye. Evet, inanıyorum çünkü organik tarımcılık son derece meşakkatli ve de sertifikayla yapılan zor bir iş. Ve en önemlisi, inanmazsam bana ve aileme çıkacak fatura her şeyden önemli çünkü eskilerin dediği gibi “her şeyin başı sağlık”. İkincisi, tüketici olarak sesimizi duyurmalıyız. Nasıl mı? GDO’ya hayır kampanyalarına katılın. Ama en önemlisi, GDO’lu ürünleri yemeyin, yedirmeyin. Talep olmazsa arz da olmaz.

BUNU DA OKU:  Sıcaklarda Gazpacho için

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ergem Şenyuva

İstanbul'da doğdum büyüdüm. Hep bu şehri, kültürel ve doğal mirasını koruma derdindeydim. Bir yandan yeşili ve doğayı nasıl gelecek nesillere bırakırız kaygım vardı. 2006 senesinin sonunda hayatımı değiştiren olay oldu ve kızım doğdu. Yaptığım her şeyi sorguladığım ve tekrardan en başa döndüğüm bir dönemden sonra, kurumsal hayata veda ettim. 2009 yılında Al Gore'un iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen Climate Project derneğinin Türkiye temsilcisi oldum. İklim değişikliğini ve yaşadığımız dünyanın nelerle karşı karşıya olduğunu fark ettikçe, elimi taşın altına sokma zamanı geldi diye düşündüm. 2010 yılının sonunda Yeşilist'i kurdum. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabileceğimize, hepimizin atabileceği küçük adımlarla büyük şeyler başarabileceğimize inanıyorum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Beslenme, Çocuk ve Bebek, Gıda, Gıda Gündemi
Radiohead’den UNICEF’e şarkı bağışı

Radiohead'in şarkısı, UNICEF'in 190 ülkede çocuklara gıda, temiz su, eğitim, istismardan korunma ve sağlık hizmetleri gibi servislerin ulaştırılmasına yardım amacı...

Kapat