10/10/10’da GDO’suz pikniğe cağrı
2010 dünyada sıcaklığın rekor seviyelere ulaştığı, sel, kuraklık gibi doğal afetlerin hayatımızı tehdit ettiği bir yıl. Hepimizin artık harekete geçme zamanı geldi. İklim krizine yeter demek ve sesimizi duyurmak için Amerikali cevreci ve akademisyen tarafından baslatilan, 350.org (www.350.org) öncülüğünde 10/10/10’da 184 ulkede 6000’i aşkın etkinlik düzenleniyor.
Kimi çatısına güneş paneli koyuyor, kimi yürüyüş düzenliyor, kimi ağaç dikiyor, kimisi de rüzgar enerjisi projesi başlatıyor. Slow Food/ Fikir Sahibi Damaklar da 10/10/10’da iklim degisikliginden en cok etkilenen alanlardan biri olan tarıma işaret ederek, GDO’suz bir piknik organize ediyor.
Endüstriyel tarım yerine organik ve sürdürülebilir tarımı savunmak , dev şirketler yerine küçük çiftçiyi desteklemek , tek bitki tarımı yerine tarımsal biyoçeşitliliği desteklemek ve ne yiyeceğimize kendimiz karar vermek için GDO’suz bir buluşma/piknik yapmak üzere sözleştik. Pazar günü İstanbul’da Maçka Parkı’nda 10:00-12:00 saatleri arası düzenlenecek pikniğe herkes davetli. Sonrasında saat 15:00’da Galatasaray’dan Taksim’e Kuresel Eylem Grubu tarafında organize edilen yürüyüşe Noam Chomsky, Ömer Madra ve 350’ye destek verenler de katılacak.
NEDEN “350” VE NE ISTIYORUZ ?
Bilim insanları ve iklim uzmanları, artık atmosferdeki karbondioksit miktarının güvenli üst sınırının milyonda 350 parçacık olması gerektiğini söylüyor. Atmosferdeki mevcut karbondioksit miktarı ise milyonda 392 parçacık ve her yıl yaklaşık 2 ppm artıyor. Bu oran güvenli sınırın çok üzerinde!!! Hatta bilim insanları, 392 ppm’in gezegen tarihinin en yüksek değeri olduğunu söylüyorlar. Şu an uçurumun kenarında bulunuyoruz, atmosferdeki karbondioksit miktarı hızlı bir şekilde milyonda 350 parçacığa inmezse bu yıl içinde iklim değişikliğinden kaynaklanan felaketler, önümüzdeki yıllarda daha da artarak devam edecekler.
2007 yılında Hükümetlerarası İklim Paneli’ni oluşturan bilim insanları, iklim değişikliği konusunda harekete geçilmezse yaşanılacak senaryoları raporlarında sıraladılar. Bu raporlarda 2020 yılında öngördükleri buzul erimelerini, şimdilerde yaşıyoruz. Okyanusta bir çok ada önümüzdeki bir kaç yıl içinde sular altında kalacak ve o insanların bin yıllardır var oldukları topraklar artık ‘ *Bu bölüm sevgili Ömer Madra’nın 10/10/10 için hazırladığı çağrı metninden alıntıdır.