Bir Avuç Cesur İnsan

!f İstanbul 2011’de ilk gösterimi bugündü “Bir Avuç Cesur İnsan“ın. Çok beğendim…

İstanbul’dakilerin 22 Şubat, Ankara’dakilerin ise 2 Mart’ta bu filmi tekrar izleme şansları var. Filmde İngilizce altyazının bulunması da yabancı izleyicilerin katılımlarını sağlıyor. HES’lere karşı verilen mücadelenin anlatıldığı filmde, köylülerin kararlılığı gözler önüne seriliyor. Hani Karadeniz halkı ‘gözü karalılığı’ ile tanınır ya, işte bu “Bir Avuç Cesur İnsan” da doğdukları, büyüdükleri ve yaşadıkları yerlerdeki derelere bu gözü karalılık ile sahip çıkıyor. Filmdeki samimiyetin tüm salona yayıldığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Ayrıca gösterimin sonunda filmin yönetmeni Rüya Arzu Köksal, Aydın Kudu, derelerin avukatı Yakup Okumuşoğlu ve “Bir Avuç Cesur İnsan” izleyicilerin sorularını yanıtladılar. Yönetmen Rüya Arzu Köksal, 2008 yılında başlayan projenin bu festivalde izleyicilerle buluştuğunu ve projenin devamında başka filmlerin de çekildiğini belirtti. Avukat Yakup Okumuşoğlu, verilen bu mücadelenin daha çok başında olunduğunu, herkesten destek beklediklerinin altını çizdi.

insan

Ayrıca Nisan ayında yapılması düşünülen, Anadolu’nun her yerinden Ankara’ya yapılacak “Anadolu’yu Vermeyeceğiz” yürüyüşü için de tekrardan çağrıda bulunuldu.

Film hakkında kısa tanıtım filmine şuradan ulaşabilirsiniz.

Bir Avuç Cesur İnsan, doğa için, yaşam için ve çocukları için isyan eden, nehirlerini şirketlere vermemekte kararlı köylülerin, o nehirleri satmakta ısrarlı olan devlete isyanının filmi. Doğu Karadeniz’in üç vadisinin, Çağlayan, İkizdere ve Senoz’un halkları, bölgede yapımı planlanan Hidro Elektrik Santralleri (HES) karşısında şaşkın. Onlara birlikte yaşamayı, sevmeyi ve paylaşmayı ögreten, her daim üretme, ayakta kalabilme gücü veren akarsularının kullanım hakkının 49 yıllığına birtakım özel şirketlere devredilmesine anlam veremiyorlar bir türlü. ‘Büyükler’ onlara ‘ülkemizin kalkınması için gerekli’ derler, ‘enerji lazım, dışa bağımlı olmayalım’’ derler, ‘su akar, Türk bakar,’derler ve bütün imzalar atılır. Hiç zaman kaybetmeden ilk Senöz’de başlar çalışmalar, ağaçlar kesilir, patikalara dev su boruları döşenir, derenin sesi kesildikçe, köylünün de nefesi kesilir adeta. İkizdere halkı ise ikiye bölünmüştür, kimileri istihdam sağlayacak diye taraf olur, kimileri ise yaşam alanlarına yapılan müdahaleye şiddetle karşı durur. Çağlayan halkı ise, İkizdere ve Senöz’de gözlemledikleri tahribat karşısında kararlı ve uzun soluklu bir mücadeleye girişir. Bu film, kendi varoluşuna ve gelecek nesillere karşı duyduğu vicdani sorumlulukla hareket eden bir avuç cesur insanın üç senelik hikayesidir. Geçen yıl !f’te Ordu’da Bir Argonot sayesinde tanıştığımız Rüya Arzu Köksal, bu yıl köylülerin gerçek, sakınmasız ve kararlı mücadelelerine samimi yaklaşımıyla bir kez daha her birimizi uyanmaya davet ediyor.

BUNU DA OKU:  Çevre dostu etkinlik rehberi: 10-16 Aralık arasında gerçekleşecek 15 yeşil etkinlik
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Hayat, Mercek, Sanat ve Tasarım
Kullanılmış cep telefonumuzu neden geri dönüştürmeliyiz ?

Turkcell “Cep telefonu Geri Dönüşüm Projesi” kapsamında, kullanılmış cep telefonlarınızı geri dönüştürmenize yardımcı oluyor.

Kapat