Çocuklar için sürdürülebilir karne tatili
8-14 yaş arası Türk ve yabancı çocuklar için hazırlanmış İngilizce bir doğa tatilleri programı olan DALYANKIDS bu kış Kapadokya’da. Amaç çocukların hem doğada bolca zaman geçirmeleri, hem de eğlenerek çevre bilinçlerini geliştirmeleri.
27 Ocak-3 Şubat arası yapılacak programda kayak, kızak, çömlek yapımı, balon gezisi, ata binme, yeraltı şehri gezisi, orienteering (doğada yön bulma) ve yöre çocukları ile birlikte gerçekleştirecekleri sürdürülebilir mini mimari çalışmalar var. DALYANKIDS ekibinde Amerikalı, İngiliz ve Türk öğretmenler görev yapıyor.
Çocuklara, gün boyu süren çevre etkinliklerinde, doğa sporları ve sanat öğretmenleri eşlik ediyor. Ayrıca yıllardır bölgede yaşayan ve çevre koruma, eko turizm alanında birçok çalışmaya öncü olmuş danışmanlar programa destek veriyor. Konaklama Ürgüp merkezde Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programlarından biri olan Erasmus öğrencilerini de ağarlayan, 2 dönüm bahçesi olan bir aile işletmesinde yapılıyor. Yörede bu özelliklere sahip tek otel bu.
Çocukların yemek menüleri hem sağlıkları hem de damak tatları dikkate alınarak sadece mevsim meyve ve sebzeleriyle, yöresel et ve süt ürünleriyle hazırlanıyor. Program boyunca paket gıdalar sunulmuyor. Günlük program sabah güzel bir kahvaltıdan sonra günün çevre etkinliği ile başlıyor, çocuklar hergün mutlaka doğada bolca zaman geçiriyor, koşuyor oynuyor hem de gittikleri yerlerle ilgili çevre bilinçlerini geliştirecek bilgiler ediniyorlar. Akşamları da günün etkinliği ile ilgili eğlenceli yarışmalar düzenleniyor, ufak proje çalışmaları yapılıyor.
Türkiye’de İlk Sürdürülebilir Nitelikli Doğa Tatili
DALYANKIDS, Türkiye’de sürdürülebilir niteliği olan, katılan çocukların yöre çocukları ile biraraya getirerek, katkılarını ve devamını sağlayan ilk ve tek tatil programı. Böylece tüm çocuklar bölgeye yararlı bir bir projeye ortak oluyorlar. Programların sürdürülebilir özellikte devam etmesi için 1991 yılından beri faaliyette olan bir sivil toplum örgütü olan Dalyan Kültür, Turizm ve Çevre Koruma Derneği ile işbirliği yapılıyor.
Tatil programına katılan tüm çocuklar bu kış uzmanlar eşliğinde sürdürülebilir mimariyle ilgili ufak örnekler yaratacaklar.Yazları da Dalyan-Köyceğiz bölgesinde nesli tehlikede olan türlerle ilgili yaratıcılıklarını ortaya çıkaran çalışmalar yapıyorlar.
Bu çalışmanın bir türevi uluslararası bir çevre koruma örgütünün Türkiye’deki yerel sivil toplum kuruluşlarını destekleme amacıyla başlattığı hibe programı yarışmasına katıldı. Çocukların atölye çalışmalarında yarattığı eserler kartpostal, ajanda ve takvimlerde kullanılarak, geliri yöredeki pilot köy ilköğretim okullarında çevre eğitimi için kullanılıyor.
DALYANKIDS’in tatil programının kurucusu Begüm Erenler Soylu İstanbul’lu, Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir İngilizce öğretmeni ve 15 yıldır Dalyan’da yaşıyor. İstanbul ve Muğla’da çeşitli eğitim kurullarında öğretmenlik yaptıktan sonra yörenin güzelliklerini çocuklarla paylaşmaya karar vermiş. Yörede 16 yıldır doğa sporlarını başarıyla yaygınlaştıran Kaunos Tours’un işbirliği ile 2011 yazında ilk defa şehirli Türk çocuklara programı sunmaya başlamış.
Programın İstanbul ve İzmir temsilcileri ise medya deneyimleri olan anneler. Bu kış Ankara temsilciliğini de başlatıyorlar. ‘Yazın Dalyan’da su kenarında ,kışın Kapadokya’da karların arasındayız çocuklar için’ diyen Soylu, çocukların doğaya ihtiyacı olduğu gibi doğanın da çocuklara ihtiyacı olduğunu hatırlatıyor.
Ayrıca “Çevre günümüzde önemi gittikçe artan bir kavram ve çocuklar ilerideki hayatlarında, arzu ettikleri yönde değerlendirmek üzere, bunun farkına varmalılar’ diyor. DALYANKIDS’e çevre bilinci merkezli olması ve sürdürülebilir bir projeyi kapsaması sebebiyle bahar aylarında okul grupları da katılıyor. Okul gruplarına sunulan 4 günlük programda Dalyan yöresinin tarih ve kültürüyle ilgili çalışmalar da yapılıyor.
