Denize doğru

Deniz kaplumbağalarıyla her zaman ilgileniyordum ve onlar için bir şeyler yapabileceğimi Pamukkale Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Yakup Kaska ile tanışınca anladım. Resmî olarak 2009 yılında açılan Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne hayatını adamış olması etkileyiciydi ve bu konudaki donanımından yararlanabileceğimi anlayıp ‘ben de bir şeyler yapabilirim’ diye düşündüm. Üniversite öğrencisinin bir dönemdeki son maçları olan bütünleme sınavlarını verdikten sonra doldurdum bavulumu, bindim otobüse ve gittim Dalyan İztuzu Plajına.

DEKAMER’e geldiğimde İstanbul’un sıcağından yakındığıma pişman oldum. Pişman olduğum çok şey vardı aslında. Karıncalara karşı bile zaman zaman acımasız olduğuma pişman oldum mesela. DEKAMER’e ayak basar basmaz çadırımın girişinde bir akrep beni karşıladı. Çadırlardan bahsetmedim size değil mi? Orada kalan çalışanlar ve gönüllüler çadırlarda ya da karavanlarda kalıyor. Kendi yatağımdan başka yerde uyuyamam diye mızmızlanırken (bütün bu şımarıklıklarımın cezasını fazlasıyla çektim) ilk defa bir çadırda kalmam gerekiyordu. İlk günlerde adapte olmakta zorluk çektim tabii her şehir insanı gibi. Ama oradakilerin benim gibi gönüllü olarak yaz aylarını orada geçiriyor olması, bu durumu zamanla değiştirdi. Her yaş grubundan okuduğu bölüm nedeniyle ya da tamamen doğaya yardımcı olmak için gelen yerli/yabancı gönüllüler sayesinde kampa kolayca alıştım. “Peki orada neler yapıyordunuz?” derseniz ben de gitmeden önce temizliğiyle ve doğallığıyla adını duyuran İztuzu Plajı’nda çokça tatil biraz da çalışmak gerektiğini düşünmüştüm. Ama bu hayal olarak kaldı. Yanlış anlamayın pişman olmadığım en güzel şeylerden biriydi orada bir şeyler yapabiliyor olmak.

Türkiye’deki deniz kaplumbağaları için tek rehabilitasyon merkezi olan DEKAMER’e Akdeniz ve Ege sahillerinden yaralanmış olan kaplumbağalar geliyor. Bu sahillerde insanların olduğunu bilen ve onlara zarar vermeden yaşamaya çalışan deniz kaplumbağalarına insanların yaklaşımlarını gördükçe daha da tutundum bu gönüllülük işine. Zıpkınla bir kaplumbağayı vurmak ya da tekne motoruyla onları ezmek gibi vakaları görmek bu işin en yorucu kısmıydı. Merkeze gelenlere yaralı kaplumbağaları göstererek onlarla ilgili genel bilgileri ve neden burada olduklarını anlatıyorduk gönüllüler olarak. Bu işi hepimiz önemsiyorduk. Çünkü gelen yerel halka dikkatli olmaları konusunda birkaç öneri yapmamızın işe yarayacağını biliyorduk. Bilgi verme işlemi 10:00-18:00 arasında yapılıyordu. Sabah ziyaretçiler gelmeden kaplumbağaların beslenmesi, tedavileri ve kaplumbağaların bulunduğu tankların temizliği yapılıyordu. Akşamları ise arazi çalışmaları oluyordu.

BUNU DA OKU:  Mavi balinalar günde 10 milyon parça mikroplastik yutuyor

Caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının yavrulama alanlarında en önemli yerlerinden biri İztuzu Plajı. Bu nedenle yerleşim yeri kurmak yasak burada. Akşam saat sekizden sonra plaja girişler de yasak. Plajdaki görevimiz de bu saatlerden sonra başlıyordu. Akşam dokuz gibi plaja çıkıyor yuvaları koruma altına alıyorduk. Gece boyunca kumsalda olunduğu için şanslıysak ana kaplumbağayı yavrularken görüyorduk. Ya da izlerden yuvaların nerede olduğunu keşfediyorduk. Tel kafes ve çitlerle hem plajdaki insanlardan hem de geceleyin plaja inen yaban domuzlarından, tilkilerden, porsuklardan koruyorduk. Zira bu hayvanlar bu yumurtaları tüketmeyi çok seviyor ve ulaşabildikleri yuvalarda tek yumurta bırakmıyorlar.

