Kentsel tarım için: Ek Biç Ye İç

“Ek Biç Ye İç” projesi istediğimiz her yeri minik bir bostana çevirmemiz için geliyor. Öncelikle evimizi. Kişi başına düşen yeşil alanın yüzde 1,5 olduğu bilinen İstanbul’da parmakla gösterilen yeşil bahçelere, balkonlara sahip olmak istemez misiniz? Kendi gıdanızı üretmeniz de cabası!

10389126_1587501231471063_4123328061063088119_n-1

2. İstanbul Tasarım Bienali’nde vücut bulan, “Ek Biç Ye İç”in sürdürülebilir kentsel tarımı öğretmeye, yaymaya ve paylaşmaya odaklanan ilk etabı olan Ek Biç Kütüphanesi bienal ziyaretçilerinden oldukça ilgi görüyor.

Ek Biç Kütüphanesi, şu anda birinci bienalde sigara içme alanı olarak kullanılan Galata Rum Okulu’nun apartman boşluğunda kendine yer buluyor. Evet, bir apartman boşluğu şu anda bir bitki yetiştirme kütüphanesi oldu ve kent bahçeciliği atölyelerinin zeminini hazırlıyor. Aslında yazıma tam da buradan başlamalıyım.

Başlangıçta, hangi kelime ile niteleyeceğime tam da karar veremediğim Ek Biç Ye İç’i , ne bir restoran, ne bir proje ne de bir çalışma olarak adlandırabilirim. Bienal boyunca ziyaretçilerin kendi elleriyle ektikleri ve ekmeye devam edecekleri maydanozlar, lahanalar, naneler herkesi kent bahçecililiğine adım atmaya çağırıyor. Kısacası bu bir deneyim ve de beslenme alışkanlıklarımızı değiştirebilecek nitelikte. Nasıl mı?

2(2)

2. İstanbul Tasarım Bienali’nin günün rutinlerini sorguladığı pek çok alandan biri olan gıda manifestosu bu kütüphanede ete kemiğe bürünüyor. Tüketim çılgınlığının giderek norm halide geldiği kent yaşamlarımızda, portakal suyu içmek için portakalı sıkmak yerine marketlerden ambalajlı meyve suyu almayı tercih eder haldeyiz. Bir yandan da giderek huzursuzlaşan tüketici olan bizler yemeğin tabağımıza nasıl geldiğini sorguluyoruz. Ama yine de sadece tüketmek, tüketmek ve tüketmek…

Ya üretim?

Doğal kaynakların gitgide tükendiği ve insan eliyle fazlasıyla tahrip edildiği bu dönemde ihtiyaçlarımızdan gittikçe uzaklaştığımız bir tüketim sürecinin parçası haline geliyoruz. Üretimde bulunmadan yalnızca tüketiyoruz, sağlıklı mı sağlıksız mı çok da sorgulamadan. Bu da yanıltıcı bir yokluk içinde bolluk imajı yaratıyor.

BUNU DA OKU:  Bize Adalet Lazım!

Ek Biç Ye İç bu noktada bize neredeyse unuttuğumuz, çoğumuzun aklına bile gelmeyen bir şeyi, ‘toprağı’ tekrar hatırlatıyor. İster penceremizin önünde, ister balkonumuzda ya da ortak bir bahçede ekme-biçme günlük rutinimiz haline gelebilir ve nereden geldiğini bildiğimiz gıdayı üreterek tüketebiliriz.Bununla ilgili hevesinizi heyecanınızı karşılayan kütüphane Ek Biç kütüphanesi, Bienal süresince atölyelerine devam edecek. Etkinlikleri bu linkten takip edebilirsiniz.

1(4)

Şu sıralar Tasarım Bienali’nde Galata Rum Okulu’nda halen sebzelerle dolmakta olan saksılara sizler de kendi ellerinizle açacağınız toprağa istediğiniz (genellikle o gün orada bulunan) taze sebzeleri ekebilirsiniz. İlk haftasını dolduran bienalde, kütüphanede 350 saksıdan 250 tanesi şimdiden dolmuş durumda.

Hepimizin ektiği bitkiler, Ek Biç Ye İç’in şu sıralar hazırlanmakta olan Taksim’in göbeğindeki yeni evine taşınacak. Bu aşama gönüllülerin katılımına tabii ki de açık. Ardından çevre illerdeki lokal bahçe ve bostan ürünleriyle hazırlanmış çorba ve salatalar yiyor olacağız. Bu taşınma bienalin son günü olan 14 Aralık’ta gerçekleşecek ve ardından kütüphane ve ürünleri yeni evinde yetiştirilmeye devam edecek.

Bu proje/çalışma belki sebze ekme-biçme ile alakalı ilk deneyiminiz olacaktır, ama son olmayacağı kesin. Ek Biç Ye İç, birlikte üretmeyi-türetmeyi ve paylaşmayı esas alan bir süreç olduğundan ektiğiniz bitkilerin büyüme grafiği peşinizi bırakmayacak! Kütüphaneye bıraktığınız iletişim bilgileri sayesinde bitkinizin akıbetini ve bir sonraki çalışmaları yakalama fırsatı bulabileceksiniz.

Yeter ki süpermarketlerden çıkalım, bahçelerde buluşalım!

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Gıda, Kent, Topluluklar, Yeme İçme
Zeytinin izinde: Fabrika tarlaya taşınıyor

Türkiye'nin ilk mobil zeytinyağı sıkım makinesi, Anadolu lezzetlerini sofralara taşıyan Nar Gourmet tarafından İtalya'dan Türkiye'ye getirildi.

Kapat