Ahtapotların gizli şehri ‘Octlantis’ keşfedildi

Zekaları, vantuzlu uzuvları ve her uzuvda bulunan “beyinleri” ile başka bir dünyadan gelmiş gibi görünen ahtapotlar, derinlerde tek başlarına yaşayan canlılar olarak biliniyor. En azından şu ana kadar böyleydi.

Biliminsanları, sadece çiftleşmek için bir araya geldiğini zannetikleri Avustralya’nın doğu kıyısında bir resifte yaşayan 15 tane “Octopus tetricus” türü ahtapotun deniz yüzeyinin 15 metre altında bir bölge “oluşturduğunu” keşfetmiş.

Octopus tetricus

Ahtapotlar Octlantis  (İngilizce ahtapot anlamına gelen octopus kelimesi ve kayıp şehir Atlantis’in harmanı ile oluşurulmuş) adı verilen bölgede, hep birlikte yaşamakla kalmıyorlar, aynı zamanda birbirleriyle iletişime geçiyor, zaman zaman birbirlerine oldukça yakın davranıyor ve bölgesinde tehdit oluşturduğunu düşündükleri canlılara karşı bölgelerini koruyorlar.

Araştırmanın direktörü David Scheel, bu gibi davranışların doğal seçilim sonucu ortaya çıktığını düşünüyor. Bu davranışlar genelde bu canlı türlerinde görülmeyen ama insanların da içinde bulunduğu omurgalı canlıların karmaşık sosyal davranışlarına benziyor.

(A) İki ahtapot deniz tarağından oluşturdukları yataklarında saklanıyor. (B) Bölgenin haritası; (C) 3 ahtapot tuğladan hücrelere yerleşmiş; (D) Bir ahtapot diğer ahtapotu cinsel olmayan bir şekilde inceliyor; (E) Büyük bir erkek ahtapot ile küçük bir dişi ahtapotun çadır şeklindeki çiftleşmesi (F) Yüzyüze vermiş iki ahtapot

18 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğindeki Octlantis’de 23 adet “yerleşim noktası” var. 13 ‘ü dolu olan bu noktalar taşlar, tuğlalar ve ahtapotların avladığı kabuklu hayvanların kabuklarından inşaa edilmiş.

Bir kaç yüz metre ileride bulunan başka bir yerleşim noktası ise 16 canlıyı içerisinde barındırmakta. Burada da aynı şekilde inşaa edilmiş yerleşim noktaları var ama buranın altında ise metalden olduğu varsayılan bir insan yapımı obje var.

Yerleşim noktalarından biri

Bu objenin ahtapotlar tarafından buraya getirildiği düşünülüyor. Çünkü bu inşaa edilmiş yapılar be metal objeyi temel alarak yapılmış. Bu iki alanda bulunan kırılmış taşların ise bu bölgeleri çekici hale getiren ve düzleştiren süslemeler olduğu düşünülüyor, çünkü bu taş parçalarının hiç bir işlevi yok.

Taş parçaları ile beraber bölgede bulunan kabukların ahtapotların avladığı canlılardan geldiğine inanılıyor. Ahtapotlar daha sonra ise çoğu midye ve deniz tarağından gelen bu kabuklardan başka “yerleşim noktaları” oluşturuyor.

BUNU DA OKU:  İnsanlığın doğaya etkilerini gerçeküstü eserleri ile betimleyen Josh Keyes ile tanışın
Bir ahtapot diğer ahtapotu evinden çıkarıyor

Çiftleşme, işaretleşme, kovalama ve diğer sosyal davranışların bu bölgelerde yaşandığı gözlemlenmiş. Öyle ki, bazı durumlarda ahtapotlar kendilerini dikey bir şekilde uzatıp, boyunlarını koyu bir renge dönüştürdüklerinde, bu yerleşim noktalarından diğer ahtapotların çıktığı ve bir daha gelmediği görülmüş.

Uzmanlar ahtapotların değişmediğini, insanların hayvanları analiz etme yöntemlerinin değiştiğini belirtiyor. Biliminsanları ve dalgıçlar bu bölgeler GoPro kameraları sakladıktan sonra 10 saatlik “insan etkisi olmamış” video kaydı almış.

Bu kayıtların neredeyse kesin olarak hiç bir şey bilmediğimiz ahtapot davranışları hakkında daha çok bilgiyi ortaya çıkarması bekleniyor.

via GIPHY

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Hayvanlar
Ataşehir taksileri kütüphaneye dönüşüyor

Ataşehir Belediyesi'nden şahane uygulama!

Kapat