Sayın Bakan; lüfer avlanma boyu 18 değil, 27 cm olmalı

Bıkmadan, usanmadan yine bir kez daha söylüyoruz: Lüfer bitiyor, lüferin soyu tükeniyor ve bunun sorumlusu biziz. Maalesef güvenilir kaynaklardan nesli tehlike altındaki lüfer balığının avlanma boyunun yeniden düzenlenerek, 18 santime geri döneceği ve ışıkla yapılan avcılık kapsamının genişletileceği yönünde çıkan söylentiler var.

Bu yasal düzenlemenin gerçeğe dönüşmesi dünyaca ünlü İstanbul lüferi için neredeyse bir soykırım anlamına geliyor. Tüm dünyada avlanan lüferlerin %32’si Türkiye’de avlanmakta ve eğer acilen harekete geçmezsek İstanbul lüferin en güzel olduğu şehir değil lüferin katili şehir olarak anılacak.

765432345671

Bu söylentiler aynı zamanda kıyı balıkçıları arasında endişeye neden olmuş durumda. Söylentiler üzerine harekete geçen kıyı balıkçıları,  Bakan Faruk Çelik’e hitaben bir mektup kaleme alarak endişelerini bildirdi.

Kıyı balıkçıların aşağıdaki yazısını paylaşmadan önce tüm okuyucularımızı lüfer koruma kampanyasını başlatan ve yıllardır bu işin peşini bırakmayan Defne Koryürek ve Slow Food: Fikir Sahibi Damakların çağrısını iletmek istiyoruz.

Herkesi, 11 Ağustos akşamı (bugün) saat 21.00-22.00 saatleri arasında Slow Food Fikir Sahibi Damaklar önderliğinde Twitter’da düzenlenecek lüferi koruma kampanyasına katılmaya, #lüferkorumatimi hashtagi ile seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Siz de Boğaz’ın prensi lüferi korumak için bize katılın!

“Sayın Bakan,

Biz kıyı balıkçılarıyız. Bu ülkenin balıkçısının %85’i biziz. Bu denizlerin tarihini biz bilir, balığıyla aile geçindirir, çocuk okutur ve balığın yokluğunu en çok biz biliriz. Biz büyük ölçekli balıkçılık yapan reisler gibi Somali’ye gidemeyiz, biz büyük ölçekli balıkçılık yapan reisler gibi uluslar arası sularda avlanamayız, büyük ölçekli balıkçılık yapan reisler gibi balık neredeyse oraya gidemeyiz, orkinos kotası talep edemeyiz. Biz kıyı balıkçılarıyız, küçük ölçekli ancak sürdürülebilir bir avcılık yaparız. Balığın yokluğunu da en çok biz hissederiz.

Sayın Bakan,

2012 yılında gerçekleşen istişarede çok ümitlendik. 3/1 numaralı tebliğ çıkıp da korumacı önlemler gelince denize ve avcılığa çok ümitlendik. Ama o tarihten bu yana ümitlerimiz adım adım söndü. Çünkü devlet asıl görevini ihmal etti, denetim konusunda elini çok hafif tuttu, bu denizi talan eden eşkiyaların yasak balıktan ekmek kazanmasına göz yumdu.

Sayın Bakan,

Biz bu denizin tarihiyiz. Yarını görebiliyoruz. Bu gidişimiz gidiş değil. Lüfer gibi hem sosyal, hem tarihsel, hem kültürel ve hem de ticari değeri olan balıkları korumadıkça; yasalarımıza karşı gelip doğal kaynaklarımızı talan edenleri caydırıcı bir şekilde cezalandırmadıkça, bu denizi ve dolayısıyla geleceğimizi koruyamayız.

Sayın Bakan,

Size bu mektubu yazıyoruz çünkü bir katliama sebep verecek ışıkla avcılık gibi, lüferin boyunda 18 cm’e geri dönüş gibi denize ağır gelecek kararların imzanıza gelmek üzere olduğunun haberini aldık. 4/1 numaralı tebliğin 2012’nin izinde ama çok daha kuvvetli çıkması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Denizlerimiz can çekişiyor. Kirlilik, aşırı avcılık, denetimsizlik… eğer bunlara göz yumarsak, yarın çocuklarımızın yüzüne bakamayız.

Sayın Bakan, duyun bizi.”

BUNU DA OKU:  Lüfer Koruma Timi'nden çağrı: 24 santimin altındakileri almayın, satmayın!
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Genel, Gıda, Gıda Gündemi, Gündem, Hayvanlar, Kent, Topluluklar
Beykoz Belediyesi’nin Atık Getirme Merkezleri atıkları yeniden değerlendiriyor

“Sıfır Atık” hedefi ile başlattıkları proje ile Beykoz Belediyesi, 2015 yılında 447 tonun üzerinde atığı yeniden değerlendirdi.

Kapat