Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali

İstanbul, Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nde bugün başlayarak dört gün boyunca sürdürülebilirlik kavramının soyut ve yoruma açık boyutlarına ışık tutarak neyin sürdürülebilir olduğu veya olmadığına dair dünyanın dört bir yanından örneklerle bezenmiş filmleri ağırlıyor. Sizin için bugün iki film seçtim.

Taste the Waste / Çöpün Tadına Bak

1974 senesinde Roma’daki 1.Dünya Gıda Konferansı sırasında Henry Kissinger on yıl içerisinde hiç bir çocuğun aç olarak yatağa gitmyeceği konusunda güvence vermişti. O sıralarda iyimser olmak için sebepler vardı. Yıllarca gıda üretimi nüfus artışından bile hızlı ilerledi. Oysa 90ların ortalarında açlık raporunda yarım milyar insanın aç olduğu belirtildi. O tarihten bu yana yatağına aç giden çocukların nüfusu her geçen gün daha da artıyor. Çelişkiye daha da gizem katmak için gıda üretimi istatistiki bilgileri olumlu sayılarla karşımıza çıkmaktaydı. Alt tabanda bulunan bir milyarlık nüfusun ise artık açlık, kuraklık ile ve temel ihtiyaçlara ulaşmak için umutları bile yok. Günümüzde yiyeceklerimizin yarısından fazlasının çöpe gönderildiğini düşündüğümüzde aslında hiç de çaresizlik içinde değil, tam tersine uyanamamış bir toplumda olduğumuzu anlayabiliriz. Bu dünyada hiç aç kimsenin kalmaması mümkün ama bunun için yapılan bir şey yok. Üstelik bu harcanan, boşa giden gıdanın da karbon ayak izimize katkısı çok büyük. Yönetmenliğini Valentin Thurn’un yaptığı belgeseli seyretmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Bugün 17:00’de İtalyan Kültür Merkezi’nde.

The Man Who Stopped The Desert / Çölü Durduran Adam

Bu film Afrikalı fakir bir vizyonerin çölleşmeye karşı verdiği savaşı anlatıyor. Fakir çiftçilerin zor şartlar altında yaşamaya çalıştıkları alanların çöl olduğunu düşünürseniz neredeyse imkansızla başa çıkmaya çalıştıklarını anlarsınız. Yakuba Kuran öğrenmek için evden uzaklara gittiğinde hep açtı.Büyüdükçe bu açlık ve sefalet ona yol gösterdi. Bir çok bilim adamının çabası ve teknoloji adına harcanan milyonlarca doların üstüne çıkarak, Yakuba hırsı ile çölleşmeye karşı tarım metodları geliştirerek ülkelerin yapamadıklarını tek başına yaptı. Gerçek bir başarı ve azim örneği olan Yakuba’nın hikayesini bugün 12:20’de İtalyan Kültür Merkezi’nde seyredebilirsiniz. Filmden çıktığınızda Yakuba sayesinde kendinizi dünyayı kurtarmak istiyor bulacaksınız.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Etkinlikler, Hayat, Kent, Sanat ve Tasarım
İklim Ağı Türkiye’nin iklim karnesini değerlendirdi: İklim değişiyor, Türkiye değişmiyor

Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları, iklim değişikliği konusunda ortak kaygılarını ve çözüm önerilerini birlikte dile getirmek üzere “İklim Ağı”nı kurdu.

Kapat