Amazon’un Whole Foods’u satın alması organik gıda için yeni bir dönem açabilir mi?

Dünyanın en ikonik organik yiyecek satan mağazası ile dünyanın en büyük online perakendecisini birleştirirseniz ne olur? Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde görebileceğiz, zira online perakende devi Amazon, 1978’den beridir Amerika’da doğal ve sürdürülebilir ürünler satan Whole Foods’u geçtiğimiz günlerde yaklaşık 14 milyar dolara satın aldı.

Amazon aslında bir süredir küçük dükkanlar ve marketler ile deneyler yapıyordu, ama bu adım 700 milyar dolarlık bir pazara e-ticaretin gerçekten girişini sembolize ediyor. ABD, İngiltere ve Kanada’da 450 alışveriş merkezi bulunan Whole Foods’dan Amazon’un gıda pazarı hakkında öğrenebileceği ve yapabileceği çok şey var.

Buna karşın Whole Foods eskisi kadar doğal ve organik ürün pazarına sahip değil. Whole Foods’un fiyatları oldukça yüksek ve müşterileri “hipstervari” olarak tanımlandığından, ABD’li tüketiciler uzun bir süredir organik ve doğal yiyeceklerini başka marketlerden almaya yönelmişti. Hatta South Park adlı çizgi dizinin tüm bir sezonu, Whole Foods’u insanları nasıl değiştirdiğine dair hicivler ile doluydu.

TIKLAYIN: Gıda israfının önüne geçen ve tasarruf yaptıran 6 alışveriş önerisi

Amazon da aldığı eleştiriler bakımından Whole Foods’dan geri kalmıyor. Tüketici alışkınlıklarını değiştirmeyi hedefleyen bir ticari sistemin parçası olan Amazon’a alışan tüketiciler, online perakende devinde bir kere alışveriş yaptıktan sonra diğer ürünlerini de burada almaya başlıyor. Son yıllarda deterjan ve ev eşyaları satan Bed Bath & Beyond ve CVS gibi marketler, Amazon’un bu atılımından oldukça kötü bir şekilde etkilendi.

Bununla beraber internetten gıda satışı tamamı ile ayrı bir hikaye. ABD’de gıda ve içecek satışlarının e-ticaretteki payı sadece %2’lerde kalmış duruda. Amazon bile bu pazara sadece ucundan katılabilmiş durumda. Amazon Fresh adlı gıda teslimat servisi 10 yıl önce başlamış olmasına rağmen, ABD’de sadece bir kaç şehirde devam ediyor.

BUNU DA OKU:  Stanford ortalığı birbirine kattı

Bunun sebebi ise bu ürünlerin kâr oranlarının düşük olması ve teslimatının oldukça zor olması. Teslimatler düzgün yapılmadığı zaman etler çözülüyor, dondurmalar eriyor, domatesler zarar görüyor. O yüzden Amazon’un Whole Foods’un fiziksel mağazalarını ticari planlarının içine katması, yeni bir çağın başlangıcı olabilir.

Amazon Fresh komyonetleri iki saat içerisinde teslimatı garanti ediyor

2000 yılına kadar Whole Food’s da pazarlamanın başında olan Joe Dobrow, Whole Foods’un ihtiyacı olan yeniliklerin pazarcı kafasına sahip bu şirketin içinden geleceğine inanmıyor. Dobrow bu yüzden Amazon’un Whole Foods’u satın alışını yaratıcı ve 21. yüzyıla ait planların başlangıcı olarak kabul ediyor.

Dobrow her ne kadar haklı olsa da, çoğu kişi online alışverişin yarısına sahip olan Amazon’un gereğinden çok daha fazla güç kazandığına inanıyor. Ekonominin bir çok noktasına kollarını uzatan Amazon, perakendeden bilişime, eğlence sektöründen reklamcılığa kadar çoğu pazarda küçümsenmeyecek bir yere sahip.

