Mercanları korumazsak, kaybolacak hayatlar çoğalabilir

Su altı konusuna gelince, ne kadar hassas olduğumu ifade etmeme gerek var mı bilmiyorum çünkü özellikle Türkiye’deki dalışlarım sırasında su altı hayatının ne kadar cılız olduğunu gördüğümden beri dalgıçlık hevesim en azından bu sularda sona ermişti. Pasifik dalışlarımda irili ufaklı bir çok canlıyı görmeye alışık olduğumdan olsa gerek, su altı hayatına gereken önemin verilmediğini düşünüyorum.

Uzun zamandır gözardı edilen konulardan biri de mercan kayalıkları… Dünya genelinde mercan kayalıkları çok zor durumda. Bu sadece şnorkelciler için kötü haber değil aynı zamanda bir sürü insan bundan dolayı hayatını kaybedebilir. Günümüzde ilaç üretiminde kullanılan mercan her geçen gün yeni bir ilacın içeriğinde yerini alıyor ve bu sayı gittikçe artıyor: antiviral ilaçlardan, ateş düşürücüler, ağrı kesiciler ve hatta güneş koruyuculara kadar geniş bir yelpazenin içeriğinde mercan bulunuyor. Hatta şu sıralarda FDA’dan onay çıkması beklenen ve büyük umutlar vaadeden Alzheimer ve inme için kullanılan ilaçların ham maddeleri de yine su altı kaynakları ve mercanlardan sağlanıyor.

Suların ısınmasıyla ve kontrolsüz balıkçılık sebeplerinden dolayı mercanların yok olmasının aynı zamanda sağlık konularımızla ne kadar ilgili olduğunun henüz farkına varmaya başladık. Okyanuslarda ve özellikle de mercan kayalıklarının bulunduğu bölgelerde yaşam oldukça kalabalık. Bu alanlarda farklı bir çok organizma çeşidini bir arada bulabiliyorsunuz. Bazı doktorlar kalp rahatsızlıkları, diyabet ve kanserin çözümünün mercan kayalıkları ve diğer su altı organizmalarında olabileceğini savunuyor.

Peki bizler bu konuda ne yapabiliriz? Aslında cevap çok basit. Bildiğimiz şeyler ama tekrarlamakta yarar var çünkü uygulamaya gelince ne yazık ki sonuç pek başarılı olmuyor. En başta yerel ürünleri mevsiminde yemek çok önemli. Taşımacılığın azaldığı durumda yakıt tüketimi de düşüyor ve doğaya ve çevreye daha az rahatsızlık veriliyor.

BUNU DA OKU:  İmdat pestisit!

Dalgıçlara da büyük bir iş düşüyor, mercanlarda dalış yapmak dünyada bence görülebilecek en güzel müzelerin keyfini defalarca katlar ancak dalarken çevreye zarar vermemek ve hiç bir şeye dokunmamaya da dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca bugünkü Radikal gazetesindeki Tan Morgül yazısında, Erdek’e bağlı Ocaklar beldesinde halkın yasa dışı trol avına karşı girdiği mücadeleden ve suni resif girişimlerinden bahsediyor. Uzun zamandır özellikle dalış okulları batırdıkları gemilerle suni resif yaratıp turistlere atraksiyon yaratıyorlardı ama trol avına karşı bence başarılı bir çözüm. Tebrikler. Su altı ekosistemi korumak için atılan her adımı alkışlamak geliyor içimden.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Hayvanlar
Ölüm havuzu

Kütahya'da yaşanan siyanür felaketinin akıbeti belirsizliğini koruyor.

Kapat