Yeni başlayanlar için doğru ders çalışma taktikleri

İlkokulun ilk günleri, çocuklar için olduğu kadar veliler için de şüphesiz zor bir dönem. Biz de Yeşilist ekibi olarak, anne ve babaların bu dönemi en kolay şeklinde nasıl atlatabilecekleriyle ilgili sorularımızı uzman psikolog sevgili Layza Ovadya’ya sorduk.

Röportaj: Ergem Şenyuva

İlkokul 1. sınıf çocukların eğitim hayatlarında şüphesiz bir dönüm noktası. Veliler bu dönemde çocuklarının doğru ders çalışma alışkanlıkları kazanmaları için neler yapmalılar?

Doğru ders çalışma alışkanlıklarının alt basamakları aslında daha minikken inşa edilmeye başlanıyor. Çocuğun oyun oynarken, tek bir oyun/oyuncakla ilgilenmesi, başladığı oyunu bitirmesi, bir oyun bitmeden diğer oyuna geçmemesi, bitirdikten sonra oyunu toplaması, kaybettiğinde kabullenmesi, başaramadığında mücadele etmesi, denemesi, yönergeleri uygulaması, sorgulaması, kendi işini kendisinin yapması yönünde isteği-gayreti ve ortamın oluşturulması ile sorumluluk alması, binanın temeli olarak düşünülebilir.

İlkokul 1. sınıfta ise kuralların egemen olduğu okul hayatında, çocuklara sorumluluk almayı öğretmiş olmak gerekir. Bunlardan bir tanesi de çalışma alışkanlığıdır; çocukların öğrenebileceği bir yaşam becerisidir. Anne-babaların, çocuklarıyla en çok zorluk yaşadıkları ödev zamanı bazı aileler için kabusa dönüşmekte, anne-çocuk, baba-çocuk ve anne-baba ilişkisinde de gerginliklere sebep olmaktadır. Çocuğunuzun özelliklerini dikkate alarak, birlikte bir çalışma planı hazırlamanın, okuldan geldikten sonra yatma saatine kadar olan süreyi çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda planlamanın ve bu planı tutarlı-kararlı ve net bir biçimde uygulamanın faydalı olduğunu düşünmekteyim. Bu sene, eğitim sistemindeki değişiklikten dolayı biraz farklı geçebilir. Çocuğun yanına oturmadan, ödev sorumluluğunu anne-baba olarak ailenin üstlenmemesinin önemli olduğu bir süreçte henüz duyusal ve/veya akademik olarak hazır olmadan okula başlayacak çocuklarımızın ve ailelerimizin hiç şüphesiz ki desteğe ihtiyacı olacak. Bu çocukların özgüvenlerinin zedelenmemesine dikkat edilmeli, hala oyun çocukları oldukları unutulmamalıdır.

BUNU DA OKU:  Kendi hediyeni kendin yap: 6 öneri

parent-with-children-studying

Çocuğun gelişimi için okul ödevleri ve oyun arasında nasıl bir denge kurulmalıdır?

Çocuğun, okuldan gelir gelmez derse oturtulması yerine biraz dinlenmesi sağlanmalıdır. Bu zaman dilimi içinde yapacaklarını ve süresini anne-baba yine çocuğun yaşına, gelişimine, özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre planlamalıdır. Plan yapıldıktan sonra, zaman zaman aksamalar olması da beklenmelidir ve çocuğun buna alışması için zaman verilmelidir. Bazen televizyon, arkadaşlar, uzun süreli oyunlar vs. çalışma planını sabote edebilir. Çocuğun, oyun ve ders saatinin ne zaman olduğunu bilmesi gerekir. Bir önceki soruyla da ilişkili olarak, anne-babanın bilmesi gereken ise, ödevin çocuğun sorumluluğu olduğudur.

Ödev sorumluluğunu üstlenen anne-babaların, hem bu konuda şikayet ettiklerini hem de sorumluluğu bırakmak için çocuğa güvenmediklerini veya daha iyi olsun çabasıyla müdahaleci olduklarını görmekteyiz. Çocuk, sürekli anne-babanın yanında oturmasını istemekte, onlara okutmakta, her aşamada desteğe bağımlı kalmaktadır. Çocuğun, kendi başına çalışma alışkanlığı geliştirmesini ve ödev sorumluluğu almasını geciktirmektedir. Bu durumda sınıf öğretmeni ve rehber öğretmen ile işbirliğine girilerek anne-babanın yavaş yavaş geri çekilmesi hedeflenmeli ve yaşam becerisinin temeli atılmalıdır.

Çocuğun çalışma planını uygulayabilmesi için, varsa kendine ait bir odası veya uygun bir odanın bir köşesi verimli çalışma hedeflenerek düzenlenmelidir. Çocuğun çalışma alanında, onun dikkatini dağıtacak oyuncak, bilgisayar, televizyon bulunan bir ortam çalışmanın verimini düşürebilir, onun motivasyonunu da olumsuz olarak etkileyebilir. O yüzden, görüş alanında ilgisini dağıtacak eşyaların bulunmamasında fayda vardır.