Whole Foods’u sevenler ise marketlerde bulunan arkadaş canlısı ve topluluk odaklı projelerinin biteceğine inanıyor. Son iki yılda Amazon’un Birleşik Krallık, İspanya, İtalya, Fransa, Almanya ve Japonya’da hayata geçirdiği projeler ise onları haklı çıkarır şekilde.

ABD’de çok tercih edilmeyen Amazon Fresh bu şehirlerde insanların “haftalık alışverişlerini kapılarına kadar taşıyor”.İnternetten satış yapmak yerine marketlerden ürünleri evlere taşıyan Amazon Fresh neredeyse yüzyıllardır ürünlerini pazarlardan almaya alışkın insanları ve kültürleri etkiliyor.

Özellikle Milan’da daha önceden kolayca mahalle satıcılarından veya açık hava pazarlarından alınan taze meyve ve sebzeleri Amazon büyük satıcılardan alarak insanların evlerine kadar getiriyor. Aynı durumdan şikayetçi Paris’in ünlü valisi Anne Hidalgo ise Amazon’u yerel ekonomiye ve küçük perakendecilere zarar vermekle beraber aynı zamanda aşırı tüketim kültürü ile büyük oranda kirlilik ve gıda israfına yol açmakla suçladı.

Amazon’un CEO’su Jeff Bezos ise doğal ve organik ürünlerin pazarının çok daha fazla büyüyeceğine emin. Her ne kadar ABD’de Whole Foods’un da 1978’den beridir parçası olduğu doğal ve organik yiyecekler tüm gıda satışlarının %5’ine denk gelse de Bezos, insanların kendilerinin ve özeillikle çocuklarının vücutlarına giren yiyecekleri eskisinden daha çok ciddiye aldığının farkında.

BUNU DA OKU:  Katkısız, el yapımı, doğal ekmek dağıtımı yapan online fırın: 240 Derece

Amazon’un Elements adlı “seçkin” ürünleri ise bu ihtiyaca cevap verir nitelikte. Vitaminler ve bebek bezi gibi ürünlerde her bir içeriğin nereden geldiğini takip etmeye yarayan kodlar ile tüketiciler ürünlerinin tüm hikayesini öğrenebiliyor. Bu açıdan bakınca aynı felsefeyi ürünlerinde taşıyan, tavukların biraz kurgu da olsa hikayesini ürünlerin üzerine basan Whole Foods aslında Amazon için mantıklı bir seçenek olarak gözüküyor.

Amazon’un Elements ürünlerinden bir ıslak mendil: “Her paketin bir hikayesi vardır”

Whole Foods’un ve Elements’in bu felsefesini gıda pazarında kullanmayı, Teksas’da bir çiftlikte yetişmiş Bezos da kullanmak istiyor. Bezos ürünlerin uzmanlar tarafından üretileceği, Amazon tarafından kontrol edileceği ve tüm içeriklerin nereden geldiğinin belli olduğu bir sistem kurmak istiyor.

Bezos’un bu felsefesinin Amazon Fresh ve Whole Foods ile tüm dünyaya yayılması, yüksek kaliteli, güvenli ve taze gıdaları alışveriş mekezlerinde toplayıp ve herkesin kapısına kadar gelmesini sağlayabilir. Ama asıl soru yerel ekonomiye zarar veren, gıda ve ambalaj israfını artıran bir “teknolojinin”, yüzyıllardır süre gelen gıda alışveriş kültürünü tamamen değiştirip değiştirmeyeceği. Önümüzdeki süreçte sanırım en çok tartışılan konulardan birisi de bu olacak.

Kaynak: Fast Company: 1,2, The Economist

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Gıda, Gıda Gündemi, Hayat, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Teknoloji
Bi Değişik Dikiş Okulu: Başka bir gardrop mümkün

Biz onu Slow Food Fikir Sahibi Damaklar'dan tanıdık ama Ayşenur Arslanoğlu'nun bir de Bi Değişik Dikiş Okulu var. Herkesin hazır...

Kapat