Tatilde okumalık 15 yeni ve yeşil kitap

Uzun bayram tatilinde yanınıza alıp sahilde, balkonda, kafede okumak isteyeceğiniz; bu yıl yayınlanan ve odağına doğa, kent kültürü, canlıların yaşam hakları gibi yeşil konuları alan 15 kitabı derledik.

#1 Patikalar Üzerine // Robert Moore (Kolektif Kitap)

“Seni o yere tekrar bağlayacak ve onu senin kılacak bir hikâye her zaman vardır.”

Patikaların Jared Diamond’u gazeteci Robert Moor hevesin deneyime, merakın bilgeliğe, dünyanın iddiasının dünyayı anlayışa adım adım dönüştüğü bilgi dolu bir yürüyüşe çıkarıyor okuru.

Görünmez karınca patikalarından kıtaları bağlayan yürüyüş yollarına, otobanlardan internet ağlarına çok farklı şekillerde patikalar inşa ettiğimizi ve bunların dünyayı anlamamıza nasıl yardımcı olduğunu anlatıyor.

Robert Moor bizzat yürüdüğü patikaların tarihöncesinden kalma izlerini incelerken insanlığın kadim sorularında, tıpkı bir yolu şekillendiren izler gibi birikmiş cevapları hatırlatıyor: Düzen kaostan nasıl çıktı? Hayvanların denizden karaya sürünerek çıkmaya başladıkları yolculukları bir kıtadan diğerine uzanacak genişliğe nasıl ulaştı? İnsanın doğa ve teknolojiyle ilişkisi bizi çevreleyen dünyayı nasıl şekillendirdi? Ve son olarak her birimiz kendi yaşam patikalarımızı nasıl seçeriz?

“Yabana ilişkin rastladığım en kısa ve öz tanım bu: ben olmayan. Orada, kendi imgemiz içinde yeniden şekillendirmemiş olduğumuz o tek yerde, çok derin ve kadim bir bilgelik biçimi bulunabilir. Albert Camus ‘Bütün güzelliğin kalbinde insandışı bir şey yatar,’ diye yazmıştı. Bu insandışı yüreği yalnızca aşinalığın pembe gözlükleri indiğinde görürüz.”

#2 Permakültür Şehirde // Almıla Çiftçi (Yeni İnsan Yayınevi)

Şehir permakültürü şehirde bahçecilik yapmaktan fazlasıdır. Şehir permakültürü bahçede öğrendiklerimizi alır ve bunu çok daha geniş bir insan deneyimine uygular. Bu sayede yalnızca bitki bahçeciliği değil; insan, mahalle ve hatta kültür bahçeciliği de yaparız.

Bu kitabın amacı da okuyucularına permakültür tasarımcısı gibi düşünmeyi öğretmek, onların şehirlerde yaşarken çözümler bulmak için bütünsel sistem yaklaşımında uzmanlaşmalarını sağlamaktır.

Permakültür tasarımcılarının sistemin tamamını düşünerek, besin üretimini ve habitat onarımını uygulayarak öğrendikleri şeyler, kentsel çevredeki insan ekolojisi üzerinde temel ve birincil uygulamaya sahiptir. Bu yüzden bu kitap yalnızca bahçecilik ile ilgili olamaz; aslında, yalnızca çeyrek kadar bir kısmı bununla ilgilidir.

Permakültür, apartman balkonlarında küçük saksı bahçeleri, hobi bahçelerinde alçakgönüllü fakat ilham verici parseller, dar şehir arka bahçelerinde mikrobesin ormanları, parklarda besin üreten vahşi yaşam bahçeleri ve kenar mahallelerde verimli çiftlikler tasarlamak için kullanılabilir.

Bu kitap, permakültür tasarımcıları ve uygulayanlarının yaklaşımlarında ve düşüncelerinde yeni bir derinlik, çok yönlülük ve çeşitliliği belgeliyor. İçinde şehirlerimiz için umut hikayeleri ve örnekleri var. Buralarda yaşayanlar ve onlardan ağır şekilde etkilenmiş olan vahşi ve evcilleştirilmiş doğa var. Permakültür şehirde tüm bu deneyimi şehir hayatının bütün işlevlerine uygulamamız için önce deneyimlendi sonra yazıldı.

