Dünya Çevre Günü’nde sorunlar öne çıkıyor

Biz 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde hayallerimizi paylaştık. Daha az toprak kirlettiğimiz, daha az tükettiğimiz, en önemlisi de gezegenin çeşitliliğini koruyabildiğimiz bir dünya hayal ettik. Evet hayal olarak nitelendirdik, ama biliyoruz ki yaşamak istediğimiz gezegene hakettiği değeri veren dostlarımız bizimle birlikte, bunu gerçeğe çevirmek için emek emek çalışıyorlar. 5 Haziran ile sınırlı kalamayacak rakamları paylaşan WWF – Türkiye, tehdit altında olan şehirleri, canlıları, yani hayatlarımızı verilerle açıklıyor. Bir sonraki Dünya Çevre Günü’nde daha umutlandırıcı olmak dileğiyle basın bültenini paylaşıyoruz.

Dünya Çevre Günü’nde Türkiye’de çevre sorunları öne çıkıyor. Biyolojik çeşitlilik kaybı, iklim değişikliği, kentleşme ve sanayileşmeye bağlı sorunlar çözüm bekliyor.

Türkiye’de doğal hayat kentleşme ve sanayileşme baskısı altında. Büyüyen kentler, iklim değişikliği, artan tüketim, ulaşım ve sanayileşme faaliyetleri sadece insanlar üzerinde değil diğer canlı türleri üzerindeki baskıları da arttırıyor. 11 binden fazla bitki türüne ev sahipliği yapan Türkiye’nin bu hazinesi ciddi koruma çalışmalarını hak ediyor.

Türkiye’de 364 türün nesli tehdit altında
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan Kırmızı Liste’de Türkiye’deki 127 balık, 103 bitki, 17 memeli ve 16 kuş türünün neslinin tehdit altında olduğu belirtiliyor. Nesli tehdit altındaki 364 türün arasında bugün av turizmine malzeme yapılan bozayı, yaban keçisi ve yaban koyunu gibi türler de var.

Kentlerle birlikte sorunlar da büyüyor
Kentler büyüdükçe enerji ve kaynak tüketimini teşvik eden yaşam biçimi yaygınlaşıyor. Isınma ve trafik amaçlı fosil yakıt kullanımı hava kirliliğini tetikliyor. Toplam nüfusun atık sularının sadece yüzde 60 civarı arıtılıyor. Toplu taşıma eksikliği özellikle hızla büyüyen kentlerde hissediliyor. 3. Köprü ve 3. Havalimanı gibi projeler, korunan alanları tehdit eden yüzlerce HES projesi doğal hayatı tehdit ediyor.

BUNU DA OKU:  Yaşayan Gezegen Raporu yayınlandı: Dünya alarm veriyor, Türkiye de canlı türleri için cazip bir coğrafya olmaktan hızla uzaklaşıyor

Kentleşmenin hız kazanması, sanayi faaliyetlerinin artması Türkiye’nin 2030 yılında su sıkıntısı çekebileceğini de gösteriyor. Başta su tüketiminin yüzde 89’undan sorumlu tarım sektörü olmak üzere, suyun kullanıldığı tüm alanlarda önlem alınması gerekiyor.

yabankoyunu-e1439366511977

Seragazı emisyonları artıyor
Türkiye’nin iklim değişikliği karnesi de iyi değil. 1990 yılına göre seragazı emisyonlarındaki artış oranı 2013 sonu itibariyle yüzde 110’u geçti. Türkiye’de kişi başına düşen seragazı emisyonu miktarı da 6 tonu geçti ve Avrupa ülkelerinin ortalamasına yaklaştı. Bu veriler, yıl sonunda Paris’te yapılacak iklim zirvesinde Türkiye’nin daha ciddi sorumluluk alması gerektiğini gösteriyor. Artan fosil yakıt kullanımı iklim değişikliği sorununu körüklerken, türler üzerindeki baskıyı da arttırıyor. Seragazı emisyonlarının yüzde 67,8’i enerji kaynaklı. Bu da kömür, petrol ve doğalgaz yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmemiz, enerji tasarrufu ve enerjiyi verimli kullanma çalışmalarını hızlandırmamız gerektiğini gösteriyor.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, Dünya Çevre Günü’nün çevre sorunlarını hatırlamak ve çözüm önerileri geliştirmek adına bir fırsat yarattığını belirtti. “Dünya Çevre Günü’nü hak ettiği gibi kutlamak için bir an önce harekete geçmemiz gerekiyor. Biz sadece sorunları dile getirmiyoruz, çözüm önerilerimizi de hayata geçiriyoruz” diyen Baştak, “Nesli tehdit altındaki türleri korumak için Türkiye’nin farklı köşelerinde çalışmalar yürütüyoruz. Hatay’da dağ ceylanlarını, Çukurova’da turnaları, Büyük Menderes’te tepeli pelikanları, Adana’da deniz kaplumbağalarını ve başka bir çok türü korumaya çalışırken, Kaş’ta orfozlar ve deniz çayırları için koruma alanı oluşturmaya uğraşıyoruz. Konya’da ise iklim değişikliğine karşı Akdeniz ormanlarını muhafaza etmenin yollarını arıyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz ama herkesin bu çabaların bir ucundan tutması gerek” dedi.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Gündem, Hayvanlar, Kent, Topluluklar
‘Türkiye’de kömürlü termik santraller bizi hasta ediyor’

Ülkemizde kömürden elektrik üretimi için 80 yeni santral kurulması bekleniyor, ve bu bizi dünya çapında Çin ve Hindistan’dan sonra kömürlü...

Kapat