Dünya Ekonomik Forumu raporu: Bu yıl ekonomik riskler değil, iklim değişikliği ve savaş öne çıkıyor

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da gelecek hafta gerçekleşecek toplantısı öncesinde hazırlanan Küresel Risk Raporu, bu yıl küresel olarak öne çıkabilecek sorunların üstünden geçmekte.

Bu yılki raporun ana mesajı ise 2018 yılında ekonomik büyüme için 2018’de de yarışın süregeleceği. Rapor, her ne kadar bu yarışın küresel sistemde problem çıkarmaya başlayan parçaların sorunlarına değinmek için büyük bir şans yarattığını belirtse de, değişen dünyaya ayak uydurmak konusunda hala geride kaldığımızı öne sürüyor.

Küresel Risk Raporu, insanlığın yerel ve izole edilebilir sorunları çözmekte ustalaştığını fakat, birbirine bağlı sistemleri içeren ve karmaşık sorunlar içeren ekonomik, toplumsal ve çevresel problemler konusunda hala yetersiz olduğunu belirtiyor.

Yapılan uyarı ise oldukça açık: eğer bu karmaşık ve birbirine bağlı konularda kendimizi geliştirmezsek, oluşacak zarar artmakla kalmayıp, kontrolden çıkmış bir yıkımdan sonra mevcut durumlar şimdiki standartların altına düşecek.

Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl düzenlediği bir anket ise etkinliğe katılan karar vericilerden bugün karşımızdaki en ciddi risklerin ne olduğunu belirtmelerini istiyor. Bu ankete göre katılımcıların neredeyse hepsi (%93) ülkeler arasındaki politik ve ekonomik ilişkilerin kötüye gideceğine inanıyor.

Foruma katılanlardaki bu kötümser yaklaşım coğrafyalardaki politik durumların kötüye gitmesinden kaynaklandığı düşünülüyor. Zira katılımcıların %80’i bu yıl içerisinde savaşların oldukça olası olduğunu belirtmiş. Bununla beraber doğanın değişen dengeleri hala en büyük problem olarak görülüyor.

Politika ve ekonomi konusunda büyük karar vericilerden oluşan bu grubun 2017 yılındaki doğal felaketleri, aşırı sıcaklıkları ve son 4 yıldan beridir ilk defa artan karbon emisyonlarına bakıp böyle bir yorum yapması olukça normal.

Bu yüzden olasılığı ve etkisi en yüksek riskler sıralanılması istendiğinde aşırı sıcaklıklar ve iklim değişiklikleri kitle imha silahlarının arkasından ikinci sırada yer alırken, listedeki tüm doğal riskler; biyoçeşitlilik ve ekosistem kaybı, geniş çaplı doğal felaketler ve iklim değişikliği politikalarına uyum ilk sıralarda yer almış.

BUNU DA OKU:  Yeşil Posta: Ülkemizden ve dünyadan haberler

Küresel Risk Raporu’nun yayın kurulunda yer alan ve Zürih Sigorta Grubu’nda risklerden sorumlu grup şefi Alison Martin; diğer risklere karşı zafiyetimiz arttıkça özellikle doğal risklerin artık evrensel ortak varklıklarımızı ciddi tehlike altına attığını savunuyor.

Bununla beraber Martin, hükumetlerin ve şirketlerin iklim değişikliği problemlerini çözmek için “iş işten geçti” tarzında politikalar izlediğini belirtiyor. Martin, daha dirençli bir gelecek inşaa etmek için daha gecikmediğimizi, ama olası bir çöküşün öncesinden büyük bir hızla beraber çalışmamız gerektiğini öne sürüyor.

Küresel Risk Raporu’nun önceki yayınlarına göre bu yıl ekonomik riskler daha az önce çıkmış. Uzmanlar bu durumun arkasında 2008 krizinden yeni toparlanmış ve gayri safi yurtiçi hasılası yavaşça gelişen bir küresel ekonomik dönemde olmamızın yattığını belirtiyor.

Buna rağmen Dünya Ekonomik Forumu uzmanları, bu pozitif havanın 2008 krizinden beri ortaya çıkmış yeni riskleri gizlediğini ileri sürüyor. Özellikle Çin’de artan dengesiz mal varlığı fiyatları ve yükselen borçlanma seviyelerinin önümüzdeki dönemde karşılaşacağımız sorunlar olacağı belirtiliyor.

Dünya Ekonomik Forumu kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Prof. Klaus Schwab, önümüzde çöpe atmamamız gereken, daha önceden çatlamasına izin verdiğimiz küresel kurumların, toplumların ve ekosistemin tamiri için bir şans olduğunu belirtiyor.

Schwab, küresel sistemlerin çöküş riskini ciddiye almamız gerektiğini, birlikte çalışarak bunun önüne geçecek ve geleceği paylaşacak kaynaklara ve teknolojik bilgiye sahip olduğumuzu savunuyor.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Kurumsal Sürdürülebilirlik
Ege’nin zeytinyağı imecesine katılın, zeytin ormanları yaşasın

Zeytinyağı imecesi Ege'de binlerce yıldır devam eden bir kültür. Yörenin belli bölgelerinde bulunan zeytin ormanları, geleneksel zeytinliklerden çok farklı bir...

Kapat