#3 Ekofeminizm // Vandana Shiva, Maria Mies (Sinek Sekiz Yayınevi)

Biri Kuzey, diğeri Güney’den iki kadın; Maria Mies ve Vandana Shiva beraber kaleme aldıkları bu kitapta, dünyanın dört bir tarafındaki kadınların gündelik hayatına doğrudan etki eden iktidar mekanizmalarını göz önüne sererek muazzam bir iş başarıyor.

“Son yıllarda kadınlar, çocuklar ve genel olarak insanlığın yanı sıra, gezegendeki bitki ve hayvan çeşitliliğinin korunması, hayatta kalması ile ilgili hayati önemdeki konularla gittikçe daha fazla karşılaşır olduk. Dünya üzerindeki yaşamı tehdit eden yıkıcı eğilimlerin altında yatan sebepleri incelerden her ikimiz de, birbirimizden bağımsız olarak aynı şeyin bilincine vardık. Bunun adı ‘kapitalist, ataerkil, küresel dünya sistemi’dir.”

“Bu yeni dünya, bir Büyük Patlama ya da Devrim ile yaratılamayacak. Bu değişim, halen eski dünyada yaşayan insanların bu ‘yeni dünya’nın tohumlarını ekmeye başlamalarıyla gerçekleşecek. Bu tohumların çimlenmesi ve meyve vermesi zaman alacak; ama pek çok insan bu tohumları ekmeye başladı bile.”

“Buradaki makalelerin çoğu, bu derlemeden bağımsız olarak okunduklarında, büyük ölçekli kalkınma, nükleer enerji, kadına yönelik şiddet, savaşlar ve çevresel yıkımla mücadele eden siyasi hareketler için pek çok yeni şey söylüyor.” 
Wendy Harcourt, Development

#4 İçimizdeki Evren // Neil Turok (Kolektif Kitap)

Dünyanın önde gelen kuramsal fizikçilerinden Neil Turok İçimizdeki Evren’de geride bıraktığımız üç yüz yılın klasik mekanikten ışığın doğasına, kuantumun tuhaf dünyasından kozmosun evrimine uzanan çığır açıcı keşiflerini incelerken her yeni keşfin büyük resimle ilişkisine ve toplumun yapısında radikal değişimlere yol açan yeni teknolojilere nasıl evrildiğine tanık oluyoruz.

Neil Turok gerçeklik ve evren algımızın, anlama, keşfetme ve yaratma becerilerimizin, yani “içimizdeki evren”in yüzyıllar içinde ne gibi değişimlerden geçtiğinin hikâyesini anlatıyor.

Bizim kusurlu dünyamızda olduğu gibi, yıldızlarda veya kozmosun herhangi bir yerinde de tamamen aynı kanunların geçerli olduğunu gördüğümüz, kırılmalarla şekillenen bir hikâye bu.

Şimdiyse başka bir kırılmanın eşiğindeyiz: Bize “hayali bir gerçeklikte” yaşadığımızı söyleyen kuantum devrimi.

“Kimiz ki biz? Rastlantısal mutasyonun ve doğal seçilimin yavaş yavaş miadını dolduran bir sonucu mu, yoksa yaşamı bambaşka bir seviyeye taşıyacak yeni bir evrimsel aşamayı başlatacak olanlar mı?”

 

BUNU DA OKU:  Bak, kim geliyor?

#5 Müşterek Mekân // Stavros Stavrides (Sel Yayıncılık)


Neoliberal saldırıların dünya çapında artmasıyla birlikte yeni direniş ve kolektif karşı koyma biçimleri de ortaya çıktı. Savaşların ve kemer sıkma politikalarının yarattığı umutsuzluk havasını dağıtan işgal ve müşterekleşme hareketleri ise gün geçtikçe çoğalıyor. Dolayısıyla bu yeni hareketlerle ortaya çıkan yeni mekân politikasının altyapısını oluşturacak tarihsel ve kavramsal dayanaklar üzerine düşünmek de kaçınılmaz hale geldi.

Günümüzde katı sınırları olan, ayrıştırıcı ve ötekileştirici, çitlenmiş mekânsal anlayışların yerini eşik mekânlarının, gözenekliliğin ve geçişimliliğin aldığı kentsel müşterekleşmenin barındırdığı potansiyel giderek daha çok önem kazanıyor.

