İğneada Longoz Ormanları’nda son durum

5-6 Temmuz tarihleri arasında Kuzey Ormanları Savunması’nın buradaki tahribata dikkat çekmek amacıyla düzenlediği İğneada kampının Orman Bölge Müdürlüğü tarafından engellenmesinin ardından Savunma, bir basın toplantısı gerçekleştirerek kamp yerinin değiştirileceğini ve direnişe gidileceğini ilan etti.

Kırklareli’ne bağlı Demirköy ilçesinde bulunan İğneada, Kuzey Ormanları Savunması’nın açıklamasına göre sadece ülkemizin değil, Avrupa’nın en önemli longoz (subasar) ormanlarından biri; dünyanın en önemli kuş göç yollarından biri üzerinde bulunmakta ve 35 kilometrelik kumsalıyla son derece zengin doğal özelliklere sahip. Ancak İğneada’nın doğal varlıkları, Beğendik köyünde yapılmak istenen termik santralin; Türkiye’nin üçüncü nükleer santral projesinin ve daha yakın bir tehdit olarak da, longoz ormanlarındaki suların kuraklık gerekçesiyle İstanbul’a taşınması projesinin tehdidi altında. Bütün engellemelere rağmen, 5-6 Temmuz’da buradaki doğal kıyıma dikkat çekmek amacıyla düzenlenen İğneada kamp etkinliği, İğneada’ya 14 kilometre uzaklıkta olan; tuvalet, su ve aydınlatma gibi olanakların bulunmadığı Beğendik Köyü yakınlarındaki alternatif bir kamp bölgesinde gerçekleşti.

İğneada’da neler oluyor?

2012 yılında Bulgaristan’dan gelen sivil toplum kuruluşları, Bulgaristan sınırına 1,5 kilometre uzaklıktaki Beğendik Köyü’ne yapılması planlanan nükleer santrale ilişkin kaygılarını dile getirmişlerdi. Hali hazırda, Istranca Dağları boyunca uzanan Avrupa’nın ikinci büyük longoz ormanlarının bulunduğu İğneada’ya termik ve nükleer santral yapımıyla doğa katliamına dur demek için oluşturulmuş bir imza kampanyası da mevcut. İmza kampanyasının yer aldığı internet sitesinde belirtildiği üzere;

• Akarsuların ve longoz sularının denizle karıştığı alanların, balıkların üremesi, beslenmesi ve balıkçılık verimi açısından vazgeçilmez olduğu bilimsel bir gerçektir.

• 2500 hektar alanı kaplayan İğneada longozları, bu güne kadar yapılan araştırmalara göre, 27 tür ağaç ve ağaççık, 4’ü endemik olmak üzere toplam 671 tür bitki, 221 tür kuş, 50 tür memeli, 35 tür sürüngen, 310 tür böcek, 30 tür tatlı su balığı ve 20 tür ekonomik değeri olan deniz balığı türünün yaşam alanıdır.

BUNU DA OKU:  "Yanan evimi tekrar ayağa kaldırabilirim ama denizi kaybettiğimizde bu geri döndürülemez"

• Bölgede mantar ve hoş kokulu bitkilerin işlenmesi, arıcılık, konservecilik gibi doğayla dost geçim kaynaklarının geliştirilmesi için gerekli altyapı çalışmalarının başlatılması ve teşviklerin verilmesi gerekmektedir.

• İğneada longozlarındaki akarsular üzerindeki tehdit, milyonlarca yıldır buradaki farklı ekosistemlerde varlığını sürdüren zengin, canlı yaşamla birlikte balıkçılığı ve bölge halkına yeni bir geçim kaynağı sağlayacak olan ekoturizmin gelişmesini de tehdit etmektedir.

• Tarım, sanayi ve kentleşme plansızlığı yüzünden Trakya’da akarsular ve yer altı rezervleri tükenmektedir.

• Bölgede kum ve güneşi dışlamayan ekoturizm faaliyetlerinin teşvik edilerek geliştirilmesi, doğal kaynakların korunması, hem yöre ekonomisinin canlanması hem de gelecek kuşaklara bu değerli mirasın devredilmesi açısından önemlidir.

%89’u ormanla kaplı, zengin bir bitki örtüsünü ve dünyadaki önemli kuş göç yollarını üzerinde barındıran İğneada’daki longoz ormanlarının sularının, yaşanan kuraklık ve barajların yetersizliği gibi nedenlerle İstanbul’a taşınması isteniyor. İğneada Platformu’ndan Emre Sağışman’ın şu sözleri ise dikkat çekici: “İğneada gibi bir yer Avrupa’da olsa el üstünde tutulurdu. Ama Türkiye’de böyle eşsiz bir yeri korumak adına hiçbir şey yapılmıyor. İğneada’yı yok etmek için uğraşıyorlar. Termik santral yapılırsa buraya kimse gelmez…”

