Tarihin en kapsamlı GDO araştırması yayında

Son 20 yılda, tüm dünyada tarım alanındaki en çarpıcı gelişme genetiği değiştirilmiş mahsullerin üretimi ve yaygınlaşması oldu. Geçtiğimiz yık ABD’de üretilen soya fasülyesinin %94’ü, mısırın ise %93’ü genetiği değiştirilmiş tohumlar kullanılarak üretildi. Küresel tarımın bu yeni teknolojiye geçişi de beklenenden hızlı oldu. Tanıtımı ilk kez 1996’da yapılan genetiği değiştirilmiş, glisofat toleranslı soya fasülyesi çeşitleri 2003’ten bu yana ABD’de soya fasülyesi ekili alanların %80’inde kullanılır hale geldi. Glisofat toleranslı (GT) ve/ya böceklere dirençli mısır üretimi de 2008’den bu yana ekili alanların %80’ine yayıldı.

Genetiği değiştirilmiş mahsüllerin çevre ve insan sağlığına etkileri konusunda bugüne kadar yüzlerce araştırma ve çalışma yapıldı. Bu çalışmaların çoğu yalnızca son birkaç yıllık verileri kapsadığı için ‘genetiği değiştirilmiş gıda’ konusu gelecekte doğacak sonuçları yansıtmadığı söylenen argümanlar arasında, belirsiz bir düzlemde kaldı.

TIKLAYIN: GDO’lu gıdalardan uzak durmak için 10 neden

thinkstockphotos-479625598_header

Yakın zamanda yayınlanan yeni bir araştırma 1998-2011 yılları arasında 5.000’den fazla mısır ve soya fasülyesi üreticisinden topladıkları verileri değerlendirmeye alarak bu tabuyu kırdı. Kansas State University, University of Virginia, Michigan State University ve Iowa State University’den dört araştırmacının yayınladığı çalışma, genetiği değiştirilmiş tohumları (mısır ve soya fasülyesi) kullanan çiftçilerin kimyasal madde kullanımını inceledi. Bu tohumların genlerinde iki değişiklik yapılmış; biri tohumu yiyen böcekleri öldürmek, diğeri de tohumun herbisitlerin ana maddesi olan glisofata tolerans kazanmasını sağlamak. Araştırma sonucunda GDO’lu tohum kullanan üreticilerin uzun dönemde eskiye göre daha fazla yabani otları öldürücü kimyasal (herbisit) kullandıklarını ortaya çıkmış. Glisofat toleranslı soya fasülyesi ekilen alanlardaki yabani otlar glisofat direnci geliştirdiklerinden bu alanlardaki herbisit kullanımı %28 oranında artmış. Böceklere karşı dirençli mısır tohumu ekilen alanlarda ise böcek ilacı kullanımı %11 azalmış.

Böcek ilacı kullanımındaki düşeşü rağmen, herbisit kullanımındaki bu büyük artış; GDO’lu tohumlarla yapılan tarımın çevresel etkileri konusunda ciddi şüphe ve tehlike oluşturduğuna dikkat çekiyor. Tarımda bu kadar yoğun herbisit kullanılması biyoçeşitliliğin azalmasına, su ve hava kirliliğinin ise artmasına sebep olabilir.

BUNU DA OKU:  Yaşasın! Panda sayısı artıyor

Araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Gıda, Gıda Gündemi
Türkiye’nin ilk ekolojik çocuk yuvası Kadıköy’de açılıyor

Yağmur suları toplanıyor, güneş enerjisinden yaralanıyor, permakültür yapılıyor, çocuklar ekolojik yaşamı öğreniyor.

Kapat