Hem kent üzerine akademik araştırmalara imza atan hem de kentsel müşterekleşme hareketleri içinde aktivist olarak rol alan Stavros Stavrides, mekânı bir meta, çitlenmiş bir yer ya da devletin idaresindeki bir alan olarak değil, başka bir dünyaya ilişkin potansiyeller ve ipuçları barındıran müşterekler olarak ele alıyor.

Stavrides, ülkemizde de Gezi isyanıyla yaşanan ve pek çok kişinin hayatında silinmez izler bırakan mekânsal müşterekleşme deneyimlerinin teorik zeminini kurmaya girişiyor ve niteliklerini koruyarak süreklileşecek müşterek mekânların varlık koşullarını sorguluyor.

#6 Ağaçların Gizli Yaşamı // Peter Wohlleben (Kitap Kurdu)

“Ağaçların acıyı hissedebildiğini, hafızaları olduğunu ve ebeveyn ağaçların çocuklarıyla birlikte yaşadığını öğrendiğinizde, artık onları sanki sıradan bir işmiş gibi devasa makinelerle kesip hayatlarını altüst edemiyorsunuz.”
Peter Wohlleben

Ağaç sosyal bir varlık mıdır? Almanya’da Der Spiegel’in çok satan kitaplar listesinin zirvesinden iki yıl boyunca inmeyip satış rekorları kıran, yayımlandığı birçok ülkede aynı ilgiyi gören bu kitaba bakılırsa sorunun yanıtı evet.

Mesleğine tutkuyla bağlı olan ormancı yazar Peter Wohlleben ağaçların aralarında bir sosyal ağ oluşturduğunu kitabında gayet ikna edici biçimde izah ediyor.

Bu alanda yapılmış bilimsel araştırmalar ve kendisinin yıllara dayanan gözlemlerinden yola çıkan Wohlleben’e göre ağaçlar da tipik insan davranışları sergiliyor.

Ağaç ebeveynler birlikte yaşadıkları yavrularıyla iletişim kuruyor ve onların büyümelerine destek oluyor. Bunlar yetmezmiş gibi ağaçlar birbirini yaklaşan tehlikelere karşı uyarıyor ve aralarındaki hasta veya acı çeken bireylerle gıdalarını paylaşıyor. Bu kitabı okuduktan sonra, ağaçlara ve ormanlara çok daha farklı bir gözle bakacaksınız…

#7 Darwin’in Kayıp Dünyası // Martin Brasier (Kolektif Kitap)

Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken Charles Darwin’in kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem yıllarca çözülemeyecekti, ta ki paleontoloji profesörü Martin Braiser evrimin “kutsal kâse”sinin peşine düşene kadar.

Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu zorlu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralarken bizi günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.

“‘Kambriyen patlaması’ evrimsel bulmacaların en büyüğüdür ve son yıllarda büyük araştırmalara konu olmuştur. Braiser’ın merak uyandırıcı kitabı bize bu konuda tatminkâr bir yanıt veriyor. Konusunu geniş kitlelere bu kadar canlı ve kapsamlı bir şekilde sunma beceri ve iradesine sahip çok az yazar vardır.”
Anthony Hallam

“Organizmaların ve çevrenin birlikte yarattığı bu evrimsel hikâyede Darwin’in İkilemi’ne Braiser’ın bulduğu çözümü okumak büyük keyif.”
Lynn Margulis

#8 Toprak ve Özgürlük //Leandro Vergara – Camus (Sümer Yayıncılık)

Vergara-Camus bu kitabında, 21. yüzyılın toplumsal mücadelelerinde farklı mücadele biçimleriyle gündeme gelen Zapatista ve MST hareketlerini karşılaştırarak, geçmişin köylü hareketlerinin hem farklı hem de beslendiği yönlerini ele alıyor. Bu iki hareketin beslendiği toplumsal kimliklerin devrimci, dönüştürücü gücüyle neoliberalizme karşı geliştirdiği mücadelelerini irdeliyor.