Yuvalardan 45-60 gün sonra yavrular çıkmaya başlayıp denize doğru ilerledikçe her şey daha eğlenceli hale gelmeye başladı tabii. Merkezdeki yaralı kaplumbağaların üzüntüsünü, gece arazi çalışması esnasında denize ulaşan yavruları gördükçe atıyorduk. Ay ışığıyla ya da dalgaların parıltısıyla denizi fark edip doğru yolu buluyorlar bu kaplumbağalar. Yerleşim yerlerinin yasak olmadığı başka yuvalama alanlarında yavrular kumdan çıkar çıkmaz otellerden, evlerden gelen ışıklara doğru ilerleyip yönlerini kaybediyorlar.

Tel kafes ve çitlerle yuvaları korumak çok daha fazla sayıda yavrunun denize ulaşması demek. Zaten her 1.000 yavrudan en fazla 3-5 tanesi hayatta kalıp ergin hale geliyor. Çünkü yavruyken denizlerdeki diğer canlılara kolaylıkla yem olabiliyorlar . Ergin hale büyük zorluklarla gelen bu kaplumbağaların denizlerde düşmanları hemen hemen yokken onlar için en büyük tehdit biz oluyoruz.

İklim değişikliğinin etkilerinden birinin canlı türlerinin soylarının tükenmesi olduğunu zaten biliyordum ama bu merkezde bunun en net yansımasını gördüm. Anne Caretta caretta, yumurtaları kuma gömdüğünde kum sıcaklığıyla cinsiyetler belirleniyor. Kumun derinlerindeki sıcaklıkta (26 °C) erkek yavrular, üst kısımdaki sıcaklıkta (32 °C) dişi yavrular oluşuyor. İklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar kum sıcaklığını da etkiliyor ve kum sıcaklığı yükseldikçe kumdan çıkacak olan erkek sayısı azalıyor. Bu nedenle de türleri tehlike altında olan bu canlılar koruma altına alınmalı ve bunu Prof. Dr. Yakup Kaska, çalışanlar ve gönüllüler en iyi şekilde yapıyor. Tedavileri biten deniz kaplumbağaları denize tekrar bırakılıyor. Geçtiğimiz günlerde doğal ortamlarına tekrar bırakılan bu kaplumbağaların nerelere gittiğini incelemek amacıyla kaplumbağalara uydu cihazı takıldı. Yani takip tedavi ettikten sonra da devam ediyor ve bu kaplumbağalar hakkında ciddi çalışmalar yapılıyor.

BUNU DA OKU:  Buğday çağırıyor: Tohumlara özgürlük için sivil itaatsizlik

Yolunuz İztuzu Plajı’na düşerse kaplumbağaları görmek ve oradaki insanlarla tanışmak için mutlaka uğrayın DEKAMER’e. Bir insanın kendisine zararı dokunmayan bir canlıya nasıl zarar verebildiğini görüp siz de bir şeyler yapmak istersiniz belki..

İletişim:
DEKAMER, Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi Dalyan, Muğla-Turkiye

Tel: 252 289 00 77
Tel (Mobile): 0533 573 53 39
E-mail: dekamer@pau.edu.tr
Web: http://caretta.pau.edu.tr/

Uydu cihazı takılan kaplumbağaları izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Hayvanlar
Sokakların ısıtıcısı yok

İçini ve dışını çöp torbasıyla kaplayıp su geçirmeyecek şekilde bantladığınız karton kutular sokağınızdaki kedi ve köpeklerin yeni evi olabilir.

Kapat