Kötüleşen iklim krizi karşısında iklim adaleti

Günümüzdeki iklim koşullarında iklim adaletinin boyutlarına değinmek

Carbon Brief’te belirtildiği gibi “Sıcaklık dalgaları öldürücüdür—en savunmasız olanları etkilediği için…sessizce öldürür.” Doğal afetler, yetersiz temsil ve kötü temsille birlikte ayrımcılık, medyadaki önyargılar, iklim değişikliğini hızlandıran ülkelerin itibar ve eylem eksikliği öldürür. 

Doğal afetler küresel tehdittir. Ne var ki, bu aşırı olaylar dünyadaki farklı coğrafyalarda  eşit bir şekilde gerçekleşmezler. 2019’da BBC’de yayınlanan bir makaleye göre hava felaketlerinin sonucu olarak gerçekleşen ölümlerin %90’ı gelişmekte olan ülkelerde yer alıyor. 650.000 kişinin ölümüne neden olan kuraklıklar, bu hava felaketlerinin insanlığı en çok tehdit edeni. Dünyadaki hali hazırda ilk ve tek karbon-negatif ülkesi (atmosferden çıkardığı CO2 yaydığından fazla) olan Bütan bile iklim değişikliğinin sonuçları karşısında savunmasız. Nüfusun yaklaşık %80’inin geçimlik tarımla uğraştığı ve baskın ekonomik gelir kaynağının tarım olduğu ülkede doğal afetler vatandaşların refahını etkilemektedir.

CNN’e göre Bütan, topraklarının %70’ini kaplayan ormanlarının gitgide daha fazla yağmura maruz kaldığını; bunun da sel ve toprak kaymalarına yol açtığını bildirmiş. Birleşmiş Milletler Gelişim Programı’na göre hidrolik güç de Bütan’ın gelişiminde önemli rol oynuyor.  Ne var ki, havaların ısınmasından dolayı buzulların erimesiyle oluşan  Buzul Gölleri Patlaması Selleri’nden ötürü  hidrolik güç sektörü ve Bütan’ın ekonomisi ile tüm nüfus ve özellikle çocuklar büyük tehlike altındalar. 

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Gelişim Konferansı’nda paylaşılan 2021 En Az Gelişmiş Ülkeler Raporu’na göre Covid-19 ve iklim değişikliği 46 ülkenin büyük çoğunluğunda sürdürülebilir kalkınma konusunda engel teşkil ediyor. Bu ülkelerin gelişmiş ülkelerle arasındaki gelir uçurumu arttıkça bu ülkeler daha savunmasız hale gelecekler. 

UN Women’a göre, en az gelişmiş ülkelerde yaşayan birçok kadın ve kız “iklim değişikliğinin en büyük etkisine” maruz kalıyorlar. Onlar orantısız olarak ailelerine yiyecek, su ve yakıt sağlamaktan sorumlular. İklim krizi “tehdit çarpanı” olarak sosyal, politik ve ekonomik gerilimleri hali hazırda kırılgan ve çatışmadan etkilenen ortamlarda arttırıyor. Bu da, kadınların cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmaları anlamına geliyor. Ayrıca kadınlar, iklim değişikliğinin yol açtığı sağlık sorunlarından etkileniyorlar. UN Women’daki bir makaleye göre kadınlar arasındaki ayrımcılık eşit değil. İklim değişimi yerlileri, Afrika asıllıları, yaşlıları, LGBTIQ+ bireyleri, engellileri, göçmenleri, uzak kırsal kesimlerde ve çatışma ve felaket eğilimli ortamlarda yaşayan kadın ve kızları çok daha derinden etkiliyor. 

Bir röportajda lezbiyen, feminist, insan hakları savunucusu olan Matcha Phorn-In  medyadaki önyargılı yaklaşımın insanların iklim değişikliği gibi konulardaki algısını çarpıttığına dikkat çekiyor. Kaliforniya Üniversitesi’nin yer verdiği Nature Communications tarafından 2019’da yapılan incelemeye göre ABD’deki ana akım medyada iklim değişikliğiyle ilgili gösterilenlerin yaklaşık yarısı iklim değişikliğini reddedenlerden oluşuyor. Bu da, Prof. LeRoy Westerling’in dediği gibi bilimsel raporlamadansa politik raporlamanın yapılması demek oluyor.

