Fast Food sektöründen korkulur

McDonald’s sevenlere haberlerim var. Dünyanın en büyük fast food zincirlerinden birine açtığı savaşı kazanan Jamie Oliver daha önce McDonald’s’ın hamburgerlerini nasıl yaptığına dair bir videoyu yayınlamıştı.

Zincir şimdi hamburger yapım şekillerini değiştireceği müjdesini vermiş. Jamie Oliver’ın iddiasına göre etin artık yağlı kısımları amonyum hidroksit ile yıkandıktan sonra hamburger köftesinin harcına karıştırılıyordu. Bu işlemden önce sunucu bu gıdanın insan tüketimine uygun olmadığını belirtiyor ve “köpek mamalarına karıştırılarak en ucuz yolu ile satışa sunulan malzemeyi alıp işlemden geçirip insan tüketimine sunuyorlar” diyor..

Jamie Oliver’ın gıda sektöründeki sağlıksız gıdalara karşı başlattığı mücadele zaman içinde başarısını kanıtlıyor. Durmak, yılmak bilmeyen çalışmaları ile sağlıklı gıda alışkanlığı yaratmak amacıyla çalışan şef Oliver, aklı başında anne ve babaların çocuklarına neden amonyaklı et yedirmek isteyeceklerini anlamadığını söylüyor.

Burger King ve Taco Bell gibi fast food markaları amonyak işlemini bir süre önce bıraktıklarını açıklamışlardı. McDonald’s hamburgerlerindeki bu işlem umarım sadece Amerika sınırları içinde uygulanıyordur. İşin kötüsü, Amerikan Gıda kodeksine göre gıdada bulunan amonyakın belli bir miktarı insan tüketimi için zararsız sayılıyor.

Size şu işlemin nasıl yapıldığını kısaca anlatayım. “Pink slime” yani Türkçe’ye çevirmek istersek pembe çamur diyebileceğimiz şey, kesilen hayvanların damar, sinir, kıkırdak, kan pıhtısı gibi normalde atılan ya da köpek maması yapımında kullanılan bölümlerinin kıyılıp, dolgu maddesi haline geitirilmesine deniyor. Ancak bu karışımda bulunma ihtimali olan e-koli gibi mikroplardan arınabilmek amacıyla amonyum hidroksit kullanımı gerekiyor.

Şimdi soruyorum size bu tip bir işlemi uygulayıp insanlara servis eden şirketlere,ülkemizde uygulanmasa bile hala güvenebiliyor musunuz acaba?

BUNU DA OKU:  Daha az mikroplastiğe maruz kalmak için 6 basit tüyo
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Gıda, Gıda Gündemi
Şeftalinin keyfini kışın da çıkarmak isteyenlere

Şeftalileri çok şeker kullanmadan kışa hazırlamanın yolunu anlatıyorum.

Kapat