Aklımda kontrolden çıkmış kocaman bir biçerdöver…
Son zamanlarda olan biteni düşünmeye çalıştığımda aklımda kontrolden çıkmış kocaman bir biçerdöver beliriyor. Ne yöne ve hızla gittiği kestiriemeyen ve önüne çıkan her şeyi parçalayıp yutan bir biçerdöver.
Kapatılan dergiler, sansürlenen televizyon kanalları, kapatılan sosyal medya hesapları, susturulmaya çalışan yüz binlerce insan, sokakta durduğu için gözaltına alınanlar, yarım metreden plastik mermi yiyenler, iki milyon ağaca mal olacak bir köprü, Haliç Tersanesi’ne AVM, Belgrad’a hukuksuz imar planları, Gezi’de nöbet tutan silahlılar, sokakta masum insan kovalayan eli palalılar, bisikletle Garipçe yoluna düşenlerin önünü kesen jandarma, tehdit edilen sanatçılar, darp edilen, öldürülen direnişçiler, her gün parkı yarın açacağız diye açıklama yapan vali, haykırışlarıyla yeri göğü inleten başbakan, Meclis’te reddedilen onlarca önerge, hiçbir şey yaşanmıyormuşçasına sessizce oturan idareciler, Akyaka, Ankara, Yedikule ve daha onlarcası…
Yanlış anlaşılmasın, bıktığımız, bittiğimiz, tükendiğimiz sanılmasın ama bu yapılan insanların, doğal alanların, fikirlerin ve hakların seri olarak katledilmesinden başka bir şey değildir. Kendinden başkalarının varlığına ve düşüncelerine katlanamayan, en ufak bir fikir ayrılığına tahammülü olmayan yönetimin sergilediği bu tavır, tarihe konu olacak ve unutulmayacaktır.
Demokratik hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığı, doğal yaşam alanlarının durmaksızın katledilip yerine beton oluşumların inşa edildiği bu süreç sona erdiğinde ise sarılması hayli zor olacak yaralarla, telafisi mümkün olmayan tahribatlarla başbaşa kalan yine bizler olacağız. Bu yüzden aldığımız darbeler daha da sertleşmeden, yapılan haksızlıkların öznesinin bizzat bizler, doğal alanlar ve kültürümüz olduğunun farkındalığıyla; sizleri ayağa kalkmaya ve sesinizi yükseltmeye çağırıyoruz.