Eğitmenlerin İlginç Deneyimleri
‘14 yıldır Dalyan civarında tatil yapmakta olan yabancı çocuklara uygulanan bu programda 2011 yazında ilk defa şehirli Türk çocukları da misafir ettik. İstanbul, Ankara ve Kıbrıs’lı çocuklar 8’er günlük devreler halinde otelde kalarak, hergün farklı bir aktiviteye katıldılar. Bu çocuklar için çok değişik ve eğlenceli bir deneyim olduğu gibi biz eğitimciler için de çok ilginç ve zevkliydi.
Örneğin çocukları kaynak sularının aktığı Yuvarlakçay bölgesine götürdüğümüzde akan sudan içebileceklerini söylediğimizde hem çok şaşırdılar hem de sevindiler. Benzer birşey köy ilkokulunu ziyaret ettiğimiz gün de oldu; orada herkes bahçedeki musluklardan su içiyor. DalyanKIDS’e katılan şehirli çocuklar bahçedeki çeşmelerden su içebilme fikrini önce yadırgayarak, defalarca bize onaylattılar. Şehirli çocuklar artık içme suyunu sadece plastik şişede biliyorlar…
Çocuklar genelde otların bacaklarına değmesinden, böceklerin varlığından, kaya veya taşlara oturmaktan hiç hoşlanmıyorlar. Aralarında böcek görünce çığlık atanlar da oluyor. Ancak vadide yürürüş yaparak ve böcek avlamakla (öğretmenler onlara zarar vermeyen özel yöntemler kullanıyor ve doğaya geri bırakılıyorlar) geçen bir günün sonunda bu konulardaki toleransları oldukça artıyor. Tanıdıkça anlıyor ve hatta seviyorlar.
8-14 yaş grubu şehirli çocuklar doğaya temkinli yaklaşmalarına rağmen aslında ilgi çekici bir şekilde sunulduğu zaman canlılarla ve ekosistemle son derece ilgili ve duyarlı olabiliyorlar. Örneğin köy çocuklarıyla birlikte yaptıkları atölye çalışmalarında Dalyan civarında aşırı avlanma sebebiyle artık normal boylarına ulaşamayan mavi yengeçleri resimlemişlerdi. Tekne gezisine çıktığımızda kayıklarda mavi yengeçlerin kızartıldığını gören bir katılımcımız, 11 yaşında bir kızımız önce tepkisini bize gösterip, sonra da ‘Para için doğayı katlediyorsunuz!’ diye bağırdı. Bu aslında hiç beklemediğimiz bir tepkiydi.
Bazen de beslenme ile ilgili alışkanlıklarına ve geri bildirimlerine şaşırdığımız oluyor. Örneğin peynir, ekmek, reçel, zeytin, yumurta, domates, salatalık sunduğumuz kahvaltıda ‘neden burada corn flakes yok?’ diye tepki gösterebiliyorlar. Çoğu kahvaltıda bile ice tea içmek istiyor.
Bir başka ilginç alışkanlıkları ise herşeyi kolonyalı mendille temizlemeye çalışmak. Kanyonda çamur olmuş ayakkabılarını da masaya dökülen herhangi birşeyi de temizlemek için onlarca kolonyalı mendil kullanıyorlar. Biz artık velilerden yanlarına vermemelerini rica ediyoruz.
Çocukların genelinde müthiş bir paket gıda yeme ve meşrubat içme alışkanlığı dolayısıyla var. Günde 5-6 paket bisküvi, 4-5 teneke ice tea normal sayılıyor. Ancak görüyoruz ki yoğun aktivite içeren bir gün ve akşam boyunca eğlenmekten akıllarına abur cubur yemek hiç gelmeyebiliyor.
Bazı çocuklar beslenme ve egzersiz alışkanlıkları sebebiyle fiziksel aktivitelerde isteksiz ve dayanıksızlar. Örneğin bisiklete binmek istiyorlar ama başladıktan 10-15 dakika sonra ‘otele dönelim’ serzenişleri başlıyor. Oyunlar, yarışmalar ve en önemlisi arkadaş motivasyonuyla harekete geçiriyoruz onları. Bazıları da tam tersi çok heyecanlı ve çok hareketliler; ilk bir iki sabah beşte, altıda kalkanlar, geceleri bire kadar uyumayanlar oluyor. Ancak üçüncü günden sonra hepsinin uykuları düzene giriyor, sakinleşiyorlar.’
Pedagoglar Çocuklara Doğada Zaman Geçirmeyi Öneriyor
Pedagog Esra Gökçe’nin belirttiği gibi ‘Günümüz çocuklarının doğayla temas imkanları son derece kısıtlı. Yeni kuşaklar için doğa giderek uzak ve soyut bir kavrama dönüşüyor. Doğaya yönelik programları çok yararlı buluyoruz çünkü doğa çocuklarımızın fiziksel sağlığını geliştirir, doğa çocuklarımızın duyularını güçlendir, doğada zaman geçirmek çocukların özgüvenini artırır. Doğa çocukların okuldaki başarısını ve uyumunu destekler. Doğa bireyi dengeler!’
Detaylı bilgi için:
Tel: 0532 611 98 59