Kuzey OrmanlarıSavunması’nın direnişi

Geçen yıl 7-8 Eylül 2013’te 3.köprü, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul projeleriyle tahrip edilen Kuzey Ormanları’na sahip çıkmak amacıyla Riva’da düzenlenen kamp etkinliğinin ardından bu yıl Kuzey Ormanları Savunması (KOS) kamp bölgesini İğneada olarak seçti. KOS’un temel hedefleri arasında insanları bir araya getirmek, konuşmacı ve atölyelerle bilgileri tazeleyip fikir alışverişinde bulunmak ve oluşan yaraların nasıl kapanacağını tartışmak yer alıyor. KOS’a göre Gezi Parkı eylemleriyle atılan temelle birlikte oradaki ormanlar ölmedi ve hiçbir şey için geç değil. Kuzey ormanları yok olursa İstanbul’un geleceği de yok olacak. KOS; Şehir Plancıları Odası’nın, Mimarlar Odası’nın ve çeşitli bilirkişi raporlarının sonuçlarından yola çıkarak buradaki su havzalarının yok olacağının ve kirleneceğinin altını çizmekte. Bununla birlikte KOS; mücadelenin sadece köprü karşıtı değil, bir kentin ormansız yaşayamayacağı düşüncesiyle hareket eden, rant için yapılan her türlü girişime karşı çıkan, İstanbul’un geleceğini ve bu kentin ayakta kalmasını savunan bir oluşum. “Ya 10 yıl sonra neler olabileceğini öğrenip örgütleneceğiz ya da 10 yıl sonra bunun acısını hep beraber çekeceğiz” diyen, karşı çıkmayı ve bilgilendirmeyi amaç edinmiş insanlardan oluşan ve kitlesel tartışmayı savunan bir topluluk. KOS’un manifestosuna göre rant bazlı girişimlerle Hasankeyf, Sulukule, Emek sineması gibi pek çok yer kaybedildi ve hem kültürel hem doğal büyük bir değer kaybı yaşanıyor. KOS kendi kabuğunda faaliyetlerini sürdüren bir oluşum olmaktan ziyade, kent insanının arka planda bilinmeyen çevrecilik anlayışını kitleselleştirmeyi hedefliyor.

BUNU DA OKU:  Hayvan Hakları Bilgilendirme Paneli'ne bekleniyorsunuz

İğneada kampından kesitler

Kalkış günü olan 5 Temmuz’da İğneada’ya yürüyüş ve basın açıklamasının ardından, ertesi gün, kamp bölgesinde Marmara ve Trakya Çevre Mücadeleleri Forumu ile Kuş Gözlemi, Hambach Ormanları direnişçileriyle Ağaç Tırmanma, Nükleer Karşı Platform ve Tarlataban Atölyeleri gerçekleşti.

Kamp alanını terk etmeden önce katılımcıların dayanışmasıyla kamp bölgesi temizlendi ve katılımcılar, dönüş için kampı topladıktan sonra İğneada’ya hareketle Longoz Ormanları yürüyüşünü yaptı.

Kampın en güzel yanlarından biri de Hambach Ormanları direnişçileriyle yaşadığımız karşılaşmaydı. Almanya’nın Köln şehri yakınlarında bulunan Hambach Ormanları’nın bir kısmının RWE adında büyük bir enerji şirketi tarafından satın alınması ve katledilmesine karşı örgütlenen direnişçiler önderliğinde gerçekleşen Hambach Ormanları Direnişi Atölyesi’yle İğneada kamp katılımcıları ağaca tırmanma keyfini yaşadı. Resmi olarak 2012 yılının Nisan ayında başlayan Hambach Ormanları işgali, Kasım ayının sonlarına kadar devam etmiş ve Almanya’da en uzun süren tahliye olması sebebiyle dikkat çekiyor. Kasım 2012’den sonra direnişçiler ve farklı yerlerden gelen insanların desteğiyle yeni bir işgal süreci başlıyor; ancak bu direniş de 27 Mart 2014’te otorite tarafından engelleniyor. Şu anda da mücadele, direnişçilerin ekolojik duyarlılığından daha genel bir çerçeveyi oluşturan tüketim, sanayileşme, hiyerarşi ve genel olarak savaşa karşı oluşturdukları tartışma forumlarıyla devam etmekte.

Kaynaklar:

http://acikradyo.com.tr/
http://www.igneada.com/igneada-guzelligin-basi-belada/
http://www.bianet.org/bianet/toplum/156932-igneada-da-longozlari-savunacaklar
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22052001.asp
http://revolution-news.com/oppose-shit-interview-hambach-forest-occupation/

Fotoğraflar: dunyayigezmek.com , Kuzey Ormanları Savunması, panoramio.com, T24

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Kent, Yeşil alanlar
1 tişört = 10 kaplumbağa

Mavi Jeans ve Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) deniz kaplumbağalarının geleceği için sizin de destek verebileceğiniz çok güzel bir adım attı.

Kapat