Chiapas Zapatistaları ve Brezilya’nın Topraksız İşçi Hareketi (MST), neoliberalizme karşı küresel mücadelede önemli başarılar kazandı. Bu iki hareketin yirmi yılı aşkın bir sürede gerçekleştirdikleri nedir ve bu başarılardan nasıl bir alternatif toplumsal model ortaya çıkabilir? Chiapas Zapatistaları sadece neoliberalizmin topraksızlaştırmasına karşı değil, aynı zamanda Meksika’nın yerlisi olan ve topraklarından zorla sürülen halkın dil, kültür ve yaşamlarını güvence altına almak için de mücadele ediyor. Özerk bölgeler biçimindeki örgütlenme, kendini yönetme deneyimiyle de öne çıkıyor.

Brezilya’nın Topraksız İşçi Hareketi (MST), daha değişken bir toplumsal kesim üzerinde yükseliyor. Hem topraksızlaştırılan köylülere hem işsizleştirilen işçilere hem de toprakları ellerinden alınmaya çalışılan köylülere dayanıyor. Mücadelelerinin en belirgin yönü toprakları “işgal” etme ve yerleşme.

Her iki ülkedeki neoliberal model tarıma dayalı üretimi yok eden ve piyasaya dayalı ekonomik modellerin dayatarak toprağa dayalı toplumsal kesimleri tasfiye edip büyük bir yıkıma yol açıyor. Toprağın insana yaşamı fısıldayışının uyarıcılığı ve kendisine çekişini dile getiriyor Toprak ve Özgürlük. Neoliberalizmin toprağı ve insani ilişkilerin yok edici politikalarına karşı, toplumcu üretim, ekonomi ve ilişki biçiminin nasıl örgütlendiğini ortaya koyuyor.

BUNU DA OKU:  Plastik şişe devri kapansın

Toprak ve Özgürlük kitabı ilk kez Zapatista ve MST hareketlerini karşılaştırıyor. Küreselleşen piyasa güçlerine karşı direnişlerine ışık tutuyor.

#9 Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü // Zülâl Kalkandelen (Kült Neşriyat)

Gazeteci, yazar, hayvan özgürlüğü aktivisti Zülâl Kalkandelen’in yeni kitabı Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü, Kült Neşriyat etiketiyle yayınlanıyor.

Kalkandelen, Türkçe’de alanında hazırlanmış en kapsamlı telif çalışma olma niteliğini taşıyan kitapta, konuya ilişkin kabul görmüş dar kanâatler üzerine metinlerarası bir eleştiri kuruyor. Feminizm, çevrecilik ve Marksizm’in hayvan hakları açısından eleştirilerine yer verilen kitap, tüm duyarlı canlılar için yaşam hakkını ve hayvan özgürlüğünü savunan veganizmin insanlığın evrimindeki önemine vurgu yapıyor.

Yaşadığımız gezegende insan, hayvan ve yeryüzünün özgürlüğünün ancak bir arada gerçekleşebileceğinin altını çizen yazar, veganizmin gelişimini tarihsel süreçte ele alarak açıklıyor.

Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü adlı kitapta, uluslararası alanda tanınmış veganlar ve hayvan özgürlüğü aktivistleriyle röportajlara da yer veriliyor. Müzisyen Moby ile veganlık ve yaşam hakkı; müzisyen ve yazar John Robb ile veganlık ve punk ilişkisi; Kuzey Amerika Hayvan Özgürlüğü cephesinin kurucularından Dr. Jerry Vlasak ile ALF’yi ve doğrudan aksiyon; avangart noise müzisyeni Keiji Haino ile veganlıkla ilişkilendirdiği Japon “Ma” konsepti, ABD’nin ilk vegan başkan adayı Clifton Roberts ile hayvan hakları mücadelesinin siyasetteki yeri hakkında yapılan röportajlar, farklı bakış açılarını yansıtan bir çeşitlilik içeriyor.

 

#10 Yaban Yaşam // George Monbiot (Everest Yayınları)

Bugün metropollerde yaşayan, evinin, işyerinin ve taşıtların duvarları arasına sıkışmış biz milyonlar, sıkıntılı, duyarsız ve cansız bir hayata mecbur edildiğimizi hissediyoruz.

Bu kısıtlı, renksiz varoluşun sınırları içinde bunalıyor, ne var ki, daha canlı, daha enerjili hissettiğimiz bir yaşamı ancak hayallerimizde tasavvur edebiliyoruz.

