Bugün Dünya Sulak Alanlar Günü: Sulak alanların korunması hem kentlerin geleceğini hem de doğayı koruyor

Her yıl olduğu gibi bugün de,2 Şubat’ta, sulak alanların önemi hakkında küresel farkındalık yaratmak için Dünya Sulak Alanlar Günü kutlanıyor.

Taşkınları önleyebilen, içme su kaynağı olarak kullanılan ve özellikle kuşlar ve diğer canlılar için önemi büyük bir ekosistem yaratan sulak alanlar neredeyse dünyanın her noktasında giderek büyüyen şehirler yüzünden yok olma tehlikesi altındalar.

4 milyardan fazla insanın yaşadığı şehirlerin nüfusun daha da artması bekleniyor. Hatta 2030 yılında nüfusu 10 milyondan fazla olan megaşehirlerin sayısının 31’den 41’e çıkması bekleniyor. Hızla büyüyen kentler ve kentlerde yaşayan nüfusun yönetimi, kent yöneticileri ve plancılarının karşısındaki en zorlu görevlerden biri olacak.

Bu yüzden WWF-Türkiye, Dünya Sulak Alanlar Günü’nde bu kez “Sürdürülebilir Kentsel Gelecek için Sulak Alanlar”  konusuna dikkat çekiyor.

Kentlerin temel insan ihtiyaçlarına cevap vermesinin yanında çevre dostu bir yapıda olmalarını sağlamak şart olduğunu belirten WWF-Türkiye, bu çerçevede, kentsel sulak alanların, şehirlerin daha yaşanabilir bir hale getirilmesine katkıda bulunarak önemli bir görevi yerine getirdiğini belirtiyor.

WWF-Türkiye yaptığı basın açıklamasın sürdürülebilir bir şekilde kullanıldığında sulak alanların kentlere birden fazla ekonomik, sosyal ve kültürel fayda sağlayabileceğini belirtiyor:

• Sulak alanlar aşırı yağışları absorbe eder; bu da kentlerdeki taşkınları azaltır; felaketleri ve bunun ardından gelen maliyetleri önler.
• Kentsel sulak alanlar, şehirlere su sağlar; arıtım özelliği sayesinde evsel ve endüstriyel atıkları filtreler ve su kalitesini artırır.
• Çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapan sulak alan ekosistemleri ayrıca, rekreasyon yoluyla insanların ruhsal ve bedensel sağlığına yardımcı olan yeşil alanlardır.

Konuyu değerlendiren WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem ülkemizdeki kentsel gelişimin, sulak alanların korunması ve akılcı kullanımı açısından endişe verici olduğunu söyledi. Kalem, kentler büyüdükçe arsa talebi artarken, kentlerin içinde ve yakın çevresindeki sulak alanların tahribatınında arttığını belirtti.

Bununla beraber Kalem, ülkemizde özellikle son yıllarda etkisini hissettiren kuraklıkla birlikte yaz aylarında baraj göllerinde yaşanması olası susuzluk sorununa karşı kentsel sulak alanların korunmasının önemi bir kez daha ortaya koyduğunu savundu.

Kalem açıklamasına şöyle devam etti: “WWF-Türkiye olarak, kent yönetiminden sorumlu kurumları, kentsel sulak alanların korunmasına yardımcı olacak yaklaşımları benimsemeye davet ediyoruz. Bunların başında sulak alan ekosistemlerinin korunması, sürdürülebilir kullanımın sağlanması ve zarar görmüş olanların restorasyonla yeniden kazanılması geliyor”.

Uluslararası Sulak Alanlar Kongresi de, yayınladığı basın açıklamalarında sulak alanları yeniden değerlendiren kentlerin önemine dikkat çekiyor. Verilen örneklerde özellikle New York’a çok büyük zararlar veren 2012 yılında gerçekleşen Sandy Kasırgası’nda sulak alanların 625 milyon dolarlık olası zararı engellediği açıklanıyor.

Londra’da ise sulak alanların yeniden değerlendirilmesi ile kurulmuş 400 bin metrekarelik Londra Sulak Alanlar Merkezi ise 180 kuş türüne ev sahipliği yapıyor ve her yıl 170 binin üzerinde turistin ziyaret ediyor.