Alkışlar (yine) Kadıköy Belediyesi’ne

Demek ki olabiliyormuş diye düşünmeden edemiyorum. İsteyince gerçekten iyi şeyler yapılabiliyormuş. Ben belediyelerin çevre, doğal hayat gibi konularda doğru hizmet verebileceği konusunda umutsuzlanmaya başlamıştım ki, geçen sene Kadıköy Belediyesinin ilk defa bu ilçede başlayan plastik torba yasağı, pet shopları kapatması, ve “satın alma, sahiplen” haberi ile havalar uçtum.

Ne kadar medeni ve isabetli bir karardı o. Sonunda sokaktaki hayvanların daha çok benimsenebilme ihtimalini yükselten bir karar çıkmıştı. Peşi sıra gelen haberlerin sonuncusunu da dün duydum. Hem sevindim, hem şaşırdım!

Bilmem biliyor musunuz ama atık yağlarınızı lavabodan döktüğünüzde yeraltı temiz su kaynaklarına, toprağa ve denizlere dek ulaşıyor ve su kirliliğinin %25’ini oluşturuyor. Atık yağ karışmış suyu ise biyolojik olarak arıtmanın imkânı yok. Bir de denize ve tatlı sulara karışan yağlar, su yüzeyini kaplayarak suyun altına oksijen transferinin önünü keserek su altı canlılarının ölümüne yol açıyor. Peki bir litre atık yağın bir milyon litre suyu kirlettiğini söylesem? Bunlar şu sebepten anlatıyorum; bunca zamandır Yeşilist yazılarımızda da sizlere hep söylediğimiz gibi “atık yağlarınızı lavaboya dökmeyin” sloganını bir ileri adıma taşımış olan Kadıköy Belediyesini tebrik ediyorum. Ne mi yapmışlar? Geri dönüşümü özendirmek ve hatta bundan kazanç sağlamaları için beş litre atık yağ biriktiren Kadıköylülere bir litre çiçek yağı hediye edilecekmiş. İşte şaşırdığım nokta tam da burada oldu.

Atık yağ karşılığında niye ayçiçek yağı veriyorlar hâlâ merak içindeyim. Nerede ise ayıp olmasa, saçma diyeceğim bu kampanyaya ama demeye de dilim varmıyor çünkü asıl amaç atık yağ toplamak. Saçma dememin nedeni ise ayçiçek yağının sağlıksız olması… Malumunuz insan sağlığı üzerinde tehlikeli gıdaları hepimiz az çok biliyoruz. Bu zararlılardan biri de ayçiçek yağında..

BUNU DA OKU:  Nehir savunucuları buluşuyor!

Son yarım yüzyıl soya, ayçiçeği ve mısır yağı gibi, evvelden yağı çıkarılmayan ancak yüksek sıcaklık ve basınç uygulamalarıyla yağı çıkartılabilen yağların tüketimi arttı. Bunların hiçbiri doğal değil. Damarlarımızı yıpratmaya başladı bu yağlar. Vücut bir yarayı nasıl kabuklandırırsa yıpranan damarları da aynı şekilde kabuklandırıyor. Yıpratan uyaran ortadan kalkmadığı için yara üzerine yara biniyor ve kalınlaşan kabuklar damarı tıkamaya başlıyor. Kolesterol içermeyen bu yıpratıcı yağların tüketimi arttıkça koroner kalp rahatsızlıkları da aynı oranda arttı. Şimdi doktorlar bu tür yağları kullanmayın, ille de kullanacksanız fındık yağı kullanın diyorlar ya, ben de belediyenin halkına ayçiçeği yağı veriyor olmasına o yüzden şaşırdım.

Neyse yine de belediyeye teşekkür etmek gerek. Ben Alo Atık hattını aradığım zaman ortalama 20 gün bekleme sürem oluyordu gelip atık yağları almaları için. Bazen de birkaç kere hatırlatmam gerekiyordu. Eminim belediye bu işi çok daha hızlı yollardan yapabilecek kapasitededir. Atık yağlarını, yeni ayçiçek yağı ile değiştirmek isteyen Kadıköylüler 444 28 45 ya da 414 38 15 no’lu telefonları arayarak evlerine atık yağ toplama aracı çağırabilecekler. Kadıköylüler aynı zamanda atık yağlarını, muhtarlıklar ile 21 mahallede bulunan gönüllü evlerine de bırakabileceklermiş. Tüm belediyelerin çevreye biraz daha fazla önem vermeleri için yine de güzel bir örnek oluşturmakta Kadıköy Belediyesi.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Geri Dönüşüm, Gündem, Kent, Kurumsal Sürdürülebilirlik
Bu festival kaçmaz: Dağ Filmleri

Dağlarda sınırları zorlayanların festivali 28 Şubat’ta başlıyor.

Kapat