Afetler tarım ve gıda güvenliğini nasıl etkiliyor?

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü‘nün (FAO) yayımladığı “Afetlerin Tarım ve Gıda Güvenliği Üzerindeki Etkisi” başlıklı raporuna göre son 30 yılda yaşanan doğal felaketlerden dolayı bitkisel ve hayvansal üretimde 3.8 trilyon ABD doları (105.7 trilyon lira) değerinde kayıp yaşandı. Bu kayıp yılda ortalama 123 milyar ABD doları (3.4 trilyon lira) veya tarım faaliyetlerinde yıllık küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 5’ine tekabül ediyor.

Küresel ölçekte tarım, birçok nedenden dolayı giderek daha fazla kesintiye uğrama riskiyle karşı karşıyadır. Tarım ağırlıklı olarak meteorolojik ve hidrolojik tehlikelerden etkilenmektedir. Ancak jeolojik tehlikeler, biyoçeşitliliğin azalması, silahlı çatışma gibi teknolojik ve kimyasal tehlikeler de tarım için olumsuzluk potansiyeli teşkil etmektedir. Bir de tüm bu etkenler sonucu kırsal nüfusun yerinden edilmesi ve dışarıya göç etmesi tarımda verimliliği olumsuz etkileyen bir diğer etmendir.

Uluslararası Afet Veritabanı’na göre, 1970’lerde küresel ölçekte yılda 100 civarı afet olayı görülürken son 20 yılda yıl bazında yaklaşık 400 afet olayı görülüyor. Afet sonrası ihtiyaç değerlendirmelerinden elde edilen veriler, tarım sektöründe toplam ekonomik gelirin yaklaşık yüzde 23’ünde afetler nedeniyle kayıplar yaşandığını gösteriyor. Tarımsal üretim kayıplarıyla birlikte küresel besin mevcudiyeti de önemli ölçüde azaldı.

Ürün gruplarına göre kayıplar

Son otuz yılda tahıllardaki kayıplar yılda ortalama 69 milyon tona ulaştı; bu rakam, 2021 yılında Fransa‘nın tüm tahıl üretimine karşılık geliyor.

Bunu her biri yılda ortalama 40 milyon tona yaklaşan meyve ve sebzeler ile şeker bitkileri takip etti. Meyve ve sebzelerdeki kayıplar, 2021 yılında Japonya ve Vietnam‘daki meyve ve sebze üretiminin tamamına karşılık geliyor.

Et, süt ürünleri ve yumurta, 2021 yılında Meksika ve Hindistan‘daki tüm et, süt ürünleri ve yumurta üretimine karşılık gelen, yılda ortalama 16 milyon tonluk tahmini bir kayıp gösterdi.

BUNU DA OKU:  Desteğinizi bekliyor: Lüfer (Boğazın Prensi)

Bölgelere göre kayıplar

Asya, toplam ekonomik kayıplarda açık ara en büyük payı oluşturdu. Afrika, Avrupa ve Amerika‘da da büyük ölçekli kayıplar yaşandı.

Ancak Asya’daki kayıplar tarımsal katma değerin sadece yüzde 4’ünü oluştururken Afrika’da bu oran yaklaşık yüzde 8’e tekabül etti.

Tarımın tüm alt sektörlerini kapsayan veri ve bilgi eksikliğine dikkat çekilen raporda, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği ile ormancılık alt sektörlerindeki kayıplara ilişkin sistematik verilerin mevcut olması halinde bu rakamın daha yüksek olabileceği belirtildi.

Kayıpları azaltmak adına neler yapılabilir?

Tarımda afet riskinin azaltılmasına ve tarımsal üretimin ve geçim kaynaklarının iyileştirilmesine fayda sağlayan dayanıklılık yatırımlarının ve politikalarının arttırılması.

Afetlerde riskin azalması için mevcut yeniliklerin benimsenmesi, daha ölçeklenebilir risk yönetimi çözümleri ve erken uyarıyı sistemleri geliştirmek

Çiftlik düzeyinde afet riskinin azaltılmasına yönelik iyi uygulamaların benimsenmesinin desteklenmesi, küçük ölçekli çiftçilerin kayıpları önlemesine ve dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı olabilir. Çiftlik düzeyinde afet riskinin azaltılmasına yönelik iyi uygulamalara yatırım, daha önceki uygulamalara göre ortalama 2,2 kat daha iyi performans gösterebilir.

Öngörülen tehlikelere yanıt olarak proaktif ve zamanında müdahaleler tarımdaki riskleri önleyerek ve azaltarak dayanıklılık oluşturmak için çok önemlidir. Örneğin, birçok ülkede gerçekleştirilen ileriye yönelik eylemler, afet önleme ve dirençliliğe yatırım yapma konusunda olumlu fayda-maliyet oranları gösterdi. Rapor, ileriye yönelik eyleme yatırılan her 1 ABD Doları karşılığında kırsal kesimdeki ailelerin 7 ABD Dolarına kadar fayda elde edebileceğini ve tarımsal kayıpları önleyebileceğini gösteriyor.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ayça Ceylan

Performans sanatçısı, sürdürülebilirlik yazarı ve Body in Perform’un kurucusu Ayça Ceylan; karşılaştırmalı mitoloji,  dans, psikoloji, herbalizm, edebiyat ve teknoloji gibi disiplinleri bir arada kullanarak algılama süreçlerimiz hakkında  mekana özgü performanslar üretmektedir. Performanslarında bedenin ve mekanın birbirini nasıl inşa ettiği,  onarım, beden politikaları ve türlerarası çeşitlilik üzerine araştırmalar yapar. Ceylan, performanslarında ve  atölyelerinde sanat alanları haricinde arketipsel hafızayı etkileyecek kamusal alan, terkedilmiş alan, doğa ve antik  kent gibi birçok alanı tercih eder. Ritueller, tanrıça kültleri, sembolizm ve doğa ile uyumlanmak en büyük  destekçilerindendir. Üretimlerinde canlı sanat, video, fotoğraf, yerleştirme ve sanatçı kitabı gibi araçları kullanır. Ceylan; Türkiye, Japonya, Hindistan, ABD ve İngiltere’de birçok sanat alanında performanslar gerçekleştirmiş,  atölyeler düzenlemiş ve konuk sanatçı programlarına davet edilmiştir. Ayrıca Duru, Reflect Studio, Mesele Slow  Design ve Giyi gibi sürdürülebilir markalarla performatif işbirlikleri yapmıştır. Ceylan, Milliyet Sanat’ta sanat  yazarlığı yaptı. Cumhuriyet Gazetesi Pazar Eki’nde “Dairesel Flora” köşesiyle çevre yazarlığı yapmaktadır.  Performans belgeleri bazı özel sanat koleksiyonlarında bulunmaktadır.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Gıda
Brezilya’nın Amazon limanındaki sular tarihte ölçülen en düşük seviyede

Bu yıl yaşanan tarihî kuraklıklar yüz binlerce insanın hayatını altüst ederken ve orman ekosistemine zarar verirken, Brezilya'nın Amazon yağmur ormanlarındaki...

Kapat