Bir ilk: İki dünya ödülü alan ilk kadın, Özgül Öztürk
Daha önce sizlere Yves Rocher Vakfı’nın doğaya, topluma, eğitime katkı verenleri seçtiği proje kapsamında yarışan Özgül Öztürk’ten bahsetmiştik. Özgül’ün 1950’lerde göçlerle yalnız kalan baba ocağı Elazığ’ın Nimri Köyü’ne geri dönmesinin, ve buraya hayat vermesinin hikayesi rakipleri arasından sıyrılarak birinci seçildi ve kendisi “Nimri’de Yeniden Hayat” projesi ile, aynı anda hem dünya 1.lik ödülünü hem de büyük jüri dünya 1.lik ödülünü alan ilk kadın oldu.
Yves Rocher’ın 15 yıldır dünya genelinde kadınların katılımları ile düzenlediği ve hiç bir kâr amacı gütmeyen “Toprağın Kadınları” yarışmasında Özgül Öztürk “Nimri’de Yeniden Hayat” projesi ile katıldı. 27 Mart tarihine kadar devam eden halk oylaması 5 Nisan günü açıklandı. Özgül Öztürk “Nimri de Yeniden Hayat Projesi” ile dünya genelinde 9 kadın katılımcının arasından dünya 1.lik ödülünün sahibi oldu.
Türkiye’den kabul edilen ilk proje olan ve göç nedeniyle yaşamın durduğu baba toprağı Elazığ’ın Nimri Köyü’nde Özgül Öztürk “Nimri’de Yeniden Hayat” projesi ile aynı zamanda büyük jüri dünya 1.lik ödülünü de aldı.
Değişime, dönüşüme, doğaya, ve kadın haklarına verdiği katkılarla aynı zamanda bir sosyal mimar olan Mimar Özgül Öztürk, meslekte 20 seneyi aşkın Mimarlık ve Dekorasyon tasarım, proje ve uygulama deneyimini, son yıllarda sürdürülebilirlik, ekoloji ve feng shui üzerine yaptığı çalışmalar ve araştırmalarla, bilgi ve tecrübelerini paylaşmak ; ortak çalışma kültürü ile doğaya ve insana saygılı, havayı, suyu, toprağı kirletmeden, mekanların ve o mekanın enerjilerinin de insanlar üzerindeki etkisini dikkate alarak, gelecek nesillere temiz yapılı yaşam alanları bırakmak, yaşama değer katarak, farkındalık yaratmayı hedefleyen bir mimar.
Hikayesini bir de kendi ağzından dinleyelim:
“Köyün asırlardır Nimri olan adının yoğun göç nedeniyle 1970’lerde Pınarlar olarak değiştirilmesine karşı kampanya başlattık ve köyümüzün adını geri aldık. Hiç kadın üyesi olmayan köyün dayanışma derneğinin yeni yönetim kurulundaki kadın sayısı 9’a yükseldi. 9 kadın, 9 erkek ve başkanını kadın seçtik. Kadın üye alımını artırdık. 6 bin çam fidesinin ekim işçiliğini imece usulü tüm köylümüzün katkısıyla yaptık. Ege Bölgesi’nden bir köy muhtarının, kendi köyünde yaptığı karbon emisyon sıfır çalışmalarını rol model almak, yol haritasından ilhamlanmak için köyümüze davet ettik. 69 çeşmenin haritada yerini belirledik. 3’ünün onarımını İstanbul’dan gelen gençlerimizin gönüllü çalışmasıyla yaptık. Şifalı bitkiler, kadim bilgiler atölyesi düzenledik. Ekolojik mimariye dair bilgilendirme ve sunum yaptık. Çocuklara masal atölyesi, resim atölyesi düzenledik, köyün ortak alanındaki birkaç duvarı boyadılar. Köye sanatçıların davet edilmesiyle sanat çalışmaları düzenlendi. İstanbul’da kahvaltı oturumları, kültür etkinlikleri, kermes, kadınlar günü etkinlikleri, piknik organizasyonları yaptık. Köylümüzün desteği ile gençlerimizi desteklediğimiz eğitim bursu organize ettik. Her sene yazın 1 hafta köyde festival düzenledik. Yaz aylarında 250’ye yakın katılım sağladık. Festival son gecesi herkesin evde hazırladığı yöresel yemekleri köyün ortak alanında hep beraber şenlik havasında sazlı, türkülü, eğlence ile beraber yedik, eğlendik. Köyün yaşlılarıyla sözlü tarih çalışması başlattık. Yapılan etkinliklerle dayanışma arttı ve her yaştan insanın katılımı olduğu gözlemlendi.”
Seninle gurur duyuyoruz Özgül, tebrikler!