BUNU DA OKU:  İklim krizi tartışmalarında sıkça duyduğumuz 'kayıp ve zarar' nedir?

Medyadaki bu yanlı tutumun bir kısmı daha az görünür olmasına rağmen, yine de aynı şekilde geçerli. Şu sıralar Avrupa ve ABD’yi etkileyen sıcak hava dalgası nedeniyle her geçen yaz daha da normalleşen korkunç sıcaklar birçok haber sitesi tarafından gündeme getiriliyor. Ne var ki, birçok makalede sıcak hava dalgalarının etkisi sanki sadece ve en kötü şekilde buralarda hissediliyormuşçasına  bahsediliyor. Halbuki, CB’ye göre, 1950’lerden beri aşırı hava olayları en çok Orta Doğu, Güney Amerika ve Afrika’nın bazı bölgelerinde yaşanıyor. Bu dengesizlik bir taraftan bölgelerdeki araştırma sayısı ve veritabanındaki bilgi miktarından kaynaklansa da, uluslararası haber ajanslarının sıcak hava dalgalarının başka bölgelerde de yaşandığını tanımaları gerekmektedir.

Tıpkı iklim değişikliğinin gerçek etkilerini göstermeyen medya gibi, devletler de verdikleri zararı (ki bu zararlar en çok da marjinal toplulukları ve gelişmekte olan ülkeleri etkiliyor) kabul etmiyorlar. Gelişmekte olan bazı ülkeler iklim değişikliğinin ölçüsüz bir şekilde sebep olduğu zararlar için ekonomik tazminat almak için aralıksız olarak yalvarmalarına rağmen birçok gelişmiş ülke üzerlerine düşeni yapmıyor. 

Addressing facets of climate justice in the current climate context 

“Heatwaves are killers—and because they affect the most vulnerable…they kill silently.” As Carbon Brief (CB) indicates, heatwaves are a looming threat to numerous communities—although this fact is unknown to the global community, who remain remiss about this extreme weather affecting marginalized groups due to insufficient reporting. Natural disasters kill—and unevenly so; discrimination alongside underrepresentation and misrepresentation kill; media biases kill; lack of dignity and action by climate-change-accelerating countries kill. 

Natural disasters are a global threat, yet the distribution of these extreme events is not even—and neither is the level of distribution they cause in the country/countries in question. According to a 2019 BBC article, developing countries have been victim to over 90% of the deaths brought on by weather disasters, with droughts—taking 650,000 lives—posing the most threat. Even Bhutan, the world’s first and only carbon-negative country (meaning it removes more carbon dioxide from the atmosphere than it emits), is vulnerable to the effects of climate change. As the country relies on subsistence agriculture as its predominant source of economic revenue (roughly 80% of the population is engaged in this sector), natural disasters pose a severe risk to citizens’ well-being.

According to CNN, Bhutan has reported that its forests, which account for approximately 70% of its land, are increasingly subject to rain, resulting in floods and landslides. Also crucial to Bhutan’s development is its engagement in hydropower, which per the United Nations Development Programme, acts as the “backbone” of the nation. Atop these environmental threats, the hydropower sector, and thus Bhutan’s entire economy, is vulnerable to the contingency posed by the increased melting of glaciers, known as Glacial Lakes Outburst Floods (GLOFs) as a result of rising temperatures. Due to this, Bhutan’s population—especially children—is now at dire risk. 

BUNU DA OKU:  Sevgililer Gününe Özel 5 Çevreci Hediye

Bhutan, like other Least Developed Countries (LDCs), is “…among the most vulnerable countries to the most deleterious or serious consequences of climate change, but the least well positioned to mitigate any damage.” As the United Nations Conference on Trade and Development outlines in The Least Developed Countries Report 2021, the majority of the 46 recognized LDCs face hindrances to their sustainable development due to the effects of Covid-19 and climate change. As the income gap of these countries continues to grow concerning more developed nations, the vulnerable will only keep becoming more vulnerable. 

