Yukarı Bakma Takiyüddin Efendi

İklim krizi konusuyla uzaktan yakından ilgili herkes gibi Netflix’te çıkacak olan Don’t Look Up (Yukarı Bakma) filmini kaç zamandır ben de merakla bekliyordum. En ünlü iklim aktivisti ve daha önce de hakkında yazdığımız Leonardo DiCaprio’nun yanı sıra Jennifer Lawrence, Meryl Streep, Jonah Hill, Cate Blanchett, Ariana Grande, Mark Rylance ve Timothée Chalamet gibi dünya yıldızlarını toplayan film çıktığından beri sosyal medyada ve muhabbet çevrelerinde epey konuşuluyor.

Burada film eleştiri yazısı yazmadığım için filmin hikaye anlatıcılığına, oyunculuklara veya senaryoya girmeyeceğim, ayrıca izlemeyenler için de hikayeyi çok ele vermek istemem. Ama ilk bakışta bile anlaşılacağı üzere, astronomlar dünyaya Everest Dağı ebadında bir kuyruklu yıldız yaklaştığını ve tam altı ay on dört gün sonra çarpacağını hesaplıyorlar ve hikayenin gerisi yirmi birinci yüzyılda gezegenimizin bu problemle nasıl başa çıktığını anlatıyor. Keyifle izlenen, esprilerle dolu eğlenceli bir film (Bronteroc!) ve günümüz dünyamızdaki sosyal medya bağımlılığımızı, genel olarak yozlaşmış ve sığlaşmış medya kültürümüzü, popülist tandanslı yalancı demagog politikacılarımızı ve B Gezegeni hayalleri içinde yaşayan güzide milyarder iş insanlarımızı harika karikatürize ediyor.

Filmde elbette ki tam işlemeyen ufak tefek noktalar var, ama kanımca asıl başarmak istediğini sonuna kadar başarmış durumda: filmle ilgili bizi konuşturmak. Nitekim, ben çok beğendim veya ben hiç beğenmedim diye başlayan muhabbetlerin hepsi de aslında iklim krizi konusunda bizi konuşturmayı başarıyor. Hem de bu kadar kritik bir zamanda. Bu başarısından ötürü filmin yazar ve yönetmeni Adam McKay’a tebrikler ve teşekkürler diyorum. 

Filmin kalbinde bilim insanlarının keşfettiği ve gezegenimizi mahvedecek bir kriz ve bu krize karşı medya ve politikacılar sayesinde halkın doğru bilgilendirilmeyişi ve dolayısıyla krizin farkına bile çok geç olmadan varılamaması yatıyor. 

Aynı iklim krizinde yıllardır olduğu gibi. Popüler bilim ve teknoloji videolarını zevkle izlediğim ve kendisini Hikaye Anlatıcı olarak tanıtan Barış Özcan’ın son videosunda dediği gibi (1) filmdeki gibi iki bilim insanının sadece bir TV kanalında değil, iklim krizi üzerinde binlerce bilim insanı yıllardır dünyanın her yerinde bas bas bağırıyorlar ve (2) filmdeki gibi bir-iki düğmeye basarak çözülme ihtimali olan bir problem değil, iklim krizi çok daha zor ve uluslararası beraber yoğun çalışma gerektirecek bir problem.

BUNU DA OKU:  İş dünyasında yeni liderlik normu: Yenileyici Liderlik

Elbette ki bilim insanlarının söylemeye çalıştığı bilimsel bulguları medya, politikacı ve iş insanlarının kendi ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde karartmaları ve yukarı bakmamaya teşvik etmeleri yeni bir şey değil, bizim coğrafyamız da dahil dünyanın her yerinde asırlardır yaşanan bir olay.

Hemen kendi tarihimizden Takiyüddin örneğini verelim. Takiyüddin 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğunda Müneccimbaşı konumundayken Padişah III. Murat’a verdiği raporuyla ve Şeyhülislam Hacı Sadettin Efendi ve Sadrazam Sokollu Mehmet Paşanın desteğiyle bir gözlemevi kurar. Tarihçilere göre, Tophane’de kurulan bu gözlemevi zamanında Avrupa’da görülen benzerleriyle yarışabilen, hesap-kitaplarıyla ve ölçüm-biçimleriyle tam bir bilim yuvasıdır.

