Kolektif’ten yeni kitap: Yürümenin Felsefesi

Havalar güzelleşiyor, açık havada geçirdiğimiz saatler artıyor. Hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımız için yapabileceğimiz belki de en yararlı şey yürümek. Kolektif Kitap’ın bu ayki kataloğunda bulunan Yürümenin Felsefesi de yürüme eylemini varoluşsal bir düşünme deneyimi; insanın doğa, evren ve düşünceyle kurabileceği yepyeni bir ilişki biçimi olarak sunuyor ve yürüme eyleminin tarihsel izlerini sürüyor.

TIKLAYIN: Bu iki online seçkide ekoloji ile ilgili tüm kitapları bulabilirsiniz

unnamed

Bahar gelmeden okumanızı tavsiye ettiğimiz, Frédéric Gros’un kaleminden çıkma Yürümenin Felsefesi’ne ait tanıtım metnini aşağıda bulabilirsiniz.

Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü “Yürüyen İnsan” kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.

Frédéric Gros Yürümenin Felsefesi’nde bedeni kendi sahici varoluşuna çağıran bir yürüme eyleminin tarihsel izlerini sürüyor. Bu sahici varoluş arayışı bir yandan bedeni iki büklüm kılarak pasifize eden bütün öğretilere meydan okurken diğer yandan yürümeyi bir düşünce deneyimi olarak yeniden kuruyor. Gros’un eseri “Yürüyen İnsan”ın (Homo Viator) doğayla, evrenle ve düşünceyle kurabileceği yepyeni bir ilişkinin duyurusu niteliğinde.

Gereklilik kipinden ibaret hayatlarımızla yüzleşmenin ve onu yürüme eylemi üzerinden değiştirmenin imkanlarına odaklanan bir eser Yürümenin Felsefesi. Gros’un gözlemleri zaman deneyimimizin modern gündelik hayat içerisinde bizleri nasıl bir döngüye sıkıştırdığıyla başlıyor. Bizler bedenlerimizi belirli mekanlara hapsediyoruz ve böylece ne doğayla gerçek bir ahenk tutturabiliyor ne de gerçek anlamda yürüyebiliyoruz. Tek yaptığımız sadece koşuşturmak. Oysa yürümek hem kültürel hem de biyolojik evrimi açısından insanın en özel eylemlerinden biridir.

Aslında yürümenin de, her şey gibi, tarihi bir gelişimi var. En azından uygarlığın belleğinde yürüme üsluplarını saklı tutan edebiyatçılar, şairler, gezginler, seyyahlar, yani genel anlamda “Yürüyen İnsan” figürleri var. Gros için de temel meselelerden birisi bu “Yürüyen İnsan” üzerindeki örtüyü çekip almak.

“Yürüyen İnsan” bazen düşünebilmek için kendine ormanlarda yol arayan Nietzsche’nin yürüyüşünde, bazen sömürgecilerin tuz üzerindeki kısıtlamalarını kırmak isteyen Gandi ve dostlarının Tuz Yürüyüşü’nde bazense kapitalist tüketim kültürünün akışlarını kilitleyen Benjamin’in flâneur’ünün yürüyüşünde vücut bulur. Gros’a göre Yürüyen İnsan gerçeklikle yepyeni bir bağın peşindedir ve bu yolda kendi varlığındaki üretkenliğin, hafifliğin ve canlılığın farkına varır. Nerval’in arka sokaklarda yürüyerek şehrin anatomisini çıkaran adımları, sürgündeki Rousseau’nun Alpleri arşınlayan yürüyüşü bu yoldaki yeniliğin emsalleridir. Yürümek nice düşünüre, ismi bilinmeyen kahramana yaşamın daha önce bilinmeyen olanaklarını açmıştır. Yürümek artık gündelik hayatın koşuşturmasından ibaret değildir ve hatta bilinçli bir öznenin iradi eylemine dahi indirgenemez. Yürümek varlığın oluş biçimidir, tıpkı Nietzsche’nin ebedi dönüş teorisinde olduğu gibi sürekli yeni olanın arayışıdır.

Artık “Düşünüyorum öyleyse varım” diyen insan “Yürüyorum öyleyse varım” diyebilir. Yürümenin Felsefesi bu iki ifade arasındaki bağın felsefi temelleri için cesur bir adım atıyor.

Yürümenin Felsefesi
Frédéric Gros
Türkçesi: Albina Ulutaşlı

Yayıma Hazırlayan: Evrim Öncül
Son Okuma: Sercan Çalcı
Kapak Tasarımı: Deniz Akkol
Sayfa Düzeni: Kolektif Kitap
1. Baskı, Ocak 2017
ISBN: 978-605-5029-64-7

Kitabı incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

 

BUNU DA OKU:  Bu Pazar: Tohum Takası ve Şehirde Ekim-Dikim Atölyesi
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Hayat, Kent, Mercek, Sanat ve Tasarım, Spor, Yeşil alanlar
Güney Koreliler ortalama yaşam sürelerini nasıl 90 yıla çıkardı?

Güney Koreli kadınların 2030 yılına geldiğinde 90 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yaşaması mümkün.

Kapat