Such is the case for many women and girls living in LDCs, who face “the greatest impacts of climate change,” the climate crisis not being “gender-neutral,” as framed by UN Women. These individuals are more likely to disproportionately bear the responsibilities of providing their families with necessities like food, water, and fuel. Paired with the fact that the climate crisis is a “‘threat multiplier,’ meaning it escalates social, political and economic tensions in fragile and conflict-affected settings.” For women in such positions, this means they are more susceptible to discrimination stemming from gender-based violence in all the forms it ensues. Moreover, women are also increasingly impacted by health concerns imposed by climate change. CB revealed that 89, or 68%, of the 130 peer-reviewed studies it analyzed concluded that women are impacted greater by health effects linked with climate change than men. 

The discrimination further ensues: The UN Women article reveals that discrimination among women is not equal. It states: “…it is clear that climate change risks are acute for indigenous and Afro-descendent women and girls, older women, LGBTIQ+ people, women and girls with disabilities, migrant women, and those living in rural, remote, conflict and disaster-prone areas.” Moreover, in a highlighted interview, lesbian feminist human-rights defender, Matcha Phorn-In, revealed that humanitarian programs are often heteronormative, meaning they only exacerbate sexual-orientation-based discrimination. 

Phorn-In shares one of many media biases, which in her case, reveals how the media affects peoples’ senses of self; another form of this bias skews peoples’ perceptions of issues like climate change. When it comes to the U.S. representation of climate change—which shapes how the topic is globally addressed—the media presents a “false balance” of information. According to a 2019 study from Nature Communications, as highlighted by the University of California, about half the mainstream visibility in relation to climate change goes to deniers of this phenomenon. This is giving rise to political rather than scientific reporting, per UC Merced professor LeRoy Westerling.

BUNU DA OKU:  Türkiye sularında yeni kriz: Deniz salyası

Part of this media bias is less visibly apparent—yet, equally valid. With the current heat waves hitting Europe and the United States, many news sites are covering the scorching heat that is becoming ever-normalized with the passing of each summer. However, headlines and articles fall short by approaching the topic from a U.S. and Europe-centric perspective. As a result, many articles pose heatwaves as an issue that only or most severely affects these regions of the world; in actuality, this extreme weather phenomenon has increased most in the Middle East, South America, and parts of Africa since the 1950s, according to CB. This imbalance is partly due to research and database gaps; yet, it is still imperative that international news agencies acknowledge that heat waves prevail in other regions.

Just as these individuals and media outlets are not demonstrating the true impact of climate change, governments are not conceding to the damage they are causing—with their damage often circling back to hit marginalized communities and developing countries the hardest. Despite numerous developing nations incessantly pleading for economic compensation (known as “Loss and Damage” in UN climate negotiations) for the damage climate change has inordinately caused them, many developed nations are not paying their dues. The implementation of Loss and Damage was rejected during the COP26 conference; instead, a two-year Glasgow Dialogue was arranged to further discussions around the potential application of Loss and Damage procedures—although the results of that are currently unknown. What is, however, known is that figures of power need to demonstrate liability for their actions—because lives are at stake. 

Kaynaklar / Sources:

BBC

CB: 1, 2,

CNN: 1

The Guardian

UN

UNCTAD

UNICEF

UN Women: 1, 2

United Nations Development Programme 

University of California 

WRI

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Defne Ergöz

American School of Dubai’de lise son sınıfa geçtim. Çocukluğumu Moskova’da, ortaokul ve lise yıllarımı da Dubai’de geçirirken okul tatillerimin çoğunu ailemin, köklerimin ait olduğu Türkiye’de geçiriyorum. Çevremiz, (“human condition”)insanlığın ve toplumun durumu her zaman ilgimi çekti. Gözlemlediğim sorunlar karşısında kayıtsız kalmayıp bu konularda elimden geldiğince gerek bireysel olarak, gerekse Paper Airplanes ve Gulf for Good gibi STK’lar ve şimdi de Yeşilist bünyesinde olumlu katkılarda bulunmaya çalışıyorum. Üniversitede de çevre politikaları ve psikoloji üzerine eğitimimi devam ettirmeyi planlıyorum. Boş zamanlarımda sanatla uğraşıyor ve ilgi alanlarımdaki mesajlarımı bu yolla diğer kişilerle paylaşıyorum.  

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Ekoloji, İklim Değişikliği
Çocuklar, gençler ve yaşlılar için iklim krizi ile mücadele rehberi

İklim krizi dünya üzerindeki her canlının hayatını tehdit ediyor. İnsanlık da bu yıkımdan hem yaratıcısı hem de mağduru olarak payını

Kapat