Çünkü ekoloji ve çevre açısından büyük zarar görmüş, geleceği karanlık bir dünyaya; bereketli doğayla bağlarını tümüyle koparmış ortamlara mahkûm olduğumuzu düşünüyoruz.

Peki ama gerçek bundan mı ibaret, bu tablo her şeyi anlatıyor mu?..

 

İnsanın kendisi ve çevresiyle ilişkisine radikal bir bakış açısı getiren Yaban Yaşam, ekolojist ve filozof George Monbiot’nun, doğayla yeniden ilişki kurmasının ve yeni yaşam biçimleri tasavvur etme çabasının lirik, çarpıcı hikâyesi.

Monbiot kara ve denizlerimizdeki bozulmuş ekosistemleri yeniden-düzenleyip yabanlaştırmanın hiç de imkânsız olmadığını, halihazırda dünyanın çeşitli yerlerinde bu tip programların olağanüstü neticeler verdiğini gösteriyor.

Bu yolla hayatlarımıza yeniden canlılığı ve varoluş sevincini getirmenin mümkün olduğunu savunan Monbiot, en son bilimsel bulgulardan yola çıkarak, doğanın, insanların desteğiyle kendi yolunu bulduğu yeni, olumlu bir çevreciliğin ve ekoloji anlayışının, daha ötesi yeni bir yaşam felsefesinin temellerini atıyor.

#11 SürdürülebilirKentsel Planlama ve Tasarım: Dünyadan Örnekler // Özge Yalçıner Özcoşkun (Gazi Kitabevi)

1-Sürdürülebilir Planlamaya Temel Oluşturacak Genel Kavram ve Tanımları 1

2-Sürdürülebilir Planlamaya Temel Oluşturacak Genel Kavram ve Tanımları 2

3-Sürdürülebilirlik Konusunda Gelişmiş Ülkeler, Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye

4-Sürdürülebilir Kentler ve Sürdürülebilir Planlama, Tasarım

5-Kentsel Tasarım Rehberleri, Sürdürülebilirlik Ve Türkiye Örnekleri

6-Avrupa Yeşil Başkent Unvanı Üzerine

7-Dünyadaki Eko-Kentlere Örnekler

8-Dünyadaki Eko-Semtlere Örnekler

9-Mahalle Düzeyinde Yeşil Sertifika Sistemleri

10-Dünyadaki Eko-Mahallelere Örnekler

11-Dünyadaki Eko-Köylere Örnekler, Türkiye’deki Gelişmeler

#12 Ekolojik İhtilaflar ve Kapitalizm // Aykut Çoban (İmge Kitabevi)

Ekolojik İhtilaflar ve Kapitalizm ekolojiyi kapitalizm bağlamına yerleştirmekle yetinmiyor, kapitalist yapılar tarafından belirlenen ve onlar üzerinde belirleyici etkileri olan ekolojik çelişkilerin, çeşitli ve çok katmanlı niteliğini tartışmaya girişiyor.

Kapitalizmin yapısal çelişkileriyle dirsek temasındaki ekolojik çelişkiler, ekolojik ihtilaflar olarak karşımıza çıkar. Kitap, uluslararası ve toplumsal düzlemlerde beliren bu ihtilafları ele alıp inceliyor.

Bunu, siyaseti ekonomiden, kamusalı özel alandan, uluslararasını ulusal ölçekten, toplumu doğadan, insanı sınıf ilişkilerinden, egemenlik haklarını özel mülkiyet haklarından tümüyle koparıp ayırmak yerine, bunlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri ortaya koyarak yapıyor.

Kendisi de bir ihtilaf kaynağı olan toplumsal-ekolojik mücadeleler, taleplerini gerçekleştirmek için kapitalist düzene baskı uygulayarak çelişkileri keskinleştirirler.

Ekolojik yıkıma yönelmiş kapitalist birikime son verecek olan; yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçeklerde çeşitli örgütsel biçimlere bürünerek serpilip gelişen toplumsal mücadelelerdir.

Kitapta ekoloji mücadelesinin rolü ve etkisi de çok katmanlı çelişkiler ve uğrak etkileşimleri bağlamında tartışılıyor.

