Hidrojen enerjisiyle ulaşımda karbon salımını azaltmayı hedefleyen 3 proje

Hidrojen enerjisi dünya çapında hızla genişleyen politika ve proje sayısı ile eşi benzeri görülmemiş bir siyasi ve ticari ivmenin tadını çıkarıyor. Rafine petrol ürünleri ve doğal gaza düşük karbonlu bir alternatif olarak sunulan hidrojen, elektrik ve gelişmiş biyoyakıt gibi diğer alternatiflerin tamamlayıcısı olarak öne çıkıyor Dünyanın her yerinde hidrojenin enerjiye çevrilmesi üzerine sayısız çalışmalar yürütülüyor. Ancak hidrojenin yaygın olarak kullanılması için hidrojen üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi bekleniyor1.

Hidrojenin enerjide hikayesi

Hidrojen ve enerjinin uzun bir ortak geçmişi var. Hidrojen, 1900’lerin başından beri ilk içten yanmalı motorlara güç vererek modern endüstrinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ayrıca, hafif, depolanabilir, enerji yoğun ve doğrudan sera gazı emisyonu üretmediği için temiz bir enerji kaynağı olarak görülüyor. 1973 Enerji Krizi’nin başlamasından sonra fosil yakıtların azalması ve çevreye verdikleri zararın kalıcı çözümü olarak “Hidrojen Ekonomisi/Hidrojen Enerji Sistemi” kavramını ilk olarak bir Türk araştırmacı olan Prof. Dr. Nejat Turhan Veziroğlu ortaya atmıştı. Bunu da kendisinin organize ettiği Hidrojen Ekonomisi Miami Enerji Konferansı (The Hydrogen Economy Miami Energy Conference-THEME) açılışında, 18 Mart 1974’de açıklamıştı. Öyle ki Veziroğlu, hidrojen enerjisi konularında gerçekleştirdiği bu çalışmalarından dolayı 2000 yılında Nobel Ekonomi Ödülü’ne aday gösterilmişti2

Sürdürülebilir enerji için yeşil hidrojen

Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen hidrojen “yeşil hidrojen” olarak tanımlanıyor ve karbon salımına neden olmuyor. Düşük karbonlu hidrojen üretimi için en temiz ve ucuz kaynağı güneş oluşturuyor. Hidrojenin sürdürülebilir olması, çevre dostu olarak geniş kullanım alanlarına yayılması için yenilenebilir enerji kaynaklardan elde edilmesi şart. 

Hidrojen doğada serbest halde bol miktarda yok. İnsanlığın yakıt ihtiyacı düşünülecek olursa hidrojenin doğrudan yakıt olarak kullanılması mümkün değil. Eğer yakıt olarak kullanılacaksa bazı ana enerji kaynaklarından ya da sudan elektroliz yoluyla üretilmesi gerekiyor.. Su, hidrojen üretimi için en önemli kaynaklardan biri. Ancak sudan elektroliz işlemiyle hidrojen elde edilmesi için büyük enerjiye ihtiyaç var. Bu da gerek maliyetli olması gerekse elektrik enerjisi kullanılması söz konusu olduğu için çevreci bir yöntem değil. Günümüzde hidrojenin büyük bir oranı fosil yakıtlardan elde ediliyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre bugün küresel düzeyde hidrojen üretimi yıllık 830 Mt CO2 salınımına neden oluyor. Bu nedenle, hidrojenin, karbondan arındırılması için yenilenebilir kaynakları olan güneş ve rüzgardan elde edilmesi ve üretilen hidrojenin depolanması alternatifleri kullanılması gerekiyor.  

Hidrojene dair yapılan dünya çapındaki atılımlar

Dünya genelinde, yenilenebilir enerji endüstrisinde artan sayıda yeşil hidrojen gelişmesi var.  Başta Asya, Avrupa ve Avustralya olmak üzere duyurulan uygulanabilir yaklaşık 50 proje, yılda 4 milyon ton toplam enerji üretim kapasitesi var3. Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Avrupa Birliği enerji, ulaşım veya endüstri alanlarındaki sera gazı azaltımını hızlandırmak için hidrojene dayalı yol haritaları yayınlamış durumda. Hidrojene dair Dünya’da adından söz ettirerek öne çıkan ve temiz enerjiye hidrojenle geçiş yolunda umut vadeden 3 projeye göz atalım.

BUNU DA OKU:  Son IPCC raporu yayında: Daha güvenli bir geleceğin anahtarı yenilenebilir kaynaklar

İrlanda H2 City Gold Projesi

2020 yılında İrlanda’da Dublin City Üniversitesi’nden akademisyen Dr. James Carton önderliğinde ticari ve akademik birçok paydaşın katılımıyla ulaşımdan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasını hedefleyen bir proje gerçekleştirildi4. Projede, Toyoto ve CaetanoBus SA işbirliğinde yakıt hücreli yeni şehir otobüsleri üretildi. H2 City Gold adı verilen otobüsler, İrlanda’da kamu hizmetine sunulan ilk hidrojen yakıt hücreli elektrikli araç oldu. Kasım 2020’den bu yana covid kısıtmaları nedeniyle sınırlı sayıda yolcu taşımasına rağmen Dublin Havaalanı ve Dublin City Universitesi gibi farklı güzergahlarda işletilen otobüsler geniş bir menzile sahip. Hidrojen tüketimi ise yolcu ve ısıtma gibi fiili çalışma koşullarına bağlı olarak yaklaşık 5kg/100 km olarak kaydediliyor. 

