Paris Anlaşmasından sonra ülkeler sınıfta kaldı: 1,5 derecelik bir ısınma artık neredeyse kaçınılmaz durumda

Önümüzdeki ay açıklanacak IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) raporunun yazarlarından Drew Shindell, küresel ısınmayı artan sıcaklıkları sanayi devrimine göre 1,5 derecede tutmak için ülkeler tarafından verilen sözlerin gerçekleşmediğini savunuyor.

Duke Üniversitesi’nde görevli Shindell, eğer küresel ısınmayı 1,5 derece de tutmak istiyorsak, küresel anlamda enerji, gıda ve ulaşım sektörlerinde ciddi bir değişim yaşanması gerektiğini açıklıyor.Yayınlanacak IPCC raporu ise bu olasılığın çok uzakta olduğunu belirtmekte.

 

2015 yılında Paris Anlaşması ile imzacı ülkeler küresel ısınmayı sanayileşme öncesi 2 derecede tutmak ve asıl amacın bunu 1,5 derecede sınırlandırmak olduğu konusunda anlaşmışlardı.

Gezegenimiz halihazırda son yüzyıla göre 1 derecelik bir artış gösterdi ve bu durum sıcak hava dalgaları, fırtınalar, deniz seviyesi artışı ile ekosisteme ve insanlığa büyük zararlar veriyor.

En son yaşanan Florence Kasırgası 24 kişinin ölümüne ve 500 bin evin zarar görmesine yol açtı.

Shindell, IPCC raporu hakkında tam detaylı bir açıklama yapmasa da, 1,5 derecelik bir ısınmanın önüne geçmek için sera gazı salımını azalması, başta kömür olmak üzere fosil yakıtlarının kullanımının sonlanması ve muazzam miktarlarda güneş ve rüzgar enerjisi kurulumu gerekmekte olduğunu söylüyor.

Böyle bir durumda bile hedefi tam anlamı ile tutturmak için, gelişen karbon yakalama teknolojileri ile havada bulunan sera gazlarını toplayıp toprağın derinlerine gömülmesi gerektiğini belirtiyor. Shindell, tarihte bu kadar hızlı uygulanan teknoloji ve değişim örneğinin çok sayıda olmadığını belirtiyor.

1,5 derecelik bir ısınmanın neredeyse kaçınılmaz olduğu haberi en çok düşük deniz seviyesinde bulunan ada ülkelerini tehlike altında bırakmakta. Ada ülkeleri yetkilileri herkesin verdiği sözü tutmasını isterken, aynı günlerde Birleşmiş Milletler genel meclisinde ABD başkanı Donald Trump temiz kömürü savunmakta idi.

Norveç çevre bakanı Ola Elvestuen, ABD’nin masada olmamasının anlaşmaları zorlaştırdığını ama ABD’siz bir şekilde anlaşmaya varılması gerektiğini belirtiyor.

BUNU DA OKU:  Plastik diyeti anlamına gelen "Plastbanta" nasıl yapılır?

Elvestuen, dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz üreticilerinden biri olan ülkesi Norveç de dahil olmak üzere, fosil yakıtlardan uzaklaşılması gerektiğini, ormansızlaşmanın önüne geçilmesini ve elektrikli arabalara destek verilmesi gerektiğini savunuyor.

 

Elvestuen, Paris Anlaşmasın’dan sonra değişimlerin yeterince hızlı olmadığını kabul ediyor. Elvestuen normalde hükümetlerin yavaş ilerlediğini ama artık zamanımız kalmadığını belirtiyor.

Önümüzdeki 12 yılda yapılacak değişikliklerin sorumluluğunun öneminin abartılmasının mümkün olmadığını belirten Elvestuen, Paris Anlaşmalarının gereklilikleriniyerine getirmek için hükümetlerin neredeyse her seviyede yapısal değişiklikler uygulaması gerektiğini açıklıyor.

Norveç dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olmasına rağmen, yapılan vergi indirimleri ile geçtiğimiz yıl araba satışlarının yarısından fazlası elektrikli araçlar oldu.

0,5 derecelik bir ısınma az gözükse de gezegenimizin uğrayacağı değişimler gerçekten ürkütücü. 1,5 derecelik bir ısınmada Kuzey Kutbundaki buz seviyeleri her yıl %15 oranında azalacak ve bu da deniz seviyeleri 0,8 m artıracak.Okyanusların akciğeri olan mercan resifleri ise artık büyüyemeyecek.

Her ne kadar yağışlar %7 oranında artsa da, bu kendini kasırga ve fırtına olarak gösterecek ve eskisine göre %7.5 oranında daha yıkıcı olacak. Türkiye gibi kurak bölgeler ise daha da kuraklaşacak ve, mısır ve buğday gibi ürünlerde %10 gibi bir verim azalması olacak.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, İklim Değişikliği
Konya’da oluşan dev obrukların nedeni yer altı su kaynaklarının azalması mı?

Neredeyse çöl iklimi görülen bir bölgede sulu tarım yapılması, yer altı sularının azalmasına ve obrukların daha hızlı oluşmasına neden olmuş...

Kapat