Yerli muza güven olur mu?
Geçtiğimiz günlerde muzla ilgili yazımız üzerine Türkiye’deki muzların durumunu soran okurlarımız oldu. Bunun üzerine biz de Mersin Organik Muz Üreticileri Birliği Başkanı İsmet Oktan’la görüştük.
Öncelikle hepimizin aklına takılan soruyu, “Artık neden Anamur muzunun kokusunu alamıyoruz?”u sordum. Eskiden, muzlar sararsın diye dalından koparılıp bekletilirken, ortalarına bir elma veya muz konurmuş.
Bilhassa muz konduğunda işte bizim duyduğumuz o mis gibi muz kokusu sinermiş bekletilen muzlara. Şimdilerde ise muzlar koparıldıktan birkaç gün sonra marketlere girmeleri gerektiği için süreci hızlandırmak adına bu işlemde muz kabuğunun kendisinde de olan etilen kullanılıyormuş.
Organik muzla konvansiyonel muzun farkını sorduğumuzda ise İsmet Bey, ilk olarak organik muz üretiminde kesinlikle kimyasal gübre ve böcek ilacı kullanmadıklarını anlattı. Hemen sonraki sorumuz ise artık muzlar seralarda yetiştiği oldu. Meğerse seradaki muzlar da aynı şartlarda yetiştiriliyormuş.
Özellikle son yıllarda çiftçinin bilinçlenmesiyle hayvansal gübre tercih edilmeye başlamış. Dolayısıyla yerli muzda kimyasal gübre tehlikesinin azaldığına dikkat çekti. Organik muzlarda yapılan testlerde hiçbir şekilde bir kimyasal kalıntı bulunmuyormuş.
Son olarak, kaç farklı çeşit muz vardır, biz ne yiyoruz, diye sorduğumuzda İsmet Bey, şu anda tahminen 10 ayrı çeşit muz olduğuna değindi. Ama bunların arasında yerli türlerle karışmış olanları da varmış.
Netice itibarıyla haberler iyi. Yerel muzu tercih ettiğimiz için rahat edebiliriz.
Ayrıca şunu da eklemek gerek; Latin Amerika’dan gelen muzları tüketmemek sırf karbon ayak izlerini düşünüldüğünde bile yeterli bir sebep. Düşünün ortalama bir ithal muz 80 gram, bir kilo ithal muz 480 gram CO2 çıkarıyor. Eh, haliyle geldiği yol düşünülecek olursa bu ciddi bir rakam…