#13 Dolce Vegan // Virginia Elena Patrone (Kolektif Kitap)

Adil bir mutfak için “tatlı” bir başlangıç

“Bu kitaptaki tarifler size basit, sağlıklı vegan tatlıları evde üreteceğiniz malzemelerle nasıl yapacağınız konusunda yol gösterecek. Bu tariflerle madalyonun en tatlı yüzüyle işe başlayabilir ve bunu tatlı devrimi olarak adlandırabiliriz.”

Virginia Elena Patrone’nin Veganbul isimli blog’unda yayınladığı tariflerden uyarlanan kitapta yer alan yaklaşık 90 tatlı tarifi, “hayvansal ürün içermeyen sağlıklı malzemelerle ve sadece üç basit malzemeyle sonsuz sayıda lezzetler yaratabilen anneanne ve babaannelerimizin zamanından” esinleniyor.

BUNU DA OKU:  Venedik Kanalı'ndaki devasa eller iklim değişikliğine karşı yükseliyor

Virginia Elena Patrone beden sağlığıyla toplum sağlığı arasındaki ilişkiden hareket ederek okurları hem kendi malzemelerinin üreticileri olmaya hem de “iyi tüketimin politikasına” katılmaya davet ediyor.

Bunu yaparken malzemelerimizi evde nasıl üretebileceğimize, besinlerin bedenimize faydalarına, tüketiciler olarak tercihlerimizin önemine odaklanıyor.

Dolce Vegan’da yer alan yaklaşık 90 tatlı tarifi, “hayvansal ürün içermeyen sağlıklı malzemelerle ve sadece üç basit malzemeyle sonsuz sayıda lezzetler yaratabilen anneanne ve babaannelerimizin zamanından” esinleniyor.

 

#14 Kökenler: Yaratılışın Bilimsel Öyküsü // Jim Baggott (Kolektif Kitap)

Evren nasıl oluştu? İlk madde ne zaman meydana geldi? Galaksiler, yıldızlar, güneş sistemleri hangi süreçlerle ortaya çıktı? Canlılığın kökeni nedir? İnsan olmak ne anlama gelir?

İnsanlık tarihi boyunca yaratılışla ilgili çok farklı hikâyeler anlatılagelmiştir. Jim Baggott Kökenler’de yaklaşık 14 milyarlık bu öyküyü günümüzün bilimsel anlayışı ve birikimi çerçevesinde ele alıyor. Uzamın, zamanın, kütlenin, enerjinin, ışığın, galaksilerin, Güneş’in, Dünya’nın, yaşamın ve en nihayetinde Homo sapiens’in oluşumuna uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor.

Kozmoloji, jeoloji, evrim, antropoloji ve nörobilimdeki çağdaş düşünceleri bir araya getirerek varlığımızın kökenlerine dair bildiklerimizi haritalandırıyor ve henüz bilemediğimiz karanlık noktalara işaret ediyor. Bir bakıma yıldız tozlarından yaratılan insanın yıldızları yaratan müthiş tekillikten bugüne olup bitenleri anlamak için gösterdiği destansı çabayı özetliyor.

“Kökenler gerçekten ‘bizim’ hakkımızda bir kitap. Üzerinde yaşadığımız dünyanın nasıl oluştuğunu, yaşamın nasıl başlayıp evrilerek bizi meydana getirdiğini, bizim hikâyemizi anlatıyor. Kökenler’de sorgulanmamış olguları çoğunluğun açıklamalarından, kuşku uyandıran yorumlardan, safi spekülasyonlardan ayırmaya çalıştım.

Bu kitap, bildiğimizi ve açıklayabildiğimizi düşündüğümüz şeylere dair net, dengeli ve (umarım) önyargısız bir bakış açısı isteyen okurları hedefliyor. Yaratılışın bilimsel hikâyesinin ‘kabul edilmiş’ ya da ‘resmi’ bir versiyonu bulunmuyor; fakat olsaydı, muhtemelen elinizdeki kitaba benzeyen bir şey olurdu.”

#15 Çılgın Projeler // Kolektif (Yeni İnsan Yayınevi)

Bu kitap Çılgın Projeleri anlatır.