Tam gözlemevinin kurulduğu zamanlarda, yukarı bakmaları sayesinde, Takiyüddin ve ekibindeki bilim insanları gökte bir kuyruklu yıldız gözlemlemiş ve çizimler ve araştırmalarla bu cismi detaylı çalışmışlardır. 

Derken bütün dünyayı saran bir pandemi yaşanır. Veba salgını İstanbul’u da kasıp kavurmaktadır. Osmanlı da, zamanındaki Avrupa gibi, vebayı tanrının bir gazabı olarak yorumlar. Şeyhülislam Hacı Sadettin Efendi Takiyüddin’in gözlemevinin de Allah’ı kızdırdığını düşünmektedir. 

Netflix filmi olarak hayal etseydik… arka planda Galata Kulesi etrafında kırlangıçlar ötmeye başlarken bir sabaha karşı bütün gece yukarı bakıp gözlem yaptıktan sonra Tophane sırtlarında gözlemevinden çıkıp evine uyumaya gitmekteyken Takiyüddin’in yolunu iki genç adam keser ve şöyle tehdit ederler: 

‘Yukarı bakma Takiyüddin Efendi…’

Takiyüddin Efendi bu tehditlerden yılmaz, yukarı bakmaya ve bilimsel araştırmalarına devam eder. Sonunda Şeyhülislam evrenin sırlarını öğrenmeye çalışmanın bir küstahlık olduğunu Padişaha yazar ve III. Murat’ın verdiği emirle 1580 yılında bir gece Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa donanmasıyla gözlemevini topa tutar ve bütün cihazları, aletleri, araştırmaları, raporları, her şeyi yerle bir eder.

Yere Bakan Din ve Yukarı Bakan Bilim arasındaki bu mücadelede Yukarı Bakan Bilim kaybetmiştir. 

BUNU DA OKU:  Yeşil Posta: Ülkemizden ve dünyadan haberler

Belki de Osmanlı’nın bir sonraki yüzyılda çöküş dönemine girmesinin ve çağı kaçırmasının ardında Takiyüddin’in Şeyhülislam emriyle yıkılan gözlemevi ve benzeri bilim karşıtı yere bakan hamleler yatıyor olabilir. Apayrı bir yazı ve uzmanlık konusu olduğu için Osmanlı’yı orada bırakıyorum.

Bilime kulak asılmamasının felakete yol açtığı bu hikaye, nerdeyse 500 sene sonra bile, ne kadar tanıdık değil mi?

Filmde sonlara doğru, kuyruklu yıldız yaklaşmaya devam ederken, çok derin bir sahne var. Akşam yemeği sofrasında DiCaprio’nun karakteri yumuşak müzikli sofrada limonata ve kahve lezzeti gibi dünyevi konular konuşulurken kahvesini nasıl kendisi kavurduğu not edildikten sonra şöyle der:

‘Aslında düşünürseniz…gerçekten de her şeyimiz vardı, değil mi?’

Film boyunca espriler arasında yükselen gerilimi ara ara serpiştirilmiş doğa belgesel görüntüleri, balinalar, samurlar, karıncalar, hipopotamlar, bir sahnede banyo yaptırılan bir bebek veya yöresel dansını yapan bir Kızılderili görüntüsü, sizleri bilmiyorum ama benim boğazımı düğümlemeye yetti. 

Bilimin sesini dinlemeyip başka yönlere sapmak, yukarı bakmak yerine yere bakmak iklim krizi karşımızda da sonumuzu getirir. Yukarı bakmak istediğinizde yüzünüzü yere çeviren politikacı, medya mensubu veya iş insanlarına itibar etmeyiniz.

Bu yüzden hepimiz Adam McKay’in filmini seyredelim, seyrettirelim, iklim krizini konuşalım, konuşturalım, tartışalım, düşünelim, taşınalım ve her zaman yukarı bakmaya devam edelim.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Yalın Karadoğan

Doğasever, amatӧr doğal hayat gӧzlemcisi, ara-sıra yazar, Londra’da sivil toplum kuruluşu Turkey Mozaik Foundation kurucularından, private equity yatırımcısı.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Gündem, İklim Değişikliği
İklim değişikliği 2021’de dünyaya milyarlarca dolara mal oldu

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan yeni bir analiz, geçtiğimiz yıl içerisinde milyarlarca dolara mal olan iklim felaketlerini inceliyor. Rapora göre, ABD’deki Ida

Kapat