Kahramanımızın başına neler gelmiş

Jamie Oliver’ı büyük ihtimalle tanımayanınız yoktur. Yıllardır “Naked Chef” programları ve kitaplarıyla evlerimizin bir parçası olan, sağlıklı ve muhteşem tarifleri ile İngiliz şefimiz son yıllarda Amerika’daki okul çağında obez vakalarında görülen artışın da önüne geçebilmek amacı ile obezitenin en fazla olduğu şehir olan Huntington’dan başlayarak “Jamie’s Food Revolution” isimli bir reality programı yapmaya başlamış ve okullarda doğru beslenmeyi öğretmek için bir misyon üstlenmişti.

Geçen yıl boyunca Jamie Oliver’ın ne kadar zorluklarla çocuklara sebzeyi sevdirmeye ve zararlı okul gıdalarından kurtarmaya çalışmasını seyrediyordum. Gıpta ediyorum yaptıklarına çünkü o bence kanatsız bir melek. Okul yönetimlerinin ayırdıkları minimum bütçelerle hazırlanmış, hamburgerler ve kızarmış patates menülerinden, sebzeli ve yine çocukların sevebileceği bir şeyler yapmaya çalışırken en zorlandığı bölüm ise yine aynı bütçeler içinde sağlıklı bu menüleri hazırlayabilmesi elbette. Huntington West Virginia’daki misyonundan sonra Los Angeles’taki okullara gitmeyi planladığını duyurmuştu Jamie Oliver, oysa bu planının şimdilik mümkün olamayacağı haberi geldi. Sebebi ise ne yazık ki daha önceki programında okulların “kötü” gösterilmesinden dolayı imiş ve Oliver da okulların “iyi” gösterilmesi ile ilgili bir söz veremiyormuş. Kötü beslenmeye izin veren okulları nasıl iyi gösterebilirsiniz ki aslında, değil mi? Okullarının gösterilmesine izin vermeyenler büyük ihtimalle öğrencilere sunulan yemeklerden utanç duyuyor olmalılar ancak yemeklerine daha sağlıklı bir çözüm getirmek yerine neden avukatlarına harcarlar bu paraları, cevabını bir türlü bulamıyorum… 2010’da fark yaratan kişilerin fikirlerini paylaşmasına izin veren bir organizasyon olan TED (Technology, Entertainment, Design) için hazırladığı 20 dakikalık bir sunumda Amerika gerçeğini ve kötü beslenmenin sonuçlarını gözler önüne sermeyi başarmış ve yılın ödülünü almıştı. eğer TED konuşmasını izlemediyseniz, buradan Türkçe alt yazılı olarak ayarlayıp izleyebilirsiniz. Benim dileğim; bugünümüz ve yarınımız olan çocukların sağlıkları için bu kadar emek sarf eden ve dünyayı olumlu yönde etkilemeye çalışan insanların önleri açılsın, gerçekler biraz daha kabul edilir olsun.

BUNU DA OKU:  Bağışıklık sisteminizi güçlendirecek 4 probiyotik kaynağı
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Beslenme, Çocuk ve Bebek, Gıda, Gıda Gündemi
İşin tadını fena kaçırdılar

Nişasta bazlı şekere dikkat!

Kapat