Ağaçların mantarlar ile beraber kurduğu doğal internet: Wood Wide Web

Sayabiliyor, öğrenebiliyor ve hatırlayabiliyorlar, hasta komşularını iyileştirmeye çalışıyor, kesilip çotuk kalmış ağaçları yüzyıllar boyunca şekerli suyla besleyip koruyorlar, elektrik sinyalleri göndererek düşmanlara karşı çevresini uyarıyorlar. Ağaçlar bunların hepsini mantardan internet ağları “wood wide web” ile sağlıyor.

Alman orman korucusu Peter Wohlleben’in araştırmalarından öğrendiği sırlar bunlar. Wohlleben’in çok satanlar listesine girmeyi başarmış kitabı “Ağaçların Gizli Yaşamı: Ne Hissediyorlar, Nasıl İletişim Sağlıyorlar – Gizli Bir Dünyanın Keşfi” bize ağaçların birbirlerini aile olarak gördüklerini, dikkatlı baktığımızda birbirlerinin ışıklarını engellemediklerini görebileceğimizi söylüyor.

Branching threads of fungus mycelium in organic soil

Mantarların toprağın içlerine kadar inen mycellium adlı yapılarını iletişim araçları olarak kullanan ağaçların mantarlar ile zaten birbirine dayandıkları bir yaşam döngüsü olduğunu biliyorduk. Bitkiler, mantarlara karbonhidrat sağlarken, mantarlarda topraktaki suyu yukarı çekiyor, fosfor ve nitrojen gibi kimyasalları bitkilerin daha kolay bir şekilde almasını sağlıyor.

2008 yılında yaptığı TED konuşmasında mantar uzmanı Paul Stamets, bitkilerin mantarları “Dünya’nın Doğal İnterneti” olarak kullandığını 1970’lerde elektron mikroskopları altında keşfettiğini belirtiyor, konuşmayı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. Benzer bir araştırma, 1997 yılında British Columbia Üniversite’sinden Suzanne Simard, gölgede kalan ağaçların nasıl büyüdüğünü merak etmesi ile başlamış.

Simard, fidanların ve daha kısa ağaçların diğer büyük ağaçlardan karbon donörlüğü talep ettiğini keşfetmiş. Ağaçların, mantarların miselyum ağı ile beraber sadece karbon değil, nitrojen ve fosfor gönderebildiğini ortaya çıkaran Simard, ağaçlar arasındaki bağı ortaya çıkaran en etkili araştırmalarından birine imza atmış.

Bu araştırmalar, ağaçları yeniden tanımlamamıza, onları bize sadece oksijen ve odun sağlamak için var olan organik robotlardan daha farklı bir şekilde görmemizi sağlayacağa benziyor.

New York Times’a verdiği demeçte bilimsel araştırmalarına, 1987 yılından beri kendi orman koruculuğu tecrübesinden edindiği gözlemlerini de ekleyen peter Wohlleben, ağaçları insanlaştırarak konuşuyor. Diğer biyologların kendi bildiklerini bilmesine rağmen aynı dili konuşmamasına canı sıkılıyor, çünkü bilimsel dilin duyguyu aradan çıkardığında, bilim ile uğraşmayanların anlamasını zorlaştırdığına inanıyor.

BUNU DA OKU:  Ağaçların Gizli Yaşamı: Birbiri ile konuşan, yardımlaşan ve sosyal ilişkiler kuran ağaçların dünyasını keşfedin

12 bin kilometrekareden fazla bir büyüklüğe sahip Cologne yakınlarındaki ormanın koruculuğu yaptığı gözlemler modern yöntemlerin ağaçların yararına çalışmadığını keşfetmiş. Ağaçların arasını açmanın, onların daha fazla güneş almasını ve daha hızlı büyümesini sağladığı düşünülürken, Wohlleben, ağaçlar arasındaki uzaklık arttıkça birbirleri ile olan fiziksel bağlarının da koptuğunu, kendi içlerinden gelen beraber oluşturdukları direnç mekanizmalarının güçsüz kaldığını belirtiyor.

2342354657

Ormancılığa yönelik farklı yaklaşımlar denedikten sonra, Wohlleben devrimsel denebilecek sonuçları, ağır makinalar yerine atları kullanarak, böcek ilaçlarını azaltıp, ormanın “vahşiliğini” korumasına izin vererek almış. Böylelikle iki yıl içerisinde zararda olarak görülen orman kâr etmeye başlamış.

Ağaçlar için daha yapacağı çok şey olduğunu düşünen Wohlleben, bunu düşünmekten, depresyon belirtileri göstermeye başlamış. Terapistinin de önerisi ile tecrübelerini yazdığı kitabı ile bizi de bilgilendiren Alman orman korucusunun isteediği tek şey bizim de kendisi gibi ağaçları birer robot değil ama canlı bir ailenin parçası olarak görmemiz.

Wohlleben’in hikayesi ve ağaçlar arasındaki mantarları ile kurulu ağın ortaya çıkması ekolojinin en büyük derslerinden birinin mesajını daha da güçlendiriyor:

Tüm canlılar birbirlerine bir şekilde bağlı ve bağımlıdır.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Ev ve Bahçe, Hayat, Kent, Teknoloji, Topluluklar, Yeşil alanlar
Birgün’e destek zamanı

Bağımsız medya, tarihinde görmediği şiddette baskıyla karşı karşıya

Kapat