Çok sayıda yerli ve yabancı uzman, akademisyen, gazeteci ve aktivist günümüzün önemli sorunlarından biri olan kalkınma-doğa ilişkisine dair çok önemli çıkarımları dile getirdiler. Bu deliliğin sosyal ve ekolojik dengeye verdiği zararların en açık biçimde kendini görünür kıldığı alanlardan biri, Paolo Prieri’nin tanımladığı şekliyle “Lüzumsuz ve Empoze edilmiş Projelerdir”. Lüzumsuz, zira hayali talep tahminlerine dayalı projelerin gerisinde insanların gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan çok, birtakım çıkar çevrelerine rant aktarma vardır. Empoze edilmiş, zira halkın parasıyla, tüm canlıların müşterekleri üzerinde yapılması planlanan bu projelerde halkın ve doğanın haklarının esamesi okunmuyor, halkın karar alma mekanizmalarına katılımı sağlanmıyor.

Bu lüzumsuz projelerin kabul görmek için, bir de halka “pazarlanması” gerekiyor. Romen aktivist Codruta Nedelcu, bu pazarlama faaliyetini aşama aşama çok veciz olarak şöyle özetliyor:

1. Herkesi heyecanlandıran büyük rakamlar verin.
2. Sözde ulusal çıkar kartını oynayın.
3. Oyunu teknik konularla sınırlandırın, sosyal ekolojik boyutunu gizleyin.
4. Bol bol teknik ifade kullanarak değerlendirmeyi insanlara yabancılaştırın, herkesin gururunu okşayın.
5. Bölgede yaşayanlara istihdam sözü verin.

Son dönemde Türkiye’de dayatılmış projeler etrafında hükümet ve kontrolündeki medya aracılığıyla yürütülen kampanyalarda bu aşamaların nasıl titizlikle ele alındığını çok açık.

İnsanların gerçek ihtiyaçlarını karşılamayan, doğanın haklarını hiçe sayan projeler sürdürülemez. Bunlar, maliyeti insanların, doğanın ve gelecek kuşakların üstüne yıkılan, siyasi kârın iktidara, ekonomik kârın iktidara yakın iş çevrelerine aktarıldığı projelerdir. Türkiye’de ya da herhangi bir ülkede, ekonomik kalkınma adına tutulan mevcut yol ne toplumsal, ne ekolojik dahası ne de ekonomik olarak sürdürülebilir değildir. Yol, köprü ya da kanal için ormanları talan eden, kentsel dönüşüm adına insanları yerinden yurdundan eden bu projelere “ama ekonomik kalkınma için bunları, bir süre gözardı edebiliriz” argümanı arkasına sığınarak ekonomik bir gerekçe bile bulmak mümkün değildir. Zira bu projeler ekonomik olarak da sürdürülebilirliğe hizmet etmemektedir. Bu projeleri besleyen demir-çelik, çimento, inşaat gibi sektörler, ülkenin cari açığını en fazla artıran sektörlerdir. Kısa ve orta vadede çare, ekonomik yapının yeşil bir dönüşüme tabi tutulmasıdır.

Deliliğe ve delilere değil, o projeden etkilenecek insanların katılımına, fikrine ve sağduyusuna ihtiyacımız var. Beş on senelik yatırımlara değil, uzun ömürlü ve çağın gerektirdiği girişimlere ihtiyacımız var. Tüm bunlar kendiliğinden olmayacak. İşte o noktada da halkın katılımına ve sahiplenmesine ihtiyacımız var.

Okudukça hayrete düşeceğiniz ve alternatiflerinin nasıl mümkün olduğunu göreceğiniz bu kitap, size umut verecek. Unutulmasın hiç bir şey yapmayanın umudu da olmaz. Umudu olmayan insanın, geleceği de olmaz.

(Not: Metinler kitapların tanıtım bültenlerinden alınmıştır.)

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Gıda, Gıda Gündemi, Gündem, Hayat, Hayvanlar, İklim Değişikliği, Kent, Mercek, Mimari, Sanat ve Tasarım, Topluluklar, Yenilenebilir Enerji, Yeşil alanlar
Çekirgelerin sayısı azalıyor ve bu iyi bir haber değil

Yeşil alanların giderek kaybolduğu şehirlerde, yaz aylarının en belirgin özelliklerden birini kaybediyoruz. Yaz aylarında sayıları artan çekirgeler gecelere sesleri ile

Kapat