Bu dönemde okul sonrası televizyon ve benzeri elektronik oyuncakların ne gibi bir rolü olmalıdır?

Her konuda olduğu gibi, burada da sınırlar olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak teknoloji çağı çocukları, bilgisayarı çok ama çok iyi kullanmayı bilmeliler. Televizyonda yaşlarına ve gelişimlerine uygun karakter ve programlardan haberdar olmaları gerekir, bu da bir sosyal iletişim aracıdır. İki çocuk, ‘Angry Birds’ hakkında konuşuyor ise veya ‘Pepee’ nin bölümlerinden birinde olanlardan söz ediyor ise bununla ilgili bir fikir sahibi de olmalıdır. Anne-baba kural koymaktan, sınırlar çizmekten korkmamalı. Televizyon ve benzeri elektronik eşyaların kullanımının bir süresi olmalı, tabii bu da ödevler bittikten sonra!

BUNU DA OKU:  Yeşil Posta: Ülkemizden ve dünyadan haberler

Okuma-yazma-öğrenme dönemi birçok çocuk için zorlayıcı olabilir. Veliler çocuklarına karşı nasıl bir tutum sergilemeliler?

Yeni eğitim sisteminde okuma-yazma ikinci döneme bırakılacak, bu süreçte çocukların olabildiğince, yaş özellikleri ve gelişimleri el verdiğince okumaya ve el yazısı gibi bir duruma hazırlık yapılacak. Ailelerin de belki kendi anılarını hatırlayarak çocuklara kaygı yüklememeliler.

Farklı sebeplerden, örneğin disleksiya gibi, okuma yazma zorluğu çeken çocukların velilerine tavsiyeleriniz ne olur?

Bu konunun uzmanından teşhis almış bir çocuk ise uzmanın önerileri doğrultusunda hareket etmeliler, ancak ailelerin bilmesi gereken şu: Okuma-yazmayı çocuk reddediyor ise çocuğa aile sabırla yaklaşmalı ve özgüvenine destek olmalı. Çünkü çocuk okumuyor değil okuyamıyordur, yazmıyor değil yazamıyordur. Sık tekrarların yapılması ve onu anlayan bir öğretmeninin olması çok önemlidir.

Layza OVADYA, Uzman Psikolog – Eğitim Danışmanı

1996’dan bu yana Ekipnormarazon Çocuk, Genç ve Aile Danışmanlık Merkezinde; anne-baba kaybı, boşanma, kardeş kıskançlığı, korku ve endişe, cinsel kimlik karmaşası, mastürbasyon, dikkat dağınıklığı ile baş etme, hiperaktivite, özgüven geliştirme, sosyalleşme, çekingenlik, arkadaş sorunları, öfke ile baş etme, takıntıları giderme, ikiz çocukların gelişimi ve eğitimi, temel alışkanlıklar ile ilgili sorunlar (uyku, yemek, tuvalet), oyun terapisi, 4-7 yaş çocuklarına grup çalışmaları, 4-7 yaş Güvenli Davranış Geliştirme (özgüven), sosyal beceri geliştirme, öfke ile baş etme becerilerini geliştirme, iletişim becerilerini geliştirme, okul öncesi yaş grubu anne-babalarıyla sohbet toplantıları konularında çocuklara ve ailelerine danışmanlık vermektedir.

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ergem Şenyuva

İstanbul'da doğdum büyüdüm. Hep bu şehri, kültürel ve doğal mirasını koruma derdindeydim. Bir yandan yeşili ve doğayı nasıl gelecek nesillere bırakırız kaygım vardı. 2006 senesinin sonunda hayatımı değiştiren olay oldu ve kızım doğdu. Yaptığım her şeyi sorguladığım ve tekrardan en başa döndüğüm bir dönemden sonra, kurumsal hayata veda ettim. 2009 yılında Al Gore'un iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen Climate Project derneğinin Türkiye temsilcisi oldum. İklim değişikliğini ve yaşadığımız dünyanın nelerle karşı karşıya olduğunu fark ettikçe, elimi taşın altına sokma zamanı geldi diye düşündüm. 2010 yılının sonunda Yeşilist'i kurdum. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabileceğimize, hepimizin atabileceği küçük adımlarla büyük şeyler başarabileceğimize inanıyorum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Çocuk ve Bebek, Eğitim, Genel
Aklımda kalanlardan

Yıllar önce Susam Sokağı'nda yayınlanan, çok küçük yaşlarda izlediğimi hatırladığım ve aklımda yer etmiş bu kısacık video çocuklara gereğinden fazla...

Kapat