Japonya’da Yokohama Projesi

Petrol rafinerisi Eneos’un da aralarında bulunduğu bir grup Japon firması, Japonya’da yerel kıyı taşımacılığı için bir hidrojen değer zincirinin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesini hedefleyerek, Yokohama limanında yüksek güçlü hidrojen yakıt hücreli yolcu feribotu  için girişimde bulundu. Orta büyüklükte bir turist gemisi olarak işlev görmesi hedeflenen yaklaşık 100 kişi yolcu kapasiteli ve 150 tonluk yüksek güçlü yakıt hücreli gemi, 2024 yılında hidrojen yakıt ikmali ile operasyonlarına başlaması hedefleniyor5

Çin’de Hidrojen Yakıtlı Tramvay Projesi

Dünyanın en büyük kirleticisi olarak anılan Çin, sera gazı emisyonlarının en büyük sorumlusu olarak ün kazanmış durumda. Bu imajdan kurtulmak için yenilenebilir enerjiye yatırımlarını arttıran Çin, Dünya’nın ilk hidrojen enerjisi ile çalışacak yerel üretim tramvayının projesini duyurdu6. Tramvay, 80 km /s’lik  bir hıza ve 700 kW’lık sürekli bir güce sahip olmakla birlikte, tam bir hidrojen yakıtla 24,5 saatlik bir kesintisiz çalışma süresi ile dikkat çekiyor. 

Hidrojen enerjisinde dünya çapında söz konusu düzenleme ve politikaların yeni olması hidrojenin gerek endüstride gerek ulaşımda kullanımı açısından kısıtlama yaratıyor. Hidrojen üretiminin günümüzde olduğu gibi fosil yakıtlardan olmasının aksine yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması ve maliyetlerin düşürülmesi şart.  Altyapı koordinasyon ve planlamalarının uygulamaya geçilmesi ile hidrojenin sürdülebilir ve temiz enerji geçişinde çözüm olarak sunulması mümkün.. 

BUNU DA OKU:  Özgür Gürbüz'le konuştuk

KAYNAKÇA:

  1. International Energy Agency (2019). The Future of Hydrogen, IEA, Paris https://www.iea.org/reports/the-future-of-hydrogen.
  2. Veziroğlu, T. N., Kale, A., & Noyan, Ö. F. (2004). Dünya barışı için Türkiye: dünya barışı için hidrojen. Kaynak Yayınları.
  3. Liang Por, Y. (2020). Great expectations: Asia, Australia and Europe Leading Emerging Green Hydrogen Economy. Institute for Energy Economics and Financial Analysis 
  4. https://www.dcu.ie/commsteam/news/2020/dec/dcu-part-drive-behind-irelands-first-ever-zero-emissions-hydrogen-bus-trial
  5. https://www.argusmedia.com/en/news/2190784-hydrogenfuelled-ferry-set-for-japans-yokohama-port
  6. https://www.seetao.com/details/62049.html

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Cansu Karaca Ceylan

Cansu Karaca Ceylan İstanbul’da doğdu. Çevre ve enerji alanına olan ilgisi lise yıllarında katıldığı South-Eastern Mediterranean Sea Project (SEMEP) ile başladı. 2012 yılında, Uluslararası Ortak Lisans Programı (UOLP) kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Ardından, İTÜ’de çevre biyoteknolojisi alanında arıtma tesislerinden kaynaklanan arıtma çamurlarından enerji geri kazanımı üzerine yüksek lisans çalışmasını tamamladı.

Cansu, 2012-2017 yılları arasında çevre ve enerji problemlerine çözüm üreten bir danışmanlık şirketinde araştırmacı, proje mühendisi ve danışman olarak sürdürülebilirlik, çevre (karbon, su ve enerji gibi) ayak izi çalışmaları, arıtma çamurlarından enerji geri kazanımı, yaşam döngüsü değerlendirmesi, sera gazı emisyonlarının hesaplanması ve raporlanması gibi birçok konuda çeşitli projelerde yer aldı. 2015 yılından beri World Energy Council (WEC) bünyesinde yer alan Future Energy Leader (FEL-100) programında iklim değişikliği, hidrojen enerjisi, ve enerji verimliliği konularına yönelik çalışma gruplarında yer almaktadır. 2020 yılında, pandemi nedeniyle ilk defa çevrimiçi olarak gerçekleştirilen ve Al Gore tarafından verilen “The Climate Reality Project” eğitimine Türkiye’yi temsilen katıldı. Günümüz çevre sorunlarına çözüm bulmaya yönelik girişimleri devam etmektedir.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Yenilenebilir Enerji
Hava kirliliği alarm veriyor

Yeşilist'de daha evvel ülkemizde hava kirliliğinden kaynaklı olarak günde ortalama 13 kişinin hayatını kaybettiğini paylaşmıştık. Hava kirliliği ülkemizde her geçen

Kapat