Yumurta dediğin nedir ki?
Geçen gün, en yakın arkadaşım olan Maggie ile alışverişe çıkmıştık. Paskalya geliyor diye yumurta alışverişi de yapacaktık, fakat sıra yumurtalara geldiğinde gereksiz bir sebepten dolayı çok uzun zaman harcadığımızı fark ettim. Yumurta dediğin nedir ki, alırsın gidersin. 50 gramlık bir şey için bu kadar zaman geçirmek niye? Küçük mü, büyük mü? Kahverengi mi, beyaz mı? Organik mi, değil mi?
Bu sıkıntımız buzdağının sadece görünen tarafı. Yumurta kartonunun üzerinde yazanlar bize ne kadar anlamlı gelirse gelsin, yumurtaları seçerken kararsız kalıyoruz.
Benim de yumurta hakkında tam olarak emin olamadığım bir iki soru vardı. Örneğin kahverengi ve beyaz yumurta arasında seçim yapamıyordum bazen. Oysa bu yumurtaların farklı oldukları tek nokta kabuklarının rengi ve çıktıkları tavukların türleri ile alakalı imiş. Beyaz tüylü tavuklardan beyaz yumurta, koyu renkli tavuklardan da koyu renk yumurta çıkarmış. Dolayısı ile biri diğerinden daha sağlıklı ya da daha lezzetli değilmiş. Besleyici özellikleri, tatları ve pişirme özellikleri açısından en ufak farkları yokmuş.
Organik yumurtaların daha sağlıklı olma ihtimalleri diğerlerine göre elbette daha yüksek oranda ama bu tavukların beslenme tarzlarına göre de değişiyor. Otlar ve böceklerle beslenen tavukların yumurtalarında omega-3 ve A, E ve D vitamini daha yüksek oranlarda bulunuyor. Bir de yurtdışında açık alanda yemlenen tavuklardan çıkan yumurtalara rağbet başladı. Bu da organik olmasının yanında besin değerinin yüksek olmasından dolayı tercih ediliyor.
Biz yine de hormondan, antibiyotiklerden uzak yetişmiş tavukların yumurtaları ile beslenmeyi seçiyoruz elbette. Bu kadar düşünmeye ne gerek vardı ki? Ha, bir soru daha kaldı, şimdi biz bu yumurtaları organik